REGAİB KANDİLİ NAMAZI
Bu geceyi ibâdetle geçirmenin sevabı pek çoktur. Bu gecede kılınacak namaz 12 rek'attir.
Bu namazın kılınışı şöyledir:
Her rek'atta fatihadan sonra üç kadir suresi ile 12 adette ihlas suresi okunur. Her iki rek'atta bir selam verilerek 12 rek'at tamamlanır. On ikinci rek'at kılınıp selam verildikten sonra yerinden kalkmadan yetmiş kere ' Allahumme salli ala Muhammedinin nebiyyil ummiyyi ve ala alihi' denilir. Sonra secdeye varılır. Secdede yetmiş kere ' subbuhun kuddusun Rabb-ul melaiketi verruhi' denir.
Sonra secdeden kalkılarak ettahiyyatta oturulur. Ve yetmiş kere 'Rabbiğfir ve erham ve tecavez ta'lemü' dedikten sonra tekrar secde edilir. Secdede yetmiş kere ' subbuhun kuddusun Rabb-ul melaiketi verruhi' dedikten sonra, isteklerimizi alemlerin Rabbine arz edilir. ( İhya ulumuddin, Bedir yayınları, 1974, c:1, s:555)
Regâib namazını cemaatle kılmak bid'attir. Zaten terâvihten başka hiçbir nâfile namaz cemaatle kılınmaz.
2014 yılı kutsal geceler ve günler hakkında bilmeniz gereken tarihler;
Miraç Kandili : 25 Mayıs 2014 Pazar günü
Berat Kandili : 12 Haziran 2014 Perşembe günü
Kadir Gecesi : 23 Temmuz 2014 Çarşamba günü
Ramazan Bayramı arefe : 27 Temmuz 2014 Pazar günü
Ramazan Bayramı : 28 Temmuz 2014 Pazartesi günü (1. Gün)
Kurban Bayramı : 4 Ekim 2014 Cumartesi (1. Gün)
İLK AY : RECEP (YÜCELTİLMİŞ AY)
Üç ayların ilki olan Recep, "yüceltilmiş, içine ikramlar konulmuş ay" ve "hazırlanmak" manalarına gelmektedir.
MİRAÇ KANDİLİ : Receb ayının 27. gecesi ise Miraç Kandili'dir. Miraç, kelime manası itibariyle "merdiven", "yükselecek yer", "en yüksek makam" manalarına gelmektedir. Bu gecede Peygamberimiz bir mucize olarak Mekke'deki Mescid-i Haram'dan, Kudüs'teki Mescid-i Aksa'ya ve oradan da göklerin İlahi derinliklerine doğru yükselip ruhen ve bedenen Cenab-ı Hakk'ın huzuruna çıkmıştır.
ŞABAN: HAYIR AYI
Üç ayların ikincisi olan Şaban, kelime manası itibariyle "dağılan", "saçılan" manalarına gelmektedir. Bir rivayete göre Peygamber Efendimiz, Şaban ayında Ramazan için pek çok hayır dağıldığı için bu aya bu ismin verildiğini ifade etmektedir.
BERAT KANDİLİ : Şaban ayı içerisinde Berat kandili vardır. Berat kelimesi, "borçtan, isnat edilen suçtan, ruha azap veren sıkıntılardan kurtulmak" manalarına gelmektedir. Bu gecede Kur'an-ı Kerim bir bütün halinde dünya semasına indirilmeye başlanmıştır. Bu sebeple bu gece hürmetine pek çok günah bağışlandığı için geceye Berat gecesi denilmiştir.
RAMAZAN: BEREKET AYI
Üç ayların sonuncusu olan Ramazan ayı on bir ayın sultanı ve ayların en faziletlisidir. Zira bu ayda Kur'an indirilmeye başlanmış ve ay boyunca oruç tutmak farz kılınmıştır.
KADİR GECESİ BU AYDA : Kur'an'ın indirilmeye başlandığı bu ay içinde Kur'an-ı Kerim'deki ifadesiyle bin aydan daha hayırlı olan "Kadir Gecesi" vardır. Bu gece Allah'ın müminlere bahşettiği çok yüce bir ikramıdır. Ramazan'ın her gecesinin dolu dolu geçirilmesi için bu gecenin zamanı gizlenmiştir. Ancak Kadir gecesinin Ramazan'ın son on günü içinde olduğuna dair güçlü işaretler vardır.
ÜÇ AYLAR ORUCU
İslâm’da zamanla kayıtlı oruç, sadece Ramazan’da vardır. Onun dışında “üç aylar” orucu diye bir oruç asıl kaynakla-rımızda bulunmamaktadır. Müslüman, Recep ve Şaban aylarında çok oruç tut-malıdır ama onları tamamen oruçlu geçirmek diye bir husus kitaplarda bulunmamaktadır. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) Hz. Âişe’nin ifadesine göre Ramazan’dan başka hiçbir ayı bütünüyle oruçlu olarak geçirmemiştir. Ramazan’dan sonra en çok oruç tuttuğu ay ise Şaban ayıdır.(Müslim, Sıyam 175, 176).
EN ÇOK SORULAN SORULAR:
Cevap: Normal zamanlarda cuma gecesi zaten mübarek bir gecedir. Bu mübarek geceye bir de üç ayların ilki olan Receb ayının ilk cuma gecesi olma özelliği de eklenince, iki mübarek vaktin birleşmesi gibi iki katlı bir kutsallık oluşmakta, böylece kaçırılmaması gereken bir mübarek gece manasında (Regaib Gecesi) meydana gelmektedir. Bu özelliğinden dolayı melekler bu geceye (Regaib Gecesi) adını vermişlerdir, rağbet edilmesi gereken kutsal gece mesajı vermişlerdir.
Soru: Üç aylar girince oruç tutmaya başlıyoruz. Ancak önce geçmişte tutamadığımız borç oruçlarımızı mı tutsak, yoksa ayın özelliğine ait nafile oruçlara niyet etsek de sonra mı borç oruçlarımızı kaza etsek diye tereddüt ediyoruz?
Cevap: Önce geçmişten kalan borç oruçların tutulması daha isabetli olur denebilir. Çünkü farz olan oruç borçlarından sorumlu olursunuz ama nafile oruçlardan sorumluluk söz konusu olmaz. Öyle olunca önce farz borçlarınızın sorumluluğundan kurtulmayı tercih edip sonra nafile sevabına niyetlenmenizde isabet var, demek yanlış olmasa gerektir.
Soru: Bazen erken sahur yapıp yatıyorum. Ancak gece uyandığımda susadığımı hissedince kalkıp su içiyorum. Bazıları, ‘niyet ettikten sonra bir şey yer içersen orucun bozulur’ diyorlar. Gece niyet ettikten sonra kalkıp bir şey yeme içme ile oruç bozulur mu?
Cevap: Gece ne kadar erkenden niyet edersen et oruç, imsak dakikası girince başlar. Bu sebeple, imsaktan önceki yeme içmeler orucu bozmaz. Çünkü oruç henüz başlamamıştır ki bozulmuş olsun. Bu itibarla, imsak başlamadan yeme içmenin serbest olduğu hatırlanmalı, boşuna vesveseye kapılmamalıdır.
Soru: Namazda secdeye kapandığımızda alnın zemine temasının farz, burnun temasının ise vacib olduğunu biliyoruz. Ancak erkeklerin başlarındaki takkenin ucu bazen alın üzerine iniyor, nitekim hanımların başörtülerinin de alınlarına yapışıp alnın zemine temasına mani olduğu gibi. Bu durumlarda alnı örten takke ve başörtüsü secdeye zarar veriyor mu? Secdede alnın çıplak olarak zemine temas etmesi gerekli değil mi?
Cevap: Alnın secdede zemine temas etmesi gereklidir. Mümkün oldukça alnın zemine temasını önleyen örtülerden alnı açık tutmalı, alın secde yerine çıplak olarak temas etmelidir. Ancak istek dışı durumlarda alınla secde arasına giren bu ince kumaş perdesinin secdeye mani olmadığı da (sahabelerin sarıklarının uçlarının alınları arasına girmesiyle secdeye mani sayılmadığından da) anlaşılmaktadır. Nitekim yerin sıcaklığından dolayı sarığın ucuna secde eden sahabeler de görülmüştür. Bununla beraber dikkatli olmak, bir mecburiyet olmadan alnı hep açık tutmak, alınla zemin arasına takke, sarık, başörtüsü gibi engelin sarkmasına fırsat vermemek daha isabetlisidir.
Soru: Namazda hanımların başlarını örtmelerinin farz olduğunu biliyoruz. Ayaklarını da başları gibi örtmeleri gerekli mi? Çorapsız namaz kılamazlar mı hanımlar?
Cevap: Namazda hanımların başlarını örtmeleri farzdır. Ancak ayaklarını örtmeleri aynı şekilde farz değildir. Bu sebeple çorapsız kılınan namaz sahihtir. El-yüz ve ayaklar açık kılınabilir. Yukarıdan aşağıya inen eteğin ucu ayakların üzerindeki aşık (elmacık) kemiklerine kadar iniyor, bu kemik çıkıntılarını örtüyorsa namaz için şart olan tesettürü temin ediyor demektir. Bundan aşağısını örtmesi ise sevap gereği olur, mecburiyet icabı sayılmaz.
Kaynak: Ahmed Şahin