'Paralel yapı' safsatası ile aylar önce başlatılan hukuksuz ithamlar ve tehditler yargısal proje halinde süreçlere dönüştürülmeye başlandı. 14 Aralık 2014'te Zaman Gazetesi ve Samanyolu Televizyonu'na yapılan polis baskınları da bunun en büyük örneği oldu. Zaman ve STV'yi, Tahşiye grubuna yönelik dava üzerinden suçlamaya, ‘terör örgütü' yapmaya çalışan emniyet ve yargının planı suya düştü. Bizzat hükümete yakın medya eliyle yayınlanan görüntüler, 14 Aralık'taki operasyonla Zaman ve STV'nin içine çekilmeye çalışıldığı kurgusal bir yargı sürecine ayna tuttu. Kurgusal iddianın dayanağı, 2010 yılındaki polis baskınında Tahşiye grubuna ait olduğu iddia edilen bir evde bulunan bombalarda polisin parmak izi olduğu bilgisi idi. Bu tespitten yola çıkarak, polisin kumpas kurarak Tahşiye grubunu tutuklattırdığı iddia edilmişti. Hükümet yanlısı Kanal 24 televizyonunda 'Günün Manşetleri' programında yayınlanan operasyonun İstanbul Emniyeti tarafından kaydedilen görüntülerinde, arama yapan polisin eldiveninin delik olduğu açık bir şekilde görülüyor. Görüntülerde eldivenin delik olmasının görülmesinden sonra polis eldivenini değiştiriyor. Görevli memurlar bunu sözlü olarak da ifade ediyor.
Bu durumla ilgili daha önce de açıklamalar yapılmıştı. Bu açıklamalarda da, polisin arama sırasında delik eldivenle bomba tuttuğunu fark etmesi üzerine tutanak tuttuğu belirtilmişti. Bu tutanakta, ‘eldivenlerin delik olduğunu belirterek bunu tutanağa geçirdiğini' yazdığı kaydedilmişti. Hatta aynı tutanağa, ‘delik eldivenle tutulduğu için parmak izim olabilir, bu nedenle mukayeseli parmak izi tespiti yapılsın' şerhinin de ilave edildiği polisler tarafından dile getirilmişti. İktidar yanlısı televizyonun 'Kumpasın görüntüleri' diye verdiği bu video kaydı da, polislerin açıklamalarını ve tutanak bilgilerini teyit eder nitelikte. Başka bir açıdan da, medyaya yönelik operasyonların da tamamen bir kurgu olduğu bu şekilde itiraf edilmiş oldu.ZAMAN
