MHP'nin başörtüsü probleminin çözümü konusunda AK Parti'ye
destek vermesi
'patronlar kulübü' olarak bilinen
TÜSİAD'da rahatsızlık meydana getirdi. Konuyla ilgili MHP'yi
hedef alan bir açıklama yapan TÜSİAD, sert ifadelerle milliyetçi çizgideki partiyi eleştirdi.
TÜSİAD'ın MHP'ye ültimatom niteliğindeki açıklamasında özellikle bir ifade dikkat çekti. Metinde
"gerçek milliyetçi" söylemi üzerinde duruluyor ve buna şöyle bir yorum getiriliyordu:
TÜSİAD'A GÖRE "GERÇEK MİLLİYETÇİ" KİM?
"...milliyetçiliği kendinden başka kimseye layık görmeyenler, milletini gerçekte ne kadar düşünmektedirler ki, işsizliğin had safhada seyrettiği ve ekonomisi yavaşlayan bir ülkede, ekonominin gündemin birinci maddesi olması gerektiğini söyleyenlere bu kadar tepki gösterebilmektedirler.
BU SÖZLERİ NEREDEN HATIRLIYORUZ?
TÜSİAD'ın açıklamasındaki bu sözler ülke gündemini bir ölçüde yakından takip eden hemen herkeste bir çağrışım yaptı. Arşivlerde süratli bir göz gezdirme, bu ifadelerin patentinin TÜSİAD'ın sık sık eleştirdiği bir isme,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a ait olduğu gerçeğini ortaya çıkardı.
TÜSİAD MHP'Yİ ERDOĞAN ÜSLUBUYLA ELEŞTİRDİ
Başbakan Erdoğan özellikle 22 Temmuz
seçimleri öncesinde,
Milliyetçi Hareket Partisi'ni eleştiriken bu üslûbu kullanıyordu. Gerek seçim gezilerinde gerekse canlı yayınlara çıktığı TV kanallarında, Başbakan millet sevgisi ve milliyetçilik kelimleriyle en çok
ekonomik verileri örtüştürüyordu.
Gerçek milliyetçiliğin vatanını, milletini, yüreğinden sevmek, bu sevgiyi
hizmet etmekle göstermek olduğunu belirten Erdoğan milliyetçiliğin ülkenin kalkınması için, Türk milletinin
refah düzeyinin yükselmesi için, üzerine düşeni yerine getirmek anlamına geldiğini savunuyordu.
Başbakan hemen her konuşmasında
"Gerçek milliyetçi biziz. Ülkemize, vatandaşımıza ne kazandırdığımız ortadadır. Ülkemizin itibarı ortadadır" şeklinde tespitlerde bulunuyordu.
BAHÇELİ TÜSİAD'A NE DEMİŞTİ?
MHP Genel Başkanı
Devlet Bahçeli, partisinin meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada türbana yönelik eleştirileri değerlendirirken,
"İstanbul sermayesinin siyasi konularda fetva makamı olarak görev yapan bir çatı kuruluş" diyerek TÜSİAD’ı şu sözlerle eleştirmişti:
"Siz Türkiye’nin milli birliğini ve üniter yapısını hedef alan bölünme modellerine, demokratikleşme reçetesi olarak sahip çıkacaksınız, ancak konu üniversitede başörtüsü olunca bunu sudan bahanelerle geçiştireceksiniz. Türk milletini ve değerlerine hakaretin serbest bırakılmasını çağdaşlık adına savunacaksınız, PKK’nın siyasi taleplerinden olan anadilde eğitimin, demokratik reform adı altında pazarlamacılığını yapacaksınız, sonra da başörtüsü sorununun çözümü için siyaset kurumunun sarfettiği iyi niyetli çabaları gereksiz gündem yaratmak diye mahkum etmeye çalışacaksınız. Ve bütün bunlardan sonra demokrasi ve insan hakları havarisi rolüyle ortaya çıkacaksınız ve Türk milletinin buna inanmasını bekleyeceksiniz. Siz istediğinizi düşünmekte ve beklemekte serbestsiniz. Ancak unutmayın ki; Türk milletinin aklı ve idrakiyle alay etmek hiç kimsenin hakkı ve haddi değildir."