IŞİD’in, Musul Başkonsolosluğumuzu basarak, 49 Türk vatandaşını rehin almasının üzerinden 1 ay geçti. 49 rehinenin bulunduğu yerin bilindiğini savunan Dışişleri Bakanlığı Kriz Masası ise önce kadro azalttı. Krizin hemen ardından günde iki defa yapılan basın açıklamalarının sayısı azalırken, her gün yapılan bilgilendirme toplantıları ise haftada bire düşürüldü. Krizin ilk günlerinde, “Onlar rehine değil, alıkonulan vatandaşlar” açıklaması yapan Dışişleri’nin aksine bir ay sonunda Başbakan Tayyip Erdoğan da 49 kişi için “rehine” tanımlaması kullandı.
Musul’da ilk olarak 32 kamyon şoförünün kaçırılması ve ardından da 49 Konsolosluk mensubunun 11 Haziran günü saat 11.30’da IŞİD tarafından rehin alınması üzerine Dışişleri Bakanlığı’nda Kriz Masası oluşturulmuştu. Kriz Masasında Dışişleri’nin yanı sıra Ekonomi, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Ulaştırma ve Ticaret bakanlıklarından dörder eleman gönderilmişti. 24 saat usulüyle çalışan kriz masasına son dönemde çok az telefon geldiği belirtilirken, görev yapan personel sayısının da azaltıldığı öğrenildi.
Cumhuriyet Gazetesi'nde yer alan habere göre, IŞİD, Musul’un çevresini 7-8 Haziran tarihlerinde çevrelerken, tahliye kararı vermeyen ve kuşatıldıktan sonra da geç kalan Dışişleri Bakanlığı, süreçte sürekli bilgilendirmeyi askıya aldı. Bakanlıktan yapılan yazılı açıklamalarda önceki açıklamaların geçerli olduğu vurgulanırken, sadece son dönemde Türkmenlere yönelik yardımlara işaret edilmeye başlandı. Gazetecilere yönelik ilk etapta günlük olarak yapılan bilgilendirme toplantıları da haftalık olarak yapılmaya başlandı.
Telefonlar artık çalmıyor
Rehine yakınlarından biri, Dışişleri Bakanlığı’ndan kendilerine aktarılan bilgiyi şöyle anlattı:
“Bize ‘Yerlerini biliyoruz; sağlıklı olduklarını biliyoruz; Çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Sabırlı olun, çok hassas bir süreç. Basına konuşmayın. Bize güvenin’ diyorlar. Ne zaman geleceklerine, en son ne zaman haber aldıklarına yönelik bilgi vermiyorlar. İlk günlerde çok daha umutluyduk ama artık korkuyoruz. Bir ay geçti ve bakanlıktan yeni bir bilgi gelmiyor.”
Bir başka rehinenin akrabası da ilk günlerde yakının telefonunun çaldığını ancak açılmadığını belirtirken, “Bilmiyorum onları götürürken telefonlarını aldılar mı, almadılar mı? Belki şarjı bitti. Ama o telefon açılmasa da çalması önemliydi. Demek ki ulaşılmıyor” diyerek duygularını paylaştı.
Bir ay sonra ‘rehine’ dedi
11 Haziran günü rehin alınanlar için Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Kimse bizim sabrımızı test etmeye kalkmasın” demiş ardından da “en kısa zamanda Türk vatandaşlarının dönüşleriyle ilgili hayırlı bir haber ulaştırmak istediklerini” belirtmişti. Bu açıklamalardan kısa bir süre sonra da Başbakan Tayyip Erdoğan, Başkonsolos Öztürk Yılmaz ile telefonla görüştüğünü kamuoyuna açıklamıştı. Erdoğan’ın açıkladığı bu görüşmeden sonra Yılmaz ve diğer konsolosluk personeli ile iletişim kurulamadığı haberlerine ise hükümetten açıklama gelmemişti.
Geçen 1 ay içerisinde hükümet resmen “terör örgütü” kabul ettiği IŞİD için “terörist” diyemedi. Erdoğan önceki gün yaptığı açıklamada ise örgüte ramazan ayını anımsatarak seslendi ve IŞİD’in elindeki 49 kişi için ilk kez 49 kişi için ilk kez “rehine” ifadesini kullandı.