Paylaştım ama Başbakan önemsemedi

Millete komplo belgesi ile ilgili sözleri bir kısım medya tarafından manşet yapılan AK Parti Adana Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat, konu ile ilgili sorulara cevap verdi.

Paylaştım ama Başbakan önemsemedi

AK Parti Adana Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat, ''ihbar mektubundaki benzerlikler'' konusunda basına yer alan haberleri değerlendirirken, ''Türkiye öyle bir noktada ki, nereye giderse gitsin, böyle bir eylem girişiminin içinde olan hukuksuz eylemin içinde olan kim olursa, gerekli yasal işlem yapılır gibime geliyor'' dedi.   Devlet Bakanı Zafer Çağlayan'ın Güney Afrika Cumhuriyeti'ne yaptığı ziyarete katılan heyette yer alan Fırat, Johannesburg'da gazetecilerin sorularını yanıtladı.  Fırat, basında ''Kendisine daha önce gönderilen bir ihbar mektubu ile 'İrticayla mücadele eylem planı' iddialarına ilişkin 'ıslak imzalı' belgeye ilişkin ihbar mektubunun benzediği'' yönündeki ifadeleri konusunda gazetecilerin sorularını yanıtladı.   ''Bu konuda herhangi bir açıklama yapmadığını'' ifade eden Fırat, şunları kaydetti: ''Özel bir konuşmaydı. Ancak, anladığım kadarıyla dördüncü bir kişi bu konuşmayı  aktarmış gibi gözüküyor. Böyle işgüzarlar maalesef toplumda epey var. Yani mesleği gazeteci olmamakla beraber, haber yapmakta hoşlanan kişiler var.  Olay çok önce olan bir olay. Neredeyse 5 yılı geçen bir olay ama tahmin ediyorum ki yalnız bana değil, birçok kişiye bir mektup geldi. 2,5 sayfalık bir mektuptu... O gün, tabii daha ismi ortaya çıkmamış olan Sarıkız operasyonundan bahsediyordu. Böyle bir operasyonun hazırlığı... Bununla ilgili psikolojik savaşın hazırlıklarının yapıldığını beyan ediyordu. Şahsen ben mektup geldiğinde pek önemsemedim. Provokatif bir mektup olarak düşündüm. Ama çok düzgün bir Türkçeyle ve daktilo ile yazılmıştı.  Ancak aradan 5-6 ay gibi bir süre geçtikten sonra. O mektupta belirtilen bazı olaylar oluşmaya başladı. Oluşunca, o zaman bunun önemli bir mektup olduğunu kavradım. Bir kez daha çıkardım ve ondan sonra okudum. Hakikaten de Türkiye'deki olaylara baktığımız zaman 6 ay önce söylenen, kurgulanan şeylerin olduğunu da görme imkanını orada gördüm. Tabii oradaki cümle kuruluşu, ifade tarzı... Gazetelerde okuduğum 'ıslak imza' ile ilgili yapılan ihbar mektubundaki söylemlere çok benziyor gibime geldi. Ama dediğim gibi aradan 5-6 sene gibi uzun bir süre geçti. İnşallah döndükten sonra o mektubu arayıp, bulmaya çalışacağım. O zaman daha iyi kıyaslama imkanı olur. Benim söylediğim olaylar daha sonra zaten açığa çıktı. Hatta daha sonra başka operasyonlar 'eldivendi', buna benzer başka operasyonların düzenlenmek istendiği gibi... Ortaya çıktı zaten.'' Fırat, ''Açığa çıkan şeyler, mektupta anlatıldığı gibi miydi?'' sorusuna, ''Hemen hemen aynıydı zaten'' karşılığını verdi. Dengir Mir Mehmet Fırat, ''Mektupta neler yazıyordu?'' sorusu üzerine, ''Sarıkız diye bir operasyonun düzenlendiğini, hükümete karşı işte psikolojik savaşın yürütüldüğünü... Ve bunun bir karargahtan, merkezden yürütüldüğü konusu...'' dedi. Fırat, ''İsim veriliyor muydu?'' sorusunu, ''Yok hayır, isim yok, hayır'' diye yanıtladı.    ''Bugün 'ıslak imza' ile ilgili yapılan tartışmalarda mektubun bir subay tarafından gönderildiği biliyoruz. Size gelen de...'' ? sorusuna, Dengir Mir Mehmet Fırat, ''Tabii, tabii... Subay olduğunu, hatta bu grubun içerisinde, bu organizasyonu yapan grubun içerisinde olduğunu... Orada aktif olarak görev aldığını, fakat bir yurtsever olarak bunu içine sindiremediğini, ülkenin bu nevi komplolarla iyi bir yöne gidemeyeceğini, ülkeye zarar vereceğini ve vatansever duygularla bunu açıklamak lüzumunu hissettiğini yazmıştı'' yanıtını verdi. Fırat, ''Aynı kişi olma ihtimali olabilir mi?'' sorusu üzerine ''Olabilir, olabilir'' dedi. -''PAYLAŞTIM AMA...''- Dengir Mir Mehmet Fırat, ''(Mektuptakilerin) Doğruluğunu gördükten sonra partide paylaştınız mı Sayın Başbakanla? Nasıl bir yol izlediniz?'' sorusuna ise ''Paylaştım ama Sayın Başbakan pek önemsemedi...'' karşılığını verdi. Bir gazetecinin, ''1960 döneminde Adnan Menderes'e de aynı tarz mektuplar geldiğini'' ifade ederek, ''Bugün baktığımız zaman hem AK Parti hem de bir cemaati belli komplolarla ortadan kaldırma düşüncesi var. Siz bunu nasıl değerlendiriyorsunuz, Türkiye gibi AB yolundaki bir ülkede bunu içinize sindirebiliyor musunuz?'' sorusunu şöyle yanıtladı:  ''Tabii sindiremiyoruz ama o günkünden büyük bir farklılık var. Artık bu nevi olaylar gizli kapaklı kalmıyor. Bunlar mutlaka bir gün yargının önüne çıkarılıyor. Bugün Türkiye'de en önemli gelişme budur. Hiçbir kişi, devlete, meşru hükümete karşı, hukuka karşı herhangi bir eylem ve işlemde bulunma cesaretini gösterebileceğini zannetmiyorum.'' Fırat, bir gazetecinin, ''(Sayın başbakanla paylaştım) dediniz, (her hangi bir işlem yapılmadı) dediniz'' sözleri üzerine, ''O, O'nun takdiri. Bilemiyorum'' dedi. Fırat, ''Belki O biliyordu, bilemiyorum. Çünkü bana geldiğine göre belki oraya gitmiştir. Ama tabii Başbakan'ın daha çok haber alma imkanı var bana göre. Devletin istihbarat örgütü var'' dedi.  Belgenin şu anda ''kişisel arşivinde olup olmadığının'' sorulması üzerine Fırat, ''Herhalde, olması lazım. Ben de arıyorum, Hayati Beye (Hayati Yazıcı) de gelmiş. Ben yeni öğrendim. O da benden sordu. Gittiğimde  bakacağım'' diye konuştu.  Fırat, ''Siz, birbirinizle paylaşmıyor musunuz? Sadece Başbakanla mı paylaştınız?'' sorusu üzerine, ''Sadece o kadar şey etmiştik...'' dedi. -''YARGIYA İNTİKAL ETMİŞ OLAN BİR KONU''- Bir gazetecinin, ''Devam eden yargı süreçleri var. Ergenekon falan... Daha sonra o konuları da değerlendirdiniz mi?'' sorusuna, Fırat ''İnsan kafasında belli irtibatlar kuruyor. Ama artık iş yargıya intikal etmiş olan bir  konu... Orası çözer diye tahmin ediyorum. Yani irtibatları... Ben inanıyorum ki o subay, meçhul olan subay 'ben gelip ifade de veririm' şeklinde ifadesi de var... Ve Ben inanıyorum ki, her halde gelir. Çünkü öbüründe öyle bir şey yoktu. Bana gelen mektupta yoktu...'' yanıtını verdi. Fırat, ''Yine aynı subayın yazmış olabileceğine mi inanıyorsunuz?'' diye sorulması üzerine, ''Olabilir. Ama şuna da inanıyorum; artık Türkiye öyle bir noktada ki, nereye giderse gitsin, böyle bir eylem girişiminin içinde olan hukuksuz eylemin içinde olan kim olursa, gerekli yasal işlem yapılır gibime geliyor artık'' diye konuştu. -''ÇAĞIRDILARSA GİTMEK ZORUNDA''- Dengir Mir Mehmet Fırat, ''Size göre TSK içerisinde idari bir temizlik yapılacak mı?'' sorusuna ise ''Onu söyleyecek durumda değilim. Ne görevim itibariyle...'' yanıtını verdi. ''Genelkurmayın tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz şu ana kadar?'' sorusu üzerine, Fırat, ''Daha evvel Sayın Genelkurmay Başkanı'nın açıklaması var. 'Bu ispat edilirse, gereği neyse Türk Silahlı Kuvvetleri bunu yapar' demişti. Bir nevi sözdü bu...'' dedi. Bir gazetecinin, ''Albay şu anda herhangi bir ifadeye gitmedi, gideceği söyleniyor'' sözleri üzerine, Fırat, ''Bakalım çağırdılar mı, çağırmadılar mı?'' diye sordu. Fırat, gazetecinin, ''çağırmışlar'' sözleri üzerine şunları kaydetti:   ''Çağırdılarsa gitmek zorunda. Yani hiç kimsenin  hukuka karşı direnme gösterme imkanına sahip olmadığı kanısındayım. Kim olursa olsun, yargı çağırıyorsa gitmek zorunda. Şimdi bilemiyorum, savcı ne zaman davetiye gönderdi, hangi gün için verdi. Çünkü savcılığın kendine has prosedürü var. Belki başlarını dinliyor, delil topluyor, bilahare onu çağıracaktır, onu bilemiyorum. Onu ilgili merciler bilir.'' AA
<< Önceki Haber Paylaştım ama Başbakan önemsemedi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER