"MİT - PKK görüşmelerinin ses kaydıyla Ergenekon yapılanması, Ak Parti hükümetinden rövanş almaya çalıştı ama tuzak ellerinde patladı" diyen Abdullah Abdulkadiroğlu, kaos odaklarının bundan sonraki taktiğini yazdı.
ERGENEKON'UN AK PARTİ İLE HESAPLAŞMA OPERASYONU
Türkiye günlerdir MİT ile PKK yöneticileri arasında geçen görüşmelerin ses kaydını konuşuyor.
Bu ses kaydı sebebiyle iktidarı vatana
ihanet etmekle suçlayanlar,
toplum nezdinde Ak Parti'nin
terörle kol kola olduğu algısı oluşturma çabası içinde.
MİT-PKK görüşmesinin ses kayıtlarının ortaya çıkarılmasıyla iktidara karşı çoklu bir saldırı başlatıldı.
Cevabı merak edilen birçok soru var.
Bunu kim yaptı, neden yaptı, neden şimdi yaptı, kime ne
mesaj verilmek istendi, bu kimin işine geldi, bunu yapanlar bundan sonra neler yapabilir ?
Bütün bu soruların cevabı var elbette.
Bu olay Ergenekon yapılanmasının Ak Parti hükümetinden rövanş alma operasyonudur.
Zamanlaması kendi açılarından bakıldığında
hedefi onikiden vuracak nitelikte ve etkide.
Ama ellerinde patladı.
Toplum üzerinde bu ses kaydından umdukları etkiyi bulamadılar. Büyük yankı uyandıracağını düşündükleri bu işe millet fazla itibar etmedi.
Başbakan'ın; Ergenekoncuların yaptığı gibi sızdırmaya takılmayıp görüşmeyi sahiplenmesi bunda çok etkili oldu.
Hesapta; MİT-PKK görüşmesinin ses kaydının ortaya çıkması, iktidarı zor durumda bırakacaktı.
Güya millet yüzde 50 oy verdiği iktidarın ne işler çevirdiğini görüp "yazıklar olsun" diyecekti.
Bu aynı zamanda devletin en kritik birimlerinden olan istihbarat teşkilatlarının, derin yapıların kontrolünden çıkarak, Ergenekon ve terör örgütüne yönelik hiç olmadığı kadar etkin hale gelmesine karşı verilen bir güç gösterisi mesajıydı.
Dolayısıyla ortaya çıkan ses kaydında, yeni bir yapılanma projesi üzerinde çalışan
MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile direkt
hesaplaşma da sözkonusu.
Ses kaydının ortaya çıktığı günlerin, Başbakan'ın
Arap Baharı olarak tabir edilen
ülkelere yaptığı ziyaret esnasına denk gelmesi de ayrıca anlamlı.
Bu süreç tıpkı 1990'lı yılların başında, Türkiye'nin bağımsızlığını kazanan Orta
Asya ülkelerine olan ilgisini akla getiriyor.
Bugün
Ortadoğu ülkelerinin yüzlerini Türkiye'ye dönmesi gibi, o tarihte de
Orta Asya ülkeleri aynı şekilde Türkiye'yi kurtarıcı olarak görüyordu.
Fakat o zaman da
derin devlet devreye girerek hem o ülkelerde yapılandı hem de Türkiye'de kanlı 93 yılının düğmesine basarak ülkeyi terör ve kaosun kucağına attı.
Uğur
Mumcu ile başlayan, Eşref
Bitlis ve Turgut
Özal ile devam eden faili meçhuller,
Madımak ve
Başbağlar provokasyonları,
33 er olayı gibi kaos planlarıyla ülke tam bir çıkmazın içine hapsedildi.
Bugün de Türkiye; Ortadoğu ve Afrika'da örnek hale gelmişken, yine 93 benzeri kaos ortamına çekilmek isteniyor.
Fakat bugünün 93'ten farkı; Türkiye'de sağlam bir iktidarın bulunması, ülke yönetiminde fikir birliğinin olması ve belki de bunlar kadar önemli bir etken de geçmişte Türkiye üzerinde istediği operasyonu yapan Ergenekon yapılanmasından hesap soruluyor olması.
Devlet içindeki çetelerle ve yasadışı yapılanmalarla, güçlü ve kararlı bir mücadelenin verilmesi terör örgütünü kuran ve bugüne kadar kullanan bu yapıların işine gelmiyor.
Karşı karşıya olunan durum; Ergenekon yapılanmasının, terör örgütünü farklı bir kullanma şeklidir.
Ergenekon bu kez terör örgütünü
eylem yaptırarak değil, devletle PKK arasında yapılan görüşmeleri kamuoyuna sızdırarak kullandı.
Bundan sonra ne olur ?
Toplum üzerinde ses kaydının yayınlanmasıyla umduğu etkiyi bulamayan kaos yapılanması, şimdi terörü artırarak vatandaşın algısına oynamayı sürdürecek.
Cumhurbaşkanı'nın Almanya'da konuşacağı salona PKK tarafından bomba konulduğu ihbarı da, Eruh'ta aracı durdurulup öldürülen vatandaş da, bu ses kaydını milletin gözüne sokma amaçlı provokasyonlar.
Şimdi; Cumhurbaşkanı'ndan sade vatandaşa kadar herkesi hedef alan terör örgütüyle hükümetin "görüşmekten medet umduğu" psikolojik algısının oluşturulması taktiği güdülecek.
Ses kaydının ortaya çıkarılmasıyla devlet içindeki Ergenekon yapılanması, Ak Parti'ye diş gösterip öcalmak istedi.
Böylece; hem Türkiye'nin dışarıdaki etkinliğini kırıp, içerdeki terör olaylarıyla başbaşa kalması amaçlanıyor, hem de Ergenekon yapılanmasına vurulan istihbarat darbesinin intikamı alınıyor.
Özellikle Ak Parti'nin içinde Ergenekon'un üzerine fazla gidildiğini düşünenlerin, derin yapıların nasıl planlar yürüttüğünü iyi görmeleri gerekiyor.
ABDULLAH ABDULKADİROĞLU - SAMANYOLU HABER
[email protected]