Buna göre
Danıştay’ı basıp bir hâkimi öldüren
Alparslan Arslan’ın
babası önce hem oğluna hem olaya tepki gösterdi. Sonra
banka hesaplarına yüklü para akışı oldukça söylem değiştirip ‘Oğlum baskını din için yaptı’ dedi
Ergenekon iddianamesine göre Danıştay
saldırganı
Alparslan Arslan’ın babası İdris Arslan’ın olayla ilgili açıklamalarında ‘banka hesaplarındaki artıştan sonra ciddi değişiklikler oldu’. Baba Arslan’ın açıklamaları incelendiğinde, 17
Mayıs 2006’daki saldırıdan
Ağustos 2006’ya kadar ‘Oğlum yapmamıştır’ yaklaşımını sergilediği,
duruşmaların başladığı 12 Ağustos’tan sonra ise ‘Oğlum, milletin değerlerine
hakaret edildiği için
tahrik oldu, dini için yaptı’ mesajını verdiği görülüyor.
Danıştay saldırısının ardından, Aslan ailesinin banka hesaplarında 100 bin YTL’lik artış olduğu iddiası, dün
Radikal’in manşetinde yer almıştı. İddianame bu para trafiğini baba Arslan’ın
dava boyunca seyir değiştiren açıklamalarıyla paralellik kurarak sergiliyor. İlk başta saldırıyı oğlunun yaptığına inanmayan İdris Arslan, bu süre içinde oğlunun akli dengesinin
kontrol edilmesini bile istemişti.
18 Mayıs 2006 (Saldırıdan bir gün sonra): “Çok üzgünüm, şaşkınım. Oğlum inançlı, namazında niyazında biri. Ancak milletine, devletine bağlı. Aşırıya kaçan biri değildi. Saldırgan inşallah oğlum değildir diye dua ediyorum. Bir aşırılığı yoktu. ABD’nin
Irak’ta yaptıklarına karşıydı. Bunlardan etkilenmiş olabilir. Son dönemlerde psikolojisi bozulmuştu. Eğer yapmışsa, bir eğitimci olarak psikolojisinin bozukluğundan kaynaklanmıştır diyorum.”
19 Mayıs 2006 (Oğlu ile yaptığı ilk görüşmede): “Nasıl kıydın bu insanlara?”
5 Ağustos 2006: Mahkemeye başvurarak oğlunun akli dengesini yitirdiği için psikiyatrist kontrolünden geçmesini istedi.
Ankara Numune Hastanesi’ne götürülen Alparslan Arslan’ın, testler sonucu ‘
akıl sağlığının yerinde olduğu ve suç işleyebileceği’ kanaatine varıldı.
İdris Arslan duruşmalar başladıktan sonra oğlunun saldırıyı dini inançları için gerçekleştirdiğini savundu. Baba Arslan’ın ilk duruşmadan itibaren yaptığı açıklamalar şöyle:
12 Ağustos 2006 (İlk duruşma sonrası basına): “Emperyalist güçlere alet olmayın.
Milletin hizmetinde olun. Milletin değerlerine hakaret edene bu millet gereken dersi verir, bunu herkes bilsin. Bu ülkede
İslam düşmanları,
Kuran düşmanları, millet düşmanları var. Bu ülkede adı Mehmet, Mustafa olan birçok
Ermeni ve Rum var. Bunlar
laiklik adı altında bu ülkenin değerlerine
ihanet ediyor.”
4 Eylül 2006: Osman
Yıldırım’ın akrabası
Muhsin Yıldırım’ın
Ziraat Bankası nezdindeki hesabına 5 bin YTL yatırıldı.
4 Eylül 2006: İdris Arslan’ın eşi Hatice (Porsor) Arslan’ın Bank
Asya Üsküdar hesabına üç seferde 30 bin dolar ve 10 bin
avro yatırıldı.
22 Eylül 2006 (Duruşmada): “Oğlum milletin değerlerine hakaret edildiği için tahrik oldu.
Cumhuriyet Gazetesi oğlumu tahrik etti, bu gazeteden davacı olacağım.”
19 Ekim 2006 (Duruşmada): “Oğlumun suçlu olduğuna inanmıyorum. Silahın üzerinden çıkması ateş ettiği anlamına gelmez. Yaralanan hâkimlerle yüzleştirilsin. Papa nasıl
Müslümanlara hakaret ettiyse Cumhuriyet de domuza
türban giydirip aynı şeyi yaptı...”
21 Kasım 2006: İdris Arslan’ın
Bank Asya Üsküdar Şubesi’ndeki banka hesabına dört seferde toplam 22 bin avro nakit yatırıldı.
24 Kasım 2006 (Duruşma öncesi): (Avukat
Abdurrahman Sarıoğlu ile birlikte Danıştay davasının görüldüğü mahkemeye verdiği dilekçe işleme konmayınca) “Danıştay saldırısı ile eski
Gümüşhane Barosu Başkanı Ali Günday’a yapılan saldırının benzerlikler taşıdığına dikkati çekmek istemiştik.”
26 Nisan 2007: Osman Yıldırım’ın akrabası Muhsin Yıldırım’ın
İş Bankası Pınarhisar Şubesi hesaplarına 2 bin 500 YTL yatırıldı.
27 Temmuz 2007: (Alparslan Arslan, duruşmada saldırının,
Veli Küçük ve
Muzaffer Tekin ile ilgisi olmadığını öne sürüp, yakalanmasa
Ahmet Necdet Sezer ve Şener
Eruygur’a suikast düzenleyeceği yönünde ifade verip,
Fethullah Gülen’e bağlılıklarını bildirince...) “Oğlumun bu yönde açıklamalar yapacağını biliyordum. Ancak Sezer ile ilgili bir açıklama yapacağını bilmiyordum.”
24 Ağustos 2007 (Duruşmada): “
Demirel yüzde 80’i başörtülü olan bir toplumda ‘Başörtülüler Suudi
Arabistan’a gitsin’ diyor, bu hiç eleştirilmiyor.
Başbakan çıkıyor, ‘Milletin birliğini temsil eden Cumhurbaşkanına saygı gösterilsin’ diyor, bu eleştiriliyor.”
6 Ekim 2007: Osman Yıldırım’ın akrabası Muhsin Yıldırım’ın hesabına 3 bin 500 YTL...
27 Kasım 2007: Sanık
İlhan Parlak’ın
Ziraat Bankası hesabına 40 bin YTL yatırıldı.
31 Aralık 2007: İlhan Parlak’ın aynı hesabına 101 bin 50 YTL yatırıldı.
7 Ocak 2008: Muhsin Yıldırım’ın hesabına 4 bin 688 YTL yatırıldı.
8 Ocak 2008: İlhan Parlak’ın hesabına 72 bin 502 YTL yatırıldı.
14 Ocak 2008: Osman Yıldırım’ın akrabası Mehmet Yıldırım’ın Ziraat Bankası hesabına 8 bin YTL yatırıldı.
17 Ocak 2008: Muhsin Yıldırım’ın hesabına 2 bin 689 YTL yatırıldı.
31 Ocak 2008 (Duruşmada): “
Başörtüsü Allah’ın emridir. Müslüman bir millet Allah’ın emrine mi uyacak, yoksa safsata bir kanuna mı boyun eğecek? Zafer sonunda milletin olacak.”
14 Şubat 2008 (Duruşmada): “Bugün karar açıklanacak. Alparslan’a şunu söylemek istiyorum, yüreğine
kurban olduğum, merak etme oğlum, ezan dinmez,
bayrak inmez, vatan bölünmez. Yüce Allah Yusuf’u zindandan alıp,
Mısır’a
sultan yapmıştı.”
21 Temmuz 2008 (NTV’ye demeci):“Oğlumun Ergenekon
terör örgütü ile bağlantısı yok. Saldırı
kaos yaratmak için değil, milletin hassasiyetlerine dil uzatıldığı için gerçekleştirildi. Saldırıdan önce
Elazığ’a geldi, uzun uzun görüştük. Türban konusundaki tepkisini sık sık dile getiriyordu, kararı verenlerin cezalandırılması gerektiğini söylüyordu. Ben de ‘Sinirleneceğine bir mum da sen yak oğlum’ dedim. Oğlum manevi değerlemize dil uzatanları cezalandırmıştır, Ergenekon çetesi ile uzaktan yakından bağlantısı olamaz. Avukatlık yaptığı dönemde Ergenekon sanığı
Muzaffer Tekin’in şirketinin işlerini takip etti. Bu nedenle görüşmeleri
doğal. Oğlumu benden daha iyi tanıyan olamaz, (
Veli Küçük ve Muzaffer Tekin’le) fotoğraftaki o değil.
RADİKAL