'Partileri hizaya getirmenin tam zamanı'

Yargıtay Eski Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Türkiye'nin sıkıntılı bir dönemden geçtiğini belirterek, anayasa ve yasalara aykırı hareket eden partileri hizaya getirmenin tam zamanı olduğunu söyledi.

'Partileri hizaya getirmenin tam zamanı'

Yargıtay Eski Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Türkiye'nin sıkıntılı bir dönemden geçtiğini belirterek, anayasa ve yasalara aykırı hareket eden partileri hizaya getirmenin tam zamanı olduğunu söyledi. Siyasi partilerin demokratik hayatın vazgeçilmez unsurları olduğunu ifade eden Kanadoğlu, "Siyasi partiler olmadan demokrasi olmaz. Ama demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurları olan siyasi partiler, önce bir kurallar rejimi olan demokraside anayasa ve yasalara uygun hareket etmek zorundadır. Siyasi partilerin anayasaya aykırı hareketleri nedeniyle ülkeye verdiği büyük zararın önlenmesi için haklarında kapatma davası açılınca yargıyı suçlama yerine, anayasaya ve yasalara aykırı hareket eden partileri hizaya getirmenin tam zamanıdır" dedi. Akdeniz Üniversitesi tarafından düzenlenen 'Anayasa Hukuku ve Son Gelişmeler' konulu toplantıda konuşan Yargıtay Eski Cumhuriyet Başsavcısı Kanadoğlu, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın 'Meclis, Anayasa Mahkemesi'ne üye seçsin" çıkışını eleştirdi. Kanadoğlu, "Eğer mahkemeye Meclis tarafından üye seçimine evet derseniz yargıyı siyasallaştırırsınız. Türkiye, derin bir yol ayrımına gidiyor. Şu anda yapılacak en büyük kötülük bu şekilde bir değişikliğe girmektir" diye konuştu. Kapatma davasının etkisini ortadan kaldırmak için ABD ve AB'den alınan desteğe de güvenerek parti kapatma koşullarının daha ağırlaştırılması ve yargılamayı yapacak Anayasa Mahkemesi'nin oluşum biçiminin değiştirilmesi için birtakım hazırlıklara girildiğini söyleyen Kanadoğlu, şöyle konuştu: "Ne olacağını çok açık bir biçimde ifade etmek isterim. Kimse kendisinin yargıcı olamaz. Ve davalı, kendisi hakkında uygulanması gereken yaptırımları değiştiremez. Kendisini yargılayacak olan mahkemeyi tayin edemez. Ve onun oluşumunu değiştiremez. Bu, hukuk devleti olmanın temel şartı. Eğer böyle bir anayasa değişikliği yapılırsa ilk önce hukuk devleti ilkesi çiğnenmiş olacaktır. Eğer bu teşebbüste bulunursanız, kamuoyuna şu mesajı vermiş olursunuz; ben beni yargılayacak mahkemenin oluşumunu değiştiririm. Ben cumhuriyet aleyhine eylemlerin odağı olmakla suçlandık. Ben bu eylemlerime devam edeceğim." Kanadoğlu, Türkiye'nin bir anayasa değişikliğine kesinlikle ihtiyacı olduğunu vurgulayarak, "1982 Anayasası 13 defa değiştirilmesine rağmen yine de anayasa değişikliğine ihtiyaç vardır. Yargı bağımsızlığına yönelik anayasada herhangi bir iyileştirme yapılmadı. Anayasanın HSYK Adalet Bakanlığı'na bağlı hükmü mutlaka değiştirilmelidir. HSYK oluşumu mutlaka düzeltilmelidir. Anayasaya partiler içinde demokrasinin sağlanması için gerekli hükümler mutlaka konulmalıdır. Yüksek Seçim Kurulu, kararlarının kesin olması hükmü mutlaka değiştirilmelidir. Ayrıca, Anayasa Mahkemesi'nin 1982 değişikliğiyle elinde alınan yetkileri iade edilmeli. 1961 Anayasası'nın mahkemeye tanıdığı yetkiler iade edilmeli. Siyasi partilerin mali denetimleri, gelirleri giderleri, aldıkları yardımlar, yan kuruluşlarının dışarıdan aldığı yardımlar ciddi ve doğru bir denetime tabi tutulmalıdır" şeklinde konuştu. Kanadoğlu, konuşmasının büyük bölümünü Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın 25 Nisan'da yaptığı konuşmaya ayırdı. "Hakim mutlaka tarafsız olmalı" sözünü reddettiğini ifade eden Kanadoğlu, şöyle devam etti: "Başkanın kastettiği tarafsızlık, düşünceler, davalar, idealler ortaya çıktığı zaman hakimin tarafsız kalması düşüncesidir. TC hakimi her şeyden önce anayasa tarafında olmak zorundadır. Anayasa TC'nin temel değerlerini koruma görevini o mahkemeye vermiş. O mahkemede üye veya başkan olan herhangi bir kişi laik cumhuriyet karşısında ben tarafsız olamam diyemez. Ben hukuk devleti ilkelerinin karşısında tarafsızım diyemez. O halde bu konuşmadaki kastedilen mutlak tarafsızlık konusu, kesinlikle TC devletinin hakimi için geçerli değil. Laiklik ilkesi her şeyden önce anayasa ve yasaların koruması altında. Sayın Başkan farkında olmayabilir ama anayasa mahkemesinin koruması altında. O yüzden hakim laik cumhuriyetin yanında olacaktır." Kılıç'ın 'Yeni bir anayasa yapmak için toplumsal mutabakat gerekir" sözünü de eleştiren Kanadoğlu, "Eğer siz, belirli amaçlarla bir yeni anayasa yapma sözcüğünün ortaya atıldığını bilerek, yeni bir anayasa yapma yetkisinin 23. dönem TBMM'de olmadığını görerek bunu söylüyorsanız, farkında olmadan veya bilinçli olarak siyasi iktidarın gayelerine hizmet eder duruma düşmektesiniz. Anayasa mahkemesi başkanısın, yeni bir anayasa yapma olanağının olmadığını bile bile yeni bir anayasa yapmaktan bahsedemez" diye konuştu. Kanadoğlu'nun eleştirisinden Anayasa Mahkemesi eski başkanı Mustafa Bumin de nasibini aldı. Mahkemeye meclis tarafından üye seçilmesinin önceki Başkan Mustafa Bumin tarafından da ortaya atıldığını dile getiren Kanadoğlu, şu ifadeleri kullandı: "Bu düşünce 2003 yılında önceki Başkan Mustafa Bumin tarafından da ortaya konuldu. Aynı başkan 2001 yılında yaptığı konuşmada, cumhurbaşkanlığı üye seçmesindeki yetersizliği ve zararlarını ortaya koyarak, kurumların kendi içlerinde seçim yapmasını ve cumhurbaşkanının devreden çıkarılmasını istemiş idi. Peki 2 sene içerisinde bu çelişki nasıl doğdu da o düşüncesini değiştirmek zorunda kaldı." "ERGENEKON'DA YASAL OLMAYAN BİR DURUM YOK" Kanadoğlu, Ergenekon'la ilgili sorulara da muhatap oldu. Ergenekon soruşturmasında dava açılmasının uzaması yönündeki bir soruya Kanadoğlu, "Şüpheliler ve kamuoyu açısından davanın biran önce açılmasında yarar var. Ama dosyayı bilmiyoruz. Yasal olmayan bir durum yok. Neden yok. Çünkü, ayda bir hakim tarafından inceleme yapılıyor" karşılığını verdi. CİHAN
<< Önceki Haber 'Partileri hizaya getirmenin tam zamanı' Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER