Kemal Özer'in timeturk sitesinde yayınlanan yazısından ilgili bölümler:
Rahmi Koç'un '
bıyıklı ve sakallı birini işyerime almam' sözlerine
Başbakan Erdoğan 'Ayrımcılığın yanında olmadık' diyerek, bir Başbakanın göstermesi gereken duyarlılığı gösterdi.
Hemen her sektörde faaliyet gösteren bir '
işadamı' bu ayırımcılığı nasıl yapar?
Hem bu ülkede
üretim yapacaksınız, hem ürettiğiniz ürünleri başı örtülü, başı açık, düz liseli, imam hatipli, meslek okullu, bıyıklı, bıyıksız, sakallı, sakalsız insanlara satmak için, ne gerekiyorsa yapacaksınız. Hem de milletin değerleri ile alay edeceksiniz…
İHL'leri kapatmak için meslek liselerine 'kibrit suyu' dökenleri destekleyeceksiniz, on yıl aradan sonra bıyıksız bile olsa asgari ücretle karın tokluğuna çalıştıracak
teknik eleman bulamayınca '
Koç Grubu için meslek lisesi memleket meselesi' diye alay edeceksiniz…
Başörtülüye ürünlerini satacaksın, sonra başörtülüleri işyerinde çalıştırmak bir yana başörtüsüne ve başörtülülere düşmanlık edeceksin...
Sakallıya bıyıklıya ürünlerini satacaksın sonra 'bıyıklı ve sakallı birini işyerime almam' diye millete meydan okuyacaksın…
'Teneke otomobiller' başta olmak üzere
tüketicilere hiçbir hak sunmadan yıllarca millete ürünlerini satacaksın, duvarlar yıkılıp rakipler çoğalınca kalkıp 'kalite,
rekabet' diyeceksin…
Başbakanın tabiri ile 'Bugün dünyanın hangi ülkesinde böyle ilkel anlayış var?' Bizde var… Tüsiad'ın en etkin üyelerinde var! Çünkü onların milletin değerleri ve fıtratla derdi var.
Bilinci tüketicilerin yaşadığı bir ülkede 'ferasetli bir tacir' bu sözleri asla söyleyemez. Ancak bu yakışıksız sözlerin sahibinin iki güvencesi olduğu için bu şekilde gürlüyor..!
Birinci güvencesi: Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 'işverenin işyerinde bıyıklı ve sakallı olanları çalıştırmama hakkı olduğunu ve bunun 'ayrımcılık' olarak değerlendirilmemesi gerektiği' yönündeki kararı. Yargıtay kararında 'Bıyık ve sakal istememek ayrımcılığa girmez. Bıyık ve sakal istememek işverenin
yönetim hakkı içine girer' demesi.
İkincisi güvencesi: Türk tüketicilerinin bilinç sorunu... Birçok ülkede bu tür bir söylemi iş adamları aklından bile geçir(e)mez. Çünkü oralarda tüketiciler bu tür garabetlerin gereğini hemen yaparlar ve alternatiflere yönelerek dünyayı bu materyalistlere 'dar' ederler…
Aslında bu tür sözler söylenmeli ki Türkiye'de henüz yeni filizlenen bu 'tüketici bilinci' harekete geçsin. Bu tür sözler, bir kimlik ibrazı olmanın yanı sıra, bu bilinci besler. Sakallı ve bıyıklılar için bu bilinci beslemenin ve harekete geçirmenin tam vaktidir aslında.
Bu vesileyle bıyıklı ve saklı tüketiciler ile Rahmi Koç gibi düşünmeyenlere Koç Grubu'nun ürünlerini almamak düşer. Kapitalistleri yola getirmenin en iyi yolu tüketmeme hakkını kullanmaktır.