Şubat başlarında bazı gazeteler, ordu içinde Ergenekon ve Balyoz süreciyle ilgili bir dizi haberi manşetten yayınladı. Elbette bilenler için bu haber kamuoyunu yönlendirme amaçlı psikolojik savaşın bir parçasıydı.
Son dönemde Ergenekon ve Balyoz davaları üzerinden ilginç bir söylem geliştirildi. Darbe öncesi kaos oluşturma ve darbe girişimi suçlarını kapsayan davalar eleştirilirken “Savaşacak general, gemiye gönderilecek bahriyeli, uçağı kaldıracak pilot kalamadı.” gibi Türk Silahlı Kuvvetleri’ni de hedef alan iddialar ortaya atılıyor.
Aslında gerçekler saptırılarak hem Türk ordusu yıpratılmaya çalışılıyor hem de ilk defa darbeciliği yargılayan mahkemeler itibarsızlaştırılmak isteniyor. Bu kapsamda Türk Hava Kuvvetleri’nden 110 civarında pilotun emekliye ayrılması ‘orduda zafiyet oluştu’ şeklinde yansıtıldı. Her yıl rutin bir şekilde cereyan eden bu olay ilk kez yaşanıyormuş gibi lanse edildi. Pilotların Ergenekon ve Balyoz davalarına tepki için istifa ettiği ileri sürüldü.
Koparılan fırtınanın arkasında TSK’da yıllardan beri yaşanan rutin bir olay var. Yalnızca hava kuvvetlerinde değil, kara ve deniz kuvvetlerinde de benzer istifalar gerçekleşiyor. Bu yıl istifa eden pilot sayısını yükselten sebep TSK Kanunu’nda yapılan değişiklik. Haziran 2012’de Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yasal düzenlemeyle subay ve astsubayların zorunlu hizmet süreleri 15 yıldan 10 yıla düşürüldü. Pilotların zorunlu hizmet süreleri de 13 yıla indirildi. Bu değişiklikle birlikte 500 pilot, tazminatsız ayrılma hakkı kazandı. Önceki senelerde hava kuvvetlerinde her yıl 100 civarında pilot, zorunlu hizmet süresini dolduruyor, ortalama 30’u istifa ediyordu. Dolayısıyla, zorunlu hizmet süresindeki yasal değişikliğin ardından bu yıl 150 kadar pilotun istifa etmesi zaten beklenen bir durumdu. Diğer bir tabirle şartları tutan pilotların yüzde 30’u rutin olarak istifa ediyordu. Bu yıl da bu oran aşılmadı. Meselenin Ergenekon veya Balyoz’la ilgisi yok. Rakamlar da bu durumu teyit ediyor.
Pilotlar neden istifa ediyor?
Silahlı Kuvvetler’de mecburi görev süresini tamamlayan pilotları sivil hayatta çok iyi imkânlar bekliyor. Hava yollarındaki gelişmelere paralel olarak pilot ihtiyacı da had safhaya ulaşmış vaziyette. Bazı hava yolu şirketleri yerli pilot bulamadıkları için açığı yabancılarla gidermek durumunda kalıyor. Ordudan istifa eden pilotların ilk durağı hava yolu şirketleri oluyor. Mecburi hizmeti biten pilotlar buralarda, TSK’da aldığının 3-4 katı maaşla işbaşı yapabiliyor. Askerî pilotlar, ortalama 5 bin lira maaş alırken, istifa edip sivil havacılığa geçenler, ikinci pilot olarak işbaşı yaptıklarında 8-10 bin lira civarında maaşa kavuşuyor. 1500 saatlik uçuşun ardından kaptan pilot koltuğuna oturduklarında ise aldıkları maaş 18 bin lirayı buluyor. Bu durum havacılık sektörüyle uğraşan herkes tarafından biliniyor. İsmini vermek istemeyen hava kuvvetlerinden emekli ve yıllarca sivil hava yollarında çalışmış bir subay da bu durumu teyit ediyor. Ona göre şimdilerdeki istifaların tek sebebi var o da sivil hava yollarının daha iyi imkânlar sunuyor olması.
Türkiye’de sivil havacılık şirketlerinde çalışan yaklaşık 9 bin pilotun yarısından çoğunu TSK’dan ayrılan eski savaş pilotları oluşturuyor. Havacılık sektörü son senelerde yapılan yatırımla büyük bir ivme kazanmış durumda. Dünyanın en iyi havacılık firmaları arasında gösterilen Türk Hava Yolları (THY) sürekli yeni uçuş noktaları açıyor. Bu bağlamda THY yeni yıla girerken 4,7 milyar dolarlık uçak siparişi verdi. Pegasus Hava Yolları ise 100 uçak için 12 milyar dolar ayırdı. Yatırımlar havacılık sektöründeki beklentiyi özetliyor. Bu durum gelecekte pilot ihtiyacının daha da artacağını gösteriyor. Elbette bunun yansımaları Silahlı Kuvvetler’de de hissedilecek.
AKSİYON