PKK'yı ne şaşırtır?
Abuk sabuk çözüm tekliflerini bir tarafa bırakırsak,
Türkiye'nin PKK
terörüyle mücadelesinde başarılı olabilmesi için bundan sonra başka daha neler yapılabilir?
Yukarıdaki cümle bir kaç önermeyi içeriyor. Bir kere 'abuk sabuk' teklifleri dikkate almayacağız. İkincisi, bugüne kadar uygulanan
tedbirlerden doğru olanlara kesintisiz devam edeceğiz. Üçüncüsü de, terörle mücadeleyi PKK hedefiyle sınırlı tutacağız. Bu önermeler yoluyla varmak istediğimiz nokta, hükümet dahil terörle mücadelede aktif rol oynayan bütün unsurların dikkatinin yoğunlaşması gereken tedbirler arayışına girmemizdir.
Yoksa Filistinliler için öngördüğü alanı sınır teşkil edecek biçimde devasa duvarlarla ayıran İsrail'in yaptığı da bir tedbir. Aynı tedbiri kaçak göçleri önlemek için, ABD de,
Meksika sınırında uyguluyor. Bizde de 'tampon
bölge' ile başlayıp işi bu noktaya kadar götürmek isteyenler mutlaka çıkacaktır. Ancak bu tür teklifleri şimdilik 'abuk sabuk' kategorisine yerleştirmeliyiz.
Türkiye terörle mücadelesini daha farklı bir zeminde yürütmeli ve kazanamadığını ilân etmek üzere değil bu mücadeleden kazanmış olarak çıkmalıdır.
PKK hiç kuşku yok kanlı bir
terör örgütü. Türkiye'nin 20 küsur yılı bu gerçeği dünyaya kabul ettirmeye çalışmakla geçti; son birkaç yıl içerisinde bu çabalarda başarıya ulaşıldığı görülüyor. ABD ve AB ülkeleri, PKK'yı 'terör örgütü' kabul ettiklerini en yetkili temsilcileri ağzıyla açıkladılar ve terör listelerini de buna göre yeniden tanzim ettiler. ABD Türkiye'nin PKK ile mücadelesine
destek veriyor, bazı AB ülkeleri de PKK'ya göz yummaktan vazgeçti.
Eğer bu alanda bir zafiyet yaşanıyorsa, yani PKK yeniden dış destek alıyorsa, Türk diplomasisi civataları sıkıştırmak üzere derhal devreye girmeli, bu kazanımın tersine dönmesine asla müsaade edilmemelidir.
İkinci başarılı alan,
teröristle terörün ürediği bölgede yaşayan insanlar arasına mesafe konulabilmesidir. Türkiye terörle mücadelenin en önemli unsuru olan mesafe koymada ve bölge insanına zarar vermeden mücadelesini sürdürmede hayli sıkıntılar yaşadı. Darbe-sonrası dönemde cezaevlerinin tıka basa doldurulmasından,
Diyarbakır Cezaevi'nde dünya işkence literatürüne geçecek aşırılıkta uygulamalardan bugüne gelinebildi.
Son genel seçimde halkın
iktidar partisine gösterdiği teveccüh çıkış yolunu gösterecek niteliktedir.
Üçüncü başarı alanı... Üçüncü başarı alanı
siyaset olabilirdi, bunun için zemin de gerçekten müsaitti; ancak çeşitli sebeplerden siyaset alanında kaydedilebilecek başarıyı erteleyegeldi siyasetçiler. Ak Parti'nin bu alanda başarı için yerel seçimleri beklediği anlaşılıyor. Genel seçimlerde bölge illerinde kaydedilen başarı yerel seçimlerde de artarak tekrarlanabilirse, Ak Partili belediyeler eliyle sunulacak hizmetlerin, 'siyaset alanında başarı' yerine geçeceğini
hesap ediyor gibi Ak Parti...
Türkiye PKK terörüyle mücadelesinde siyaset alanında da başarılı olmak zorunda. PKK terör örgütü de, buna karşılık,
Aktütün eylemiyle Ak Parti'nin siyaset alanını kapsama hesaplarına
darbe vurmayı hedeflemiş görünüyor.
Bu tahlil doğruysa, yapılması gerekenler bellidir:
Başarı kaydedilen dış dünyada PKK desteğini kesme ve içeride halkla terörist arasına mesafe koyma alanlarında çalışmalara devam edilmeli, henüz tamamlanmamış 'siyaset alanında başarı' için de yerel seçimler beklenmeden kollar sıvanmalıdır. Bölge halkının
ekonomik sıkıntılarını hafifletecek her türlü tedbir şimdiden alınabilir. Yerel
yönetimlerin yetmediği yerlerde merkezi yönetim elini bölgeye uzatmalıdır.
Ne yapılırsa yapılsın her yapılan terörle mücadelenin askerî boyutunu sağlamlaştırmak, Türkiye'nin PKK terörüne karşı verdiği mücadeleden başarıyla çıkmasını sağlamak için yapılacaktır. Öncelikleri doğru tespit edilmiş, sınırları iyi çizilmiş, profesyonel ellere terk edilmiş bir askerî yapılanmayla sonuç alınabilir.
Asker önceliğini esas görev alanına vermeli, dikkatini başka alanlara dağıtmadan mücadelesini sürdürmelidir.
PKK'yı şaşırtıp etkisiz bırakacak olan da zaten budur.
FEHMİ KORU/YENİ ŞAFAK