KARA Kuvvetleri Komutanı
Orgeneral İlker Başbuğ, 23 yıldır süren
terörle mücadelede, bölücü örgüte
katılımların önüne geçilmesinde başarısız olunduğunu belirterek, “Başarılı olsaydık, bu mücadele sürecinin bugünlere gelmemesi lazımdı. Bunun için adım atmamız gereken çok konu var'' dedi. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin terör mücadelesini yasalar çerçevesinde yürüttüğünü kaydeden Orgeneral Başbuğ, “Türk ordusunu dünyanın başka hiç bir ordusuyla karıştırmasınlar büyük yanlış yaparlar'' dedi.
Doğu ve Güney
doğu’daki birlikleri denetleyen
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral
İlker Başbuğ, 2’
inci Ordu Komutanı Orgeneral
Hasan Iğsız, 7’inci
Kolordu Komutanı Korgeneral
Bekir Kalyoncu ile birlikte
Diyarbakır Valisi Hüseyin
Avni Mutlu’yu makamında ziyaret etti. Orgeneral Başbuğ, gündemdeki konuyara ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. İç güvenlik görevi yapan birlikleri denetlemelerinin ardından Diyarbakır’a geldiğini belirten Orgeneral Başbuğ, birliklerin kendilerine verilen bu görevi büyük bir kararlılıkla, azimle ve başarıyla sürdürdüğünü gördüğünü söyledi. Orgeneral Başbuğ, “İleriki dönemde de bunun aynı şekilde devam edeceğine olan inancım bir kez daha güçlendi'' dedi.
“KATILIMLARI ENGELLEMELİYİZ''
Terörle mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceğini anlatan Orgeneral İlker Başbuğ, son bir yıl içinde
terör örgütü üzerinde birliklerin büyük bir
baskı kurduğunu vurğuladı. Orgeneral Başbuğ, “Önümüzdeki sonbahar ve kış döneminde de bu baskı aynen devam edecektir. Onun için çeşitli vesilelerle ifade ettik. Teröristlere ve onların destekleyicilerine bir kez daha sesleniyoruz. Terörle bir yere ulaşamazsınız. Terörle bir yere ulaşmak mümkün değil'' dedi.
Teröristler ve destekçilerinin yapacağı en iyi şeyin, güvenlikg üçlerine teslim olup Türk adaletinin karşısına çıkmak olduğunu kaydeden Orgeneral Başbuğ, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Daha önce ifade ettik, bugün terörle mücadeledeki süreç ki, bu süreç 1984 te başladı. Eğer bu sürenin kısaltılmasını istiyorlarsa ki, herkes istiyor elbette, o zaman en önemli noktalardan birisi bu sürecin kısaltılmasını isteyen herkesin terör örgütüne katılımların engellenmesine çalışılmasıdır. Evlatlarını terör örgütlerine kaptıran anne ve babaların da bazı yapabilecekleri şeyler olduğuna inanıyorum.'' Örgüte katılımın
kontrol altına alınması halinde ülkenin terör belasından, beklenenden daha kısa sürede kurtulacağını vurgulayan Orgeneral Başbuğ, şunları söyledi:
“Terörle mücadelede güvenlik kuvvetlerinin en büyük görevi elbette
teröristi etkisiz hale getirmektir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti 1984-2007, bu güne kadar 23 yıl için konuşuyorum. Terör örgütüne katılım konusunda ki, bu görev kimi düşüyor? Devlete düşüyor, herkese düşüyor. Ama derseniz ki, ‘Eefendim 1984 ten 2007’ye, 23 yılda Türkiye Cumhuriyetki Devleti bu terör örgütüne katılımlar noktasında başarılımıdır?’
Hayır, başarılı olsaydık bu mücadelede sürecininin bugünlere gelmemesi lazımdı. Başarısızdık tamam, ama son bir yıl için söylemiyorum, 23 yıllık süreci kastediyorum. Bu konuda adım atmamız gereken çok konu var. İkinci konu masum vatandaşımız ile teröristi ayırmak çok önemlidir. Bugün iç güvenlik harekatını yürüten birliklerimizin en büyük zorluğu budur. Çünkü 1990'lı yıllara göre
bölgemizde artık boş köy yoktur, mezralar açık biz buna hayır da demiyoruz. Belki bazı sınırlamalar yapılabilir. Ama inanın, bu güvenlik harekatında karşılaşılan en büyük zorluk budur. Çünkü gece karanlığında düşünün karşılaştınız, onun mutlaka masum bir vatandaşta mı yoksa terörist mi olduğunu iyi ayırt etmek zorundasınız. Ayırt edemezseniz yanlış iş olur. Biz buna dikkat ediyoruz.'' Orgeneral İlker Başbuğ, terörle mücadelede güvenlik güçlerinin hukuk içinde kalmak zorunda olduğunu, ancak teröristin böyle bir zorunluğu olmadığını vurgularken, “Mücadeleyide zorlaştıran nokta bu. Tabii öbür taraf ise ilk ateşi açıyor ve şehit de veriyoruz. Ama bunlara eğitimle çözüm bulmak zorundayız. Bu mücadelenin
kilit nokatlarından bir tanesidir'' dedi. Orgeneral Başbuğ, konuşmasına şöyle devam etti:
“Birincisi
Türkiye Cumhuriyeti devleti hukuk devletidir. Hukuk devletinde herkesin mevcut yasalara uyma zorunluluğu var. Bu mücadeleyi de hukuk devleti içinde yapmak zorundayız, bu hayatidir. İkinci neden yasalara uymak, masum vatandaşımız ile teröristi ayırmak açısından hayati öneme haizdir. Aksi uygulamalar örgüte katılımları engellemez, biz bunun idraki içindeyiz.
Masum halkımız ve töröristi ayırt etmek zorundayız. Bazen bunun için şehit de verebiliriz ama başka çıkar yolumuz yok.''
“SİLAHLI KADRO DURDUĞU SÜRECE MÜCADELE SÜRECEK''
Terör örgütünün silahlı kadrosunun durduğu sürece mücadelenin süreceğini dile getiren Orgeneral Başbuğ, “Bazıları diyor ki, örgütün silahlı gücü kırsalda dursun olduğu gibi, güvenlik güçleri de aynı zamanda operasyonları durdursun. Bu görüşün hiç bir mantığı yok. Devlet, millet bize bir görev vermiş. Terörist neredeyse bizim görevimiz kanunlar çerçevesinde, yasalar çerçevesinde onları bulup etkisiz hale getirmektir. Bu konuda kimsenin en ufak bir şüphesi olmasın. Bu bölücü terör örgütünü silahlı kadrosu durduğu müddetçe emniyetimizden silahlı kuvvetlerimizin bütün unsurlarıyla biz bu görevi yapmaya kararlıklıkla devam ederiz aksini hiç kimsenin isteme hakkı yoktur'' dedi.
Terörden en fazla acıyı bölge halkının çektiğini söyleyen Orgeneral Başbuğ, “Bölge halkı bu mücadelede bizim her zaman en büyük destekçimiz oldu. Bu mücadelede onun için diyorum ki masum halkı ile töröristi, işbirlikçisini ayırmak zorundayız. Herkese potansiyel terörist gözüyle bakamayız. Bölge halkımız gerçekten terörden artık bıktı. Niye? Bölge halkımız terörden en büyük zararı görendir. Malını kaybetti, canını kaybetti, artık bölgedeki insanımız bundan bıktı'' dedi.
Bölge halkının duyduğu acıları kendi acıları bildiklerini kaydeden Orgeneral Başbuğ, “
Beytüşşebap’ta yaşanan
katliam, vahşettir. Oradaki insanımızın duyduğu acıyı aynen paylaşıyoruz ve gerçekten o olay bizim de yüreklerimizi dağlamıştır. Terörle mücadelede bize göre en önemli hususlardan biri devletiyle, güvenlik güçleriyle bu bütünleşme çok önemli. Bize göre bu görevin yerine getirilmesinde en büyük görev kesinlikle mülki amirlerimize düşüyor'' diye konuştu.
“TSK'YI, BAŞKA ORDULARIYLA KARIŞTIRMASINLAR“
Orgeneral İlker Başbuğ, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni başka ülkelerin ordularıyla da karıştıranları uyararak, konuşmasını şöyle tamamladı:
“Beytüşşebap’taki olayla ilgili kimisi şöyle, kimisi böyle diyor. Ben sadece şunu ifade ediyorum. Ne o iddiaları yapanları, ne o iddiaları ciddiye almaya değer görmüyorum. Onun için onlara
cevap verme durumunda da değilim. Onlara kesinlikle bir cevap vermeye gerek duymuyorum. 12 Eyül’de Diyarbakır’da da 10 kişinin öldüğü bir olay oldu. Biz bu olayın aydınlatılmasını çok istedik. Biz istiyoruz ki, bunların da faillerinin ortaya çıkmasını çok istiyoruz. TSK’yı iyi tanımayanlar, tanıyıp da tanımamaya çalışanlara, sadece şunu söylüyorum. Hiç değilse Türk Silahlı Kuvvetleri'nin
Çanakkale Savaşları'na baksınlar. Çanakkale Savaşı'nda bu ordu düşmanına ne yaptı, bu ordu mayası olan bir ordu. O ordu bizim atalarımız, bu ordu
İstiklal Savaşı'nda,
Kore’de ne yaptı. Biraz onlara baksınlar. Türk ordusunu dünyanın başka hiç bir ordusuyla karıştırmasınlar büyük yanlış yaparlar.''