Üniversiteler arası kurul toplantısına katılan
rektörlerin pek çoğunun, yönettikleri okullarda çok ciddi yolsuzluk iddiaları bulunduğu ortaya çıktı. Yasakçı rektörlerin YÖK'ün bu dönemde söz konusu iddialarının üzerine gitmesinden çekindikleri öğrenildi.
Geçtiğimiz günlerde yapılan
Üniversitelerarası
Kurul toplantısına sınırlı sayıda
katılım olmuş, 27 rektör yapılmak isteneni anlayınca, toplantıya katılmaktan vazgeçmişti.
Üniversitelerarası Kurul toplantısına katılıp demokratik hak ve özgürlükler konusunda
yasakçı tavır sergileyen bazı rektörler hakkında ise çok ilginç bilgiler ortaya çıktı.
Toplantıya katılan rektörlerin önemli bir bölümünün başlarının yönettikleri üniversitelerdeki yolsuzluk iddialarıyla dertte olduğu belirlendi.
REKTÖRLER VE YOLSUZLUK
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF.DR. MUSTAFA AKAYDIN
İşte bunlardan ilki. Anti demokratik açıklamayı okuyan Üniversitelerarası Kurul Başkanı aynı zamanda
Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Mustafa
Akaydın... Dönemin
Antalya Tabibler Odası Başkanı
Kubilay Döşeyen, rektör
Mustafa Akaydın'ın da aralarında bulunduğu bir grup
profesör hakkında, üniversitede yaşanan
hırsızlık olayı ile ilgili çeşitli
suçlamalarda bulundu. Olayla ilgili bir
öğretim üyesi görevden alındı ancak Akaydın'a bir şekilde dokunulamadı.
ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF.DR. FERİT BERNAY
Üniversitelerarası Kurul'un ülkeyi geren açıklamalarına alkışlarıyla
destek veren 19
Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ferit Bernay'ın üniversitesi de kamuoyunda yolsuzluk iddiaları ve baskıcı
uygulamalarla tanınıyor.
19 Mayıs Üniversitesi'ndeki yolsuzluk iddiaları o kadar ayyuka çıktı ki en sonunda
Türkiye Büyük
Millet Meclisi konuya ilişkin bir
araştırma komisyonu kurmak zorunda kaldı. Hazırlanan dosyada neler yoktu ki; ameliyatta böbrek çalınması, Rektör Bernay'ın rüşvet sanığıyla ilgili
tavsiye yazısı,
ihalelerin rektörün annesinin şirketine verilmesi, akrabaların görevlere atanması, keyfi
yönetim, ihale yolsuzluğu vs. Fakat tıpkı pek çok örnekte olduğu gibi bu üniversitedeki iddialar da YÖK engeli yüzünden yeterince soruşturulamadı.
DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF.DR. EMİN ALICI
Dokuz
Eylül Üniversitesi de yolsuzluk dosyalarıyla gündemden düşmeyen okullarda biri. Rektör
Emin Alıcı'nın üniversitenin vakfına ödettiği kişisel masraf listesi bir süre önce medyada geniş yer buldu.
Sayıştay denetçilerinin ortaya çıkardığı belgeli yolsuzluğa göre Rektör Alıcı ve yönetim kurulundaki diğer üyelerin mutfak harcamaları dahil pek çok özel giderleri üniversite vakfına ödetildi. İddialara göre üniversitenin ve vakfının 40 trilyon liralık kaynağı usulsüz ihalelere aktarıldı.
İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF.DR. FATİH HİLMİOĞLU
Cumhuriyet Mitinglerine insan kaynağı temin etmek için sınav erteleyen, rektör olarak bilinen
İnönü Üniversitesi Rektörü
Fatih Hilmioğlu'nu kamuoyu yakından tanıyor. Sayıştay denetçileri,
İnönü Üniversitesi hesaplarını inceleyip 150 sayfalık
rapor hazırladı. Raporda ihaleye fesat karıştırmak, idari
usulsüzlük, görevi kötüye kullanma, devleti maddi zarara uğratma gibi onlarca suçlama yer aldı. Toplamda 44 ayrı konuda kanuna aykırı işler yapıldığı belirlendi. YÖK kalkanı yüzünden bu iddialar da yeterince araştırılamadı.
BAŞKENT ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ PROF.DR. MEHMET HABERAL
Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet
Haberal'ın adı eğitim için tahsis edilen Milli Par alanına lüks
otel yapılması olayıyla gündeme geldi. Uygulama oteli olması gereken mekanın ticari işletmeye dönüştürüldüğü ve 64 bin metrekarelik alanın dışına çıkılarak yeni eklemeler yapıldığını tespit edildi.
Başkent Üniversitesi basında son olarak da usulsüz aldığı 2 trilyondan fazla devlet yardımı ile gündemde yer buldu.
ODTÜ REKTÖRÜ PROF.DR. URAL AKBULUT
Türkiye'nin en saygın Eğitim Kurumlarının başında gelen
Ortadoğu Teknik Üniversitesi
Milliyet Gazetesi'nde gündeme gelen intihal yani bilim hırsızlığı iddialarıyla çalkalandı.
Yazar Metin
Münir, bilim hırsızlığı yapan öğretim üyelerinin üzerine gidilmediğini, olay ortaya çıkmasa konunun örtbas edileceğini iddia etti.
ANKARA ÜNİVERSİTESİ
2006 yılında
Ankara Üniversitesi'nde büyük bir yolsuzluk skandalı patladı. "Sahte
Reçete" ile üniversitenin üç yılda yaklaşık 200 bin YTL dolandırıldığı ortaya çıktı. Reçetelerin tümümün bir tek Eczaneye kesildiği iddia edildi. Eczanenin sahibi ise dönemin YÖK Genel Sekreterinin eşi çıktı.
Bütün bu hızlı bir araştırmayla göz önüne gelen örnekler, bazı rektörlerin
başörtüsü yasağı arkasına neden sığınmak istedikleri sorusuna önemli bir
cevap olarak değerlendirildi.
Bu arada Üniversitelerarası Kurul'a katılan rektörlerin akademik camianın genel kanaatini istatistik olarak hangi ölçüde temsil ettiği bugün Zaman gazetesinin okurlarına duyurduğu bir haberle ortaya çıktı.
Pek çoğu 11. Cumhurbaşkanı Sezer tarafından aldıkları oya bakılmaksızın atanan rektörlerin üniversiteleri ortalama yüzde 20 oranında temsil ettiği anlaşıldı. Kimi rektörlerin üniversite içindeki temsil oranı yüzde 11'lere kadar düştüğü belirtildi.