Emniyet ve İçişleri Bakanlığı, Radikal'in kara propagandasına neden izin verdi? Son yıllarda çetelere karşı yaptıkları operasyonlarla prestiji hayli yükselen İstanbul Emniyeti'ni Ahmet Şık olayında sazandan beter duruma düşüren ajanlara taş çıkartan gazeteci kim? Ahmet Şık'ın yazdığı İmamın Ordusu kitabıyla ilgili operasyonda Radikal Gazetesi Muhabiri Ertuğrul Mavioğlu, son dönemde prestiji zirve yapan İstanbul Emniyeti'ne görülmemiş bir operasyon çekti. İstanbul'daki polis muhabirlerinin dilinden düşmeyen olay şöyle gerçekleşti: Ahmet Şık'ın kitabıyla ilgili mahkeme kararı sonrası, polis Ertuğrul Mavioğlu'nun evine gitti. Ancak evinde olmadığı anlaşılınca görevli polisler Mavioğlu'nu arayarak, kitabın bir nüshasının kendisine mail yoluyla gönderildiğinin tespit edildiğini, bu nüshayı almaları gerektiğini iletti. Mavioğlu, bir süre polisi oyaladıktan sonra “Şimdi gazeteye geçtim oraya gelin” dedi. Polisler, kitabın nüshasını almak için Radikal Gazetesi'ne gittiler ve mail yoluyla gelen nüshanın kopyasını aldılar. Bu sırada Mavioğlu, “madem öyle bunu silelim” dedi ve mailindeki nüshayı sildi. Bu sırada haber merkezlerine “Polis Radikal'i bastı, Ahmet Şık'ın kitabını arıyor” diye son dakika haberleri düştü. Polisler uyandıklarında artık çok geçti. Dışarı çıktıklarında ise bir gazeteci ordusuyla karşılaştılar. Normalde savcılığın kitabın farklı kişilerdeki nüshalarını karşılaştırabilmek için sadece “kopya alma talimatı” verdiği öğrenildi. Ancak Mavioğlu hem polisleri gazetesine çekti hem de kitabın o nüshasını sildirdi. Yani; baskın ve basılmamış kitabı imha tezini oturttu. Polisler bu zokayı yemiş olarak Emniyet'e dönerken edinilen bilgilere göre savcılıktan sağlam bir fırça yediler. Ancak Ertuğrul Mavioğlu kankası Ahmet Şık'a psikolojik destek için çok kritik bir operasyonu başarıyla tamamlamış oldu. İKİNCİ OPERASYONDA POLİS UYANDI Ertuğrul Mavioğlu'nun yaptığını Akın Atalay da yapmak istedi. Atalay'ın polislere “Cumhuriyet Gazetesi'ndeyim burada yapın tebligatı” dediği öğrenildi. Ergenekon Sanıklarından rahmetli İlhan Selçuk'un da avukatı olan Akın Atalay, şuan Ahmet Şık'ın da avukatı. Atalay, polisleri Cumhuriyet'e çağırdı ve gece geç saate kadar Cumhuriyet'te bekledi. Ancak polisler ikinci kez aynı tuzağı yemedi ve Cumhuriyet'e gitmedi. Polisler Atalay'ın evine gitmesini bekledi ve evine gidince tebligat yapıldı. Böylece “Polis Radikal'den sonra Cumhuriyet'i de bastı” manşeti suya düştü. NTV “BASKIN” VURGUSU YAPMADI Aynı gün ilginç bir gelişme de yaşandı. Şık'ın avukatlarından Fikret İlkiz de Mavioğlu'yla eş zamanlı arandı. İlkiz o sırada NTV'deydi. Tebligat burada yapıldı ve kopya nüsha istendi. Ancak ne İlkiz ne de NTV, Ertuğrul Mavioğlu gibi “basıldık” yayını yapmadı. İÇİŞLERİ VE EMNİYET'TEN TIK YOK Olayın bir başka boyutu ise İçişleri Bakanlığı ve Emniyet'e bakıyor. Ertuğrul Mavioğlu'nun yaptığı “Radikal Basıldı” kara propagandasına karşılık ne İçişleri Bakanlığı ne de Emniyet Genel Müdürlüğü cevap vermedi. Olayın gerçekleşme biçimi anlatılarak, Mavioğlu'nun Kara Propagandası bitirilebilirdi ancak iki kurum da sessiz kaldılar. Böylece Türkiye günlerce “Radikal Basıldı” şeklinde içeriden ve ulaslararası düzeyden baskıya maruz kaldı. İki kurumun bile bile neden Türkiye'yi zor durumda bırakan ve seçim öncesi gündemi krize çeviren bu olayla ilgili açıklama yapmadığı merak konusu. POSTMEDYA