Polisler adına açıklama yapan avukat grubundan Ömer Turanlı, "Tüm Türkiye şunu bilmelidir ki bu soruşturmanın ne emniyet, ne savcılık ne de sorgu aşamasında hiçbir şekilde uydurulan paralel yapı algısı ile ilgili soru sorulmamıştır. Artık ülkemiz bu paralel yapı iftirasına bir son vererek asıl amacın Selam Tevhit Kudüs Örgütü soruşturması ile Türk tarihinin en büyük yolsuzluk operasyonu soruşturmalarının kapatılması amacı olduğunu anlamalıdır." dedi.
Gözaltına alınan polislerin İstanbul Adliye Sarayı'ndaki mahkeme süreci dikkat çeken gelişmelere sahne oluyor. Polislerin avukatları, mahkemeye ilettikleri taleplerinin karşılanmaması nedeniyle daha önce dile getirdikleri tepkilerini sürdürüyor.
Avukatlar adına akşam saatlerinde açıklama yapan ve aralarında avukat Ömer Turanlı'nın da bulunduğu grup tepkilerini dile getirerek mahkemede bazı polislerin soruşturmanın hiç bir aşamasında ifadelerinin alınmadığını söyledi. Turanlı, polisler ve avukatlar adına hazırlanan basın metnini okudu. 'Yüce Türk milleti' ifadesiyle başlayan metinde Ömer Turanlı, İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından sorguya sevk edilen tüm polislere aynı suçların isnat edildiğini, bunların 'casusluk, evrakta sahtecilik, özel hayatın gizliğini ihlal etme, kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetme ve suç uydurma suçları olduğunu belirtti. Turanlı, "Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre her bir kişinin işlediği iddia edilen suç ayrı ayrı belirlenerek ve gerekiyorsa sorguya sevk edilmeleri gerekirken toptancı bir anlayışla ve baştan savma bir soruşturma ile tüm şüphelilere basma kalıp bir şekilde aynı suçlar isnat edilmiştir. ifadesini kullandı.
Casusluk suçu ile ilgili bazı değerlendirmeler yapan Turanlı, suçun oluşması için gizli olan hangi belgenin temin edildiği, kimin temin ettiği, belgenin içeriğinin ne olduğu, varsa bu belgenin içerdiği bilgi ne şekilde devletin güvenliğini tehlikeye sokmaktadır ve varsa bu belge veya bilgi kime, hangi amaçla ve ne zaman verilmiştir? sorularının cevaplarının olması gerektiğini kaydetti.
"BAŞBAKAN'IN DİNLENDİĞİ İDDİASI ASILSIZ"
Soruşturma aşamasına ilişkin "Ne emniyet safhasında, ne savcılıkta ne de sorgu hakimliği önünde çirkin bir iftira niteliğinde olan casusluk ve diğer iddialara ilişkin bir bilgi veya belge tarafımıza gösterilmemiştir. Bu durum soruşturma ve sorgunun temelsiz olup siyasi saiklerle yapıldığını göstermektedir." diyen Turanlı, "Bu casusluk iddiası ve diğer suç isnatları bilinçli olarak çirkin bir iftira niteliğinde müvekkillerimize isnat edilerek hem kamuoyu önünde rencide edilmeleri ayrıca algı operasyonu yapılarak peşinen suçluymuş gibi gösterilmeye çalışılması ve tutuklanmalarını temin maksadıyla ortaya konulmuştur. Yine Tevhidi Selam Terör Örgütü dosyasındaki tüm dinlemeler yasal olarak mahkeme kararları ile yapılmıştır ve Başbakan'ın dinlendiği iddiası da asılsızdır." ifadelerini kullandı.
Resmi evrakta sahtecilik iddiasında da Turanlı, "Hangi görevli hangi belgeyi hangi tarihte sahte olarak düzenlemiş veya kullanmıştır. Bu hususta da ne emniyet ne savcılık ne de sorgu hakimliği önünde tarafımıza sahte olduğu iddia edilen belgeler gösterilmemiştir. Toptancı bir anlayışla tüm şüpheliler ayrım gözetilmeksizin ve yasal olmayan bir şekilde bu isnat ile suçlanmışlardır. Bu suçun da yasal unsurları oluşmamış olup Tevhidi Selam Terör Örgütü dosyasındaki tüm belgeler içerik ve nitelik itibarıyla gerçektirler." dedi.
"SELAM TEVHİD DOSYASI İLE İLGİLİ KAPSAMLI BİLGİ SAHİBİ OLAN POLİSLER BİLEREK KONUŞTURULMADI"
Avukatlar olarak son aldıkları bilgiye göre sorguya sevk edilen 32 kişinin savunmasının alındığı bunların da usul ve yasaya uygun alınmadığı belirten Turanlı, geriye kalan 17 kişinin sorgusuna avukatları olarak kendilerinin katılarak savunma yapmak istemelerine karşın mahkemece sorgunun bugüne kadar yeterince uzamış olduğu gerekçe gösterildiği, geriye kalan 17 kişinin sorgusunun yapılmayacağı ve ifadesi alınmaksızın dosya üzerinden karar verileceğini öğrendiklerini söyledi.
Turanlı, "Tevhid Selam Terör Örgütü dosyası ile ilgili müvekkillerimize isnad edilen suçlamalar hakkında detaylı bilgisi olan emniyet müdürü ve amiri pozisyonundaki kişilerin gerçeklerin ortaya çıkmasının engellenmesi amacıyla bilerek ve kasıtlı olarak ifadeleri alınmamış ve zapta geçirilmemiştir. Mahkemece karar bu kişilerin savunmaları alınmaksızın kanunsuz bir şekilde açıklanacaktır." şeklinde konuştu.
Avukat Turanlı ayrıca, bazı müvekkillerin hiç bir aşamada savunmalarının alınmamasını ve bunun üzerine karar tesis edileceğini hatırlatarak "Eğer gecikme olduğu iddia ediliyor ise adliyede bulunan 6 adet sorgu hakimliği devreye sokularak bu işlem bir günde de bitirilebilirdi. Mahkeme hakimi şüpheli müdafi Ali Çelik'e kararını cübbesi olmadan açıklamış olup ayrı bir skandala imza atması biz hukuk devletinin temel kurumlarından biri olan savunma avukatlarını da ayrıca üzmüştür." diye konuştu.
"ASIL AMAÇ SELAM TEVHİD KUDÜS VE YOLSUZLUK DOSYALARINI KAPATMAK"
Turanlı'nın basın mensuplarına 2 kere okuduğu ve açıklamanın en önemli bölümünde ise dikkat çeken bir tespit yer aldı. Bazı soruşturmaların paralel yapı algısı öne çıkarılarak kapatılmak istendiği vurgusu yapan Ömer Turanlı, "Tüm Türkiye şunu bilmelidir ki bu soruşturmanın ne emniyet, ne savcılık ne de sorgu aşamasında hiçbir şekilde uydurulan paralel yapı algısı ile ilgili soru sorulmamıştır. Bu soruşturmaya kasıtlı olarak paralel yapı diyen medya organlarına ve yazarlarına karşı müvekkillerimiz tüm yasal haklarını kullanacaktır. Artık ülkemiz bu paralel yapı iftirasına bir son vererek asıl amacın Selam Tevhit Kudüs örgütü soruşturması ile Türk tarihinin en büyük yolsuzluk operasyonu soruşturmalarının kapatılması amacı olduğunu anlamalıdır." ifadesini kullandı.
Avukat Turanlı ayrıca, emniyet, savcılık ve mahkeme aşamalarının hiç birinde ifadesi alınmayan müvekkileri olduğu halde karar verilecek olmasına tepki göstererek "Biz bu durumun yasal olarak mümkün olmadığını ve kanunsuz olduğunu bildirerek savunma alınmadan verilecek tutuklama kararlarının yok hükmünde olacağını ve bu hususla ilgili tüm ilgililer hakkında yasal haklarımızı kullanacağımızı değerli kamuoyuna ve milletimize saygıyla duyururuz." dedi.
CİHAN