Gözaltına alınan bazı polislerin ifadelerinin hiç alınmadığı ortaya çıktı. Bir polise, öğrenci olduğu döneme ait dinlemeler soruldu. Selam dosyasındaki İranlılar ise sırra kadem bastı.
1.7 polis ifadesi alınmadan 3 gün sonra salındı
Önceki gün adliyeye sevk edilen 10 polisten 4’ü tutuklanırken 6’sı serbest bırakıldı. 21 polis de dün adliyeye sevk edildi. Söz konusu polislerden 7’si mahkemeye çıkarılmadan savcı tarafından serbest bırakıldı. Bazı polislerin ne emniyette ne de savcılıkta ifadelerinin dahi alınmadan serbest bırakıldığı ortaya çıktı.
Serbest kalanlardan Komiser Halil Kocaman adliye çıkışında yaptığı açıklamada “3 gün boyunca hiçbir işlem yapılmadan bekletildik. En son dün akşam saat 6'da yemek yedik. Savcı ifademi dahi almadı. Çocuğuma şimdi kavuşuyorum. İfadem alınmayacaksa niye 3 gün gözaltında tutuldum" diye konuştu. Polislerden Engin Yaşar da savcının ifadesini almadan ‘adliyeyi terk et’ sözleri ile kendisini gönderdiğini belirtti.
Polisler adına ilk açıklamayı yapan avukat Ahmet Aslan, serbest bırakılan 6 kişinin savcılıktan ifadeleri alınmadan dosya üzerinde serbest kalan polisler olduğunu söyledi. Avukat Aslan, göz altıların zaten yersiz olduğunu, müvekkillerine iki gün adeta işkence ettirildikten sonra serbest bırakıldığını ifade etti.
2.‘Dosya deşifre olunca 50 İran uyruklu yok oldu’
Gözaltına alınıp serbest bırakılan bazı emniyet mensupları ile avukatları, üç ayrı suç duyurusunda bulundu. Avukat Ömer Turanlı, adliye çıkışında yaptığı açıklamada Selam-Tevhid dosyasında ismi geçen 50-55 İran uyruklunun ortadan kaybolduğunu belirtti.
Avukat Ömer Turanlı, Selam Tehvid dosyasında mağdur olarak görünen ve şikayetçi sıfatıyla ifadeleri alınan kişilerden yaklaşık 50-55 kişinin İran uyruklu olduğunu söyledi. Turanlı “Bu soruşturma deşifre olduktan sonra İran uyruklu bu şahıslar yok olmuştur, toz olmuştur. Madem mağdurlar gelip burada şikayetçi olsunlar. Deşifre olmak istemiyorlar. Ben bunların hepsini Yüce Türk Milletinin hassasiyetine adalet duygusuna sunuyorum” ifadelerini kullandı.
Polislerin gözaltında bulundukları sırada emniyette ve savcılıkta kendilerine yöneltilmeyen suçlamaların basına sızdırıldığını belirten avukat Ömer Turanlı, bu bilgi ve belgeleri basına sızdıran emniyet mensupları ile bunları yayınlayan basın kuruluşları hakkında suç duyurusunda bulunduklarını söyledi.
‘PARALEL’E TEDBİR
Turanlı "Bir daha gerek yazılı, gerekse görsel medyada 'Paralel yapı', 'Paralel devlet', 'Paralel devlete ait polisler', 'Paralel soruşturma' gibi ifade ve beyanların kullanılmaması için tedbir talep ettik" dedi.
3.Polis değilken yapılan dinlemeyle suçlandı
Gözaltına alınan polislerden, Burhan A’nın sorgusu sırasında tam anlamıyla bir skandal ortaya çıktı. Burhan A. mahkeme sorgusunda kendisine isnat edilen suç tarihinde öğrenci olduğunu söyledi. “2010 yılında İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şubesi’nde göreve başladım. Mayıs ayında bir müfettiş raporuna dayanarak 2 ay önce açığa alındım.
İŞLEM USULSÜZ
Rapora göre, 2008-2009 yılları arasında usulsüz dinleme yaptığım için açığa alındığımı öğrendim. Oysa mesleğe 2010 yılında başlamıştım. Oysa ki 2008-2009 yıllarında öğrenciydim. Öğrenci olduğum dönemde herhangi bir görev yapmam veya herhangi bir evraka imza atmam söz konusu olamaz.
Hakkımda yapılan işlem usulsüz olduğu için göreve geri alınmamı talep ettim, reddedildi. Bunun üzerine haksız yere açığa alındığım için İdare Mahkemesi’ne dava açtım” dedi.
4.İstihbarat arşivinde inceleme yapılmadı
Polislere yönelik operasyonların müfettiş soruşturmalarına dayandırıldığı iddia ediliyor. Ancak müfettiş raporu şimdiden çökmeye başladı. Müfettiş raporunda dinlendiği öne sürülen şahısların farklı isimlerle dinlendiği iddiaları da çürüdü. Müfettişler hazırladıkları rapora göre istibarat şube arşivlerinde araştırma yapmadıkları yapılan sorgulamalarda avukatların yaptıkları savunmalarla ortaya çıktı.
MAHKEME KARARI ALINMIŞ
Sorgulamada avukatlar, “ Müfettişler istihbarat şube arşivinde hiç araştırma yapmayarak rapor hazırlamışlardır. Burada merkezden gelen bilgi ile ilden gelen bilgi ve belgeler bulunmaktadır.
Bunlar araştırılmadan, mahkeme kararı alınmış dinleme talepleriyle usulsüzlük iddiası yapılamaz. Önceden şüpheli kişi hakkında dinleme yapıldığında suç bulunmuşsa adli birimlere bildirilir. Suç yoksa konu üst makamlara bildirilerek, arşive kaldırılır” şeklinde savunma yaptılar.
5.Karşı istihbarat için büyük zaaf
Bugün'ün haberine göre, polislere yönelik ikinci operasyonda gözaltına alınan emniyet personelinden bazıları adliyeye çıkarıldıktan sonra serbest bırakıldı. Serbest kalan bir polis serbest bırakıldıktan sonra ilginç açıklamalarda bulundu. İçeride İsmaillerin olduğunu iddia eden polis söz konusu soruşturmanın devletin güvenliği için çok büyük tehlikeler içerdiğine dikkat çekti. Polis yaptığı açıklamada; “İçeride hukuki olmayan birçok durumla karşılaştım. İfadem alınırken bana muhbir ol teklifi yapıldı.
DEVLETİN YATAK ODASINA GİRİLDİ
İsmailler her yerde geziyor. Biz kime güveneceğiz. Bu soruşturmayla devletin yatak odasına girildi. Devlet güvenliği noktasında inanılmaz sıkıntılar çıkacak. İstihbarata karşı koyma bazında verdiğimiz bu ifadeler gerek iletişimin dinlenmesi gerek internet ortamında takibin yapılmasıyla ilgili olarak herhangi bir terör örgütü mensubunun eline geçmesi durumunda istihbarata karşı koyma konusunda üstünlüğü ele geçireceklerdir” ifadelerini kullandı.