Ele geçirilen
patlayıcının düzeneği profesyonelce hazırlanmış. 600 kilo TNT ve sodyum nitratın aktif hale getirilmesi 'son lehim'e bırakılmış. Bunun için ihtiyaç duyulan süre sadece 40 saniye. İnfilak fitili, amonyum nitrat yüklü çuvallar, TNT kalıpları, 24
piknik tüpü ve 4 benzin bidonuna bağlanmış. Araçtaki üç cep telefonu da bu mekanizmayı harekete geçirecek şekilde hazırlanmış.
Güvenlik güçlerine göre bu düzenek, son bağlantının
eylem bölgesinde yapılacağını gösteriyor.
Polis, söz konusu hassas düzeneği
terör örgütü
PKK içinde sadece birkaç kişinin hazırlayabileceğini belirtiyor. Olay için 11
Eylül tarihinin seçilmesi ise 'yönlendirme' olarak yorumlanıyor. İlk değerlendirmeler, PKK'nın hadiseye
El-Kaide' class='textetiket' title='El Kaide haberleri'>El Kaide süsü vermek istediği yönünde.
Başkentin en işlek yerlerinden Sıhhiye Pazarı'nın yanında bulunan
bombanın yakalanma hikâyesi de netleşti. Alınan bilgilere göre, 9 Eylül'de bütün birimlere gizli bir yazı gönderen
Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü, "bombalı eylem yapılabilir" ikazı yaptı. Bir gün sonra şehrin giriş-çıkışları, metro istasyonları, bakanlıklar, büyükelçilikler ve stratejik noktalar gözetim altına alındı.
11 Eylül sabahı saat 07.45'ten itibaren de polis Ankara sokaklarında bomba aramaya başladı.
Kurtuluş Otoparkı'nın bulunduğu bölgeye 3
ekip gönderildi. Bunlardan biri, 08.30 sularında
otoparktaki
minibüs ve kamyonetlerin plakalarını tek tek sorguladı. Mavi renkli minibüse takılı plakanın araca ait olmadığı anlaşılınca
dedektör köpekler olay yerine çağrıldı. Rocky ve Maske, kısa süre içinde
araçtaki bombayı tespit etti.
Ele geçen patlayıcı içinde
gübre bombası, piknik tüpü ve TNT bulunması El Kaide örgütü üzerinde yoğunlaşılmasına neden oldu. Ancak kimyasal toz patlayıcıların daha önce 3
Mayıs 2005'te
Mersin, 5 Mayıs 2006'da
Şırnak Uludere'de PKK'ya ait sığınak ve örgüt evlerinde ele geçirilmiş olması ibreyi bölücü
terör örgütüne çevirdi.
İstihbarat kaynakları, PKK'nın 11 Eylül tarihini eylem günü seçerek
hedef saptırdığı görüşünde. Üst düzey bir yetkili, "Terör örgütünün
sivillerin de hedef seçilebileceği geniş çaplı katliamların üstlenilmemesi için şûra kararı bulunuyor." diyor. Terör örgütü, Ankara Ulus'ta patlatılan
intihar bombası eylemini de üstlenmemişti.
Polis, minibüsteki cep telefonlarına takılı sim
kartlarının numaralarının
kayıtlı olduğu kişileri de araştırıyor. Cep telefonları ile ilgili bilgilerin saptanması amacıyla Tekelomünikasyon Kurumu ile GSM şirketleri ile yazışmalar yapıldı. Soruşturmada bomba yüklü
Mercedes Vito minibüsün 34 BC 431 plakalı olduğu saptandı. Aracın 29
Mart 2006'da
İstanbul Başakşehir 4. Etap'tan çalındığı, sahiplerinin de polis merkezine aracın çalındığına dair bilgi verdiği öğrenildi. B.C. adına kayıtlı araç,
motor ve şase numaralarından tespit edildi. Mercedes'in bir yıldır nerelerde saklandığı veya nerelerde kullanıldığı, Ankara'ya ne zaman getirildiği araştırılıyor. Mercedes Vito minibüsün sahibi olduğu iddia edilen B.C. söz konusu aracın kendisine ait olduğunun kesinleşmediğini kaydetti. İkitelli'de Çakırcan Matbaacılık'ın sahibi olan B.C., aracın kendisine ait olduğu kesinleşse de konunun hassasiyeti nedeniyle yorum yapmayacağını belirtti.
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı, bomba yüklü ikinci bir kamyonetin 'sansasyonel' eylem için
metropol illerde kullanılacağı istihbaratı üzerinde duruyor. İstihbarat birimleri bomba yüklü Vito
marka aracı hangi örgütün kullandığını bulabilmek amacıyla son iki yıl içinde
terör örgütleri hakkında yapılan dinlemelerde Vito kelimesi geçen konuşmaları çıkardı. Bu arada araçta bulunan
parmak izleri üzerinde de titiz bir çalışma yürütülüyor. Araçtan elde edilen kıl gibi veriler de DNA'sı saptanmak üzere incelemeye alındı.
3,5 saat süren bir çalışmadan sonra etkisiz hale getirilerek Gölbaşı'ndaki Bomba İncelemeleri Şubesi'ne çekilen minibüs içindeki 'cep telefonu' bağlantılı
bomba düzeneği PKK'nın
doğu ve güneydoğuda askeri birliklere yönelik gerçekleştirdiği 'tuzak' bombalı düzenekle örtüştü. PKK'lıların amonyum nitrat, TNT kalıpları ile 24 piknik tüpü ve benzin bidonlarını yaklaşık 55 metre uzunluğundaki infilak fitili ile birbirine bağladığı ancak cep telefonuna yapılması gereken son bağlantıyı yapmadıkları tespit edildi. Minibüste
sim kart takılmış
Nokia 3310 marka üç cep telefonu bulunduğunu belirtiyor. Bomba uzmanları bu telefonlardan birisine son bağlantı için lehim bağlantısı yapılmadığını belirtiyor.
'Otoparktaki güvenlik kameraları iki aydır arızalı'
Ankara'da bomba yüklü minibüsün bulunduğu çok katlı otoparkın
işletme müdürü Osman
Bayram, güvenlik kameralarının tadilat nedeniyle iki aydır çalışmadığını söyledi. Otopark, dün sabah saatlerinden itibaren basın mensuplarının akınına uğrayarak, özellikle 'güvenlik zafiyeti bulunup bulunmadığı' sorgulandı.
Basın mensuplarının ısrarı karşısında açıklama yapan otopark işletme müdürü Osman Bayram, '2 aydır devam eden
bakım ve tadilat çalışmaları nedeniyle otoparkın giriş ve çıkışında bulunan 2 kameranın çalışmadığını' söyledi. Otoparkın tamirat ve bakımı bittiğinde daha kaliteli bir kayıt sistemine kavuşacağını anlatan Bayram, iki kameranın, 'çalıştığı dönemlerde güvenlik açısından yeterli olduğunu' kaydetti. Kameraların kayıtta olması durumunda
şüphelilerin teşhis edilebileceğini de belirten Bayram, önceki günkü olayın kendileri için bir 'şanssızlık' olduğunu dile getirdi. Bayram, olayın ardından ifadesine başvurulmak üzere
emniyete götürüldüğünü belirterek, ayrıca iki güvenlik görevlisinin daha ifadelerinin alındığını hatırlattı. Kurtuluş Otoparkı TED tarafından işletiliyor. Mülkiyeti Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne ait otopark,
Murat Karayalçın döneminde TED'e verildi. Belediyenin otoparktan aylık 14 bin YTL kira aldığı öğrenildi.
Zanlı, 23-24 yaşlarında
Kurtuluş Otoparkı'na bomba yüklü minibüsü bırakan kişinin eşkali belirlendi. Emniyet yetkilileri, şu ana kadar gözaltına alınan kimsenin bulunmadığını, otoparkta görevli üç kişinin ifadesine başvurduklarını kaydetti. Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde ifade veren görevlilerin 'Vito' minibüsün bir gün önce 16.00-17.00 sularında otoparka giriş yaptığını ve aracın sürücüsünün 'kıvırcık saçlı, hafif sakallı, 23-34 yaşlarında' olduğunu söylediği bildirildi. Otopark görevlisinin, minibüsün sürücüsünün, '
Yenişehir Pazarı'na mal satmak üzere geldiğini' ifade ederek içeri girdiğini söylediği belirtildi. Otopark görevlisinin, söz konusu kişinin Arap şiveli olduğunu da ifade ettiği kaydedildi.
Ankara'da güvenlik tedbirleri en üst seviyede
Ankara'da bomba yüklü minibüsün otoparkta bulunmasından sonra güvenlik önlemleri üst seviyeye çıkarıldı. Dün sabah saatlerinden itibaren şehrin giriş noktalarında denetimlerini sıklaştıran polis ekipleri, adeta kuş uçurtmadı. Ekipler, şüpheli gördüğü araçlar ile birlikte özellikle minibüsleri durdurarak didik didik aradı. Ankara'nın ana arterleri olan İstanbul,
Eskişehir,
Konya,
Samsun ve havaalanı yollarına konuşlanan
trafik polislerine
Çevik Kuvvet, Yunuslar ve sivil ekipler eşlik etti.
Bu arada başkentteki insanların yoğun olduğu metro,
otogar,
alışveriş merkezleri ve otoparklarda güvenlik önlemleri had safhaya çıktı. Bazı yerlerde de güvenlik sistemlerinin yeniden gözden geçirildiği öğrenildi. Ankara'nın en büyük camilerinden olan
Kocatepe Cami'nin altındaki otoparkın yetkilileri güvenlik konusunda her zaman dikkatli olduklarını belirtti. Kocatepe Oto Parkı
Ar-Ge sorumlusu Arzu Melek Genç, polis ile koordineli bir şekilde çalıştıklarını ifade etti. Genç, otoparka gelen araçların gerekli görüldüğünde bagajlarına kadar arandığını kaydetti.
Türkiye'deki teröristler Irak'tan örnek alıyor
Irak'ta direnişçilerin ve terör örgütlerinin kullandığı
bombalama, tuzaklama yöntemleri Türkiye'de de uygulanmaya başlandı. Güneydoğu'da yeni metotlarla eylem şekillerini geliştiren PKK, Ankara'daki patlayıcı yüklü aracın yakalanmasıyla yeniden gündeme geldi. Zira bomba yüklü araçla eylem, yoğun olarak Irak'ta kullanılıyor. Tesir gücü yüksek patlayıcılar kullanılarak ölü sayısının ve zararın artırılması amaçlanıyor.
Türkiye bomba yüklü araçlarla düzenlenen intihar saldırılarıyla 15 ve 20
Kasım 2003'te tanıştı. İstanbul'da sinagoglara,
HSBC Bank ve
İngiltere Başkonsolosluğu binalarına yapılan saldırıların benzerleri o tarihlerde Amerika'nın işgal ettiği Irak'ta sıkça yaşanıyordu. Güneydoğu'da terör örgütü PKK'nın düzenlediği saldırılarda da yöntem değişiklikleri gözleniyordu. Uzaktan kumandalı mayınlar ve bubi tuzakları bunun en bariz örnekleriydi. Irak'taki intihar bombacılarının Türkiye versiyonu ise iyi giyimli, bakımlı kadınlar olmaya başladı.
Bağdat askerî temsilcisi olarak görev yapan
emekli Kurmay
Albay İsmail Soygeniş, binlerce insanın can verdiği ve her gün yeni saldırılarla ölü sayısının arttığı Irak'ın, terör örgütleri için artık bir laboratuvara dönüştüğünü düşünüyor. Soygeniş, Türkiye'deki eylem yöntemlerindeki değişikliği de terör örgütlerinin bölgeden öğrendiği metotları uygulamasına bağlıyor.
Soygeniş'in değerlendirmesine katılan emekli istihbaratçı
Mahir Kaynak, eylem yöntemlerinin ülkemizde de uygulanmaya çalışıldığını doğruluyor. Ancak Kaynak, eylem yöntemlerini kullanan örgütün PKK değil, büyük gizli servisler olduğunu söylüyor. Yöntem ve malzemeden örgüte ulaşılamayacağını belirten Kaynak, bu nedenle dünyada gerçekleşen büyük eylemlerin arkasında El Kaide; Türkiye'deki önemli eylemlerin arkasında PKK'nın varlığının düşünülmesi anlayışına karşı çıkıyor.
ZAMAN