- PYD, Türkiye'den 3 talepte bulundu.
- İlk madde Suriye politikasında ters bir dalgayı öngörüyor.
- 2. madde PKK'nın devlet kurmasına yardım manasına geliyor.
- 3. madde ise sınırları açmayı şart koşuyor.
- 'Çözüm süreci Suriye politikasını da abluka altına aldı.'
Bugün Gazetesi yazarı Gültekin Avcı, geçtiğimiz günlerde Türkiye'ye gelen PYD lideri Salih Müslim'in isteklerini kaleme aldı ve bu taleplerin aslında ne anlama geldiğini tek tek açıkladı. İşte o köşe yazısı...
Türkiye'nin PYD Başkanı Salih Müslim'e ilettiği talepler, KCK gerçeğini hâlâ iyi anlamadığının nişanesi. Muhatap olduğu örgütün organizmasını ve hiyerarşisini hâlâ tanımadığının delili. Bu taleplerin asli muhatabı Salih Müslim değil KCK'dır. Salih Müslim'in alacağı tüm kararlar, KCK Yürütme Konseyi'nin tasdikine bağlıdır. Hükümetin talepleri Salih Müslim'i aşar. Aşıyor ki Türkiye'de, Suriye'de, Irak'ta ve İran'da önümüzdeki süreçte nihai olarak hangi stratejilerin takip edilebileceği, PYD'ce değil, KCK Kongra-Gel 9. toplantıda kararlaştırılıyor.
Hükümet PYD'den 3 talepte bulundu. Lakin KCK/PYD'nin de hükümetten 3 isteği var:
1. Türkiye'nin Suriye'deki İslamcı gruplardan desteğini çekmesi.
Bu bir manada Türkiye'nin ÖSO'ya sırtını dönmesini şart koşmak demektir ki, Cephetü-n Nusra, Ahfad-ı Resul, Ahrar-ı Şam, Irak Şam Devletü-l İslam gibi gruplar zaten pek çok parçadan oluşan ÖSO içindedir. Dolayısıyla Türkiye'nin bu zamana kadar yürüttüğü Suriye politikasında tam bir devrim, ters bir dalga istenmektedir. "Esed'e karşıyız ve onun devrilmesini istiyoruz" diyen Salih Müslim'in PYD'si, Esed'i devirme azmindeki ÖSO gruplarına karşı şiddetli bir çatışma içindedir.
12 Temmuz'da, Kürt yanlısı Hawar Haber Ajansı'nda (ANHA) PYD'nin geçici bir hükümet, anayasa ve parlamento kurma konusundaki planları yer almıştı. KCK Kongra-Gel'in 9. toplantısında da Kuzey Suriye'de bölgesel bir yönetim inşa edilmesi konusu karara bağlanmıştı. İşte PYD'nin hükümetten bir diğer isteği, KCK'nın Rojava'da yakın gelecekte inşa edeceği geçici hükümet ve statü (özerklik/federasyon/bağımsızlık) konularında Türkiye'nin kendilerini desteklemesidir. PKK-PYD ekseni inanılmaz bir şekilde KCK'nın Suriye ayağını inşa edebilmek için Türkiye'den yardım beklemektedir.
KCK'nın Suriye ayağı PYD, Barzani ve Türkiye ile çevrili bir konumda. Bu itibarla Türkiye ile ekonomik ilişkiler kurarak ablukayı yarma gayesinde. Türkiye PKK-PYD'ye destek verirse, PYD hâlâ hükümet bürokrasisinde çalışanların maaşlarını Şam'a bağımlı olmadan ödeyebilecek. Dahası Irak Bölgesel Kürt Yönetimi gibi Türkiye ile iyi ilişkiler kurabilecekler.
İyi ilişkiler her zaman olsun da... Göz ardı edilmemesi gereken küçük bir fark var burada. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi, PYD gibi Türkiye'de yıllardır kan döken terör örgütü KCK'nın ayağı değil. Türkiye açısından Irak Bölgesel Kürt Yönetimi'yle, KCK terör örgütünün Suriye ayağı PYD arasında sanırım fark vardır gören gözler düşünen dimağlar için. PYD'nin Türkiye tarafından desteklenmesi demek, PKK'nın devlet kurmasına destek vermek demektir. PYD'nin desteklenmesi demek, PKK'ya büyük bir güvenlik alanı ve siyasal güç tahsis etmektir.
3. Türkiye'nin PYD'ye sınırlarını açması.
PYD, Rojava'daki Kürt bölgesini yönetmekte ciddi zorluklar yaşıyor. Kaynak sıkıntısı had safhada. PYD mayıs ayında Barzani'nin eğitimli Kürt savaşçılarından 74 kişiyi tutuklamıştı. Bu gelişmeye karşılık Barzani 18 Mayıs'ta Fays Habur yakınlarında kendi kontrolündeki sınır kapısını kapattı. Böylelikle PYD Türkiye ve Barzani arasında sıkıştı. Destek ve yardım alabilmek için Türkiye'nin sınırlarını açmasına azami derecede ihtiyacı var.
Kuzey Suriye'de Kürt bölgeleri; en batıdaki Afrin, Ayn el-Arab ve doğudaki Haseke olmak üzere üç farklı ve dağınık mevkilerde. Hele Araplar tarafından kuşatılan Afrin ilçesi ve Türkiye sınırına, diğer Kürt bölgelerinden geçiş PYD için imkânsız. Aradaki bölgelerde ÖSO hâkimiyeti söz konusu olduğu için Barzani'nin PYD'yi Afrin'e ulaşması için desteklemesi bile fayda etmeyecektir. Karşımızda Kürt Ulusal Konseyi değil, PKK-PYD grubu var. İşte mesele bu...
PYD'nin Türkiye'den isteklerine hükümet nasıl yaklaşacak?
Kuzey Suriye artık çözüm sürecinin ayrılmaz bir parçası. PYD çözüm sürecinin yeni ara aktörüdür. Kürtler'in yoğun yaşadığı Rojava olarak adlandırılan bölgedeki KCK/PYD varlığı, Türkiye tarafından himaye edilmedikçe çözüm sürecinin yürümeyeceği anlaşılıyor. Bu haliyle çözüm süreci, Türkiye'nin Suriye politikasını da abluka altına aldı. KCK/PKK, Türkiye'nin Suriye politikasını da yönlendirebilecek mi göreceğiz.
GÜLTEKİN AVCI - BUGÜN GAZETESİ