Rehn, "Modern Türk tarihinde ilk kez
emekli orgeneraller de dahil olmak üzere müesses nizama ait olan kişilerin savcılara
hesap vermesi, yargı huzuruna çıkarılması,
Türkiye'de siyasi hayata müdahale ile sonuçlanabilecek askeri girişimlerin sorgulanması mümkün oldu." dedi. Demokratik kurumların daha demokratik hale gelmesi açısından
Ergenekon davasının çok önemli olduğuna işaret eden Rehn, "Devletin düzgün işlemesi ve geleceğinin teminat altına alınması açısından çok önemli. Ancak müdafilerin haklarına halel getirilmeksizin yürütelmesi, insan haklarına zarar verilmeden yürütülmesi de çok önemli." şeklinde konuştu.
British Council'in,
Avrupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu ve Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı (
TESEV) ile birlikte düzenlediği 6.
Boğaziçi Konferansı'nın
gala yemeği
İngiltere Konsolosluğu'nda gerçekleştirildi. Yemeğe
Devlet Bakanı Egemen Bağış,
Maliye Bakanı
Mehmet Şimşek, Avrupa Birliği'nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri
Olli Rehn ile AB ülkelerinin
İstanbul konsolosları katıldı.
Kürsüye ilk olarak AB'nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Olli Rehn geldi. Rehn, "Dinleyicilerin Türk olanlarına şu açıklamayı yapmak isterim. Bu
akşam sizin aranızda bulunuyor olmam geçtiğimiz 5 yıl içindeki gelişmelere bakıldığınıda AB'nin sözünün arkasında durduğunu gösteriyor.
Beşiktaş renklerini takmışım. NTV'ye
röportaj verdiğimde
Fenerbahçe renklerinde kravat takmıştım. Ancak bundan sonra karşılaştığımızda sarı ve kırmızı renklerini giyeceğim
Galatasaray'ı tutanları gücendirmemiş olacağım." dedi.
Çok önemli ve dokunaklı bir an yaşadığını söyleyen Olli Rehn, "Çünkü büyük ihtimalle genişlemeden sorumlu
komiser olarak son kez bu toplantıya katılacağım. Boğaziçi Konferansı kalitesi yüksek, samimi, dostane diyalogun oluşması için çaba gösterdi. Benim şu an söyleyeceğim çok dostane ve çok samimi ifadeler kullanan bir kişinin sözlerinden ibaret." ifadelerini kullandı,
Şu anki Türkiye'nin 5 yıl önce göreve başladığı zaman ki Türkiye'den çok farklı olduğuna dikkat çeken Olli Rehn, siyasi alanda çok ciddi manevralar yaşandığına işaret etti. Geçmişte hassas olarak nitelenen, tabu olarak görülen konuların tartışıldığını söyleyen Olli Rehn, "Derin devlet,
sivil-asker ilişkisi
Kürt sorunu, Türkiye-
Ermeni meselesi gibi konular günlük şekilde tartışılır hale geldi. Düşünülmezken siyasi gündemi meşgul eder hale geldi. Demokratik
açılım projesi atılan adımların ulaştığı son noktayı gösteriyor." dedi.
Geçtiğimiz 10 yıl içerisinde
Güney Kafkaslardaki en önemli diplomatik girişimin
Ermenistan ile portokolün imzalanması olarak gösteren Olli Rehn, "Türkiye ile Ermenistan ilişkilerini normalleştirme yolunda taahütlerini ortaya koydu. AB bu protokolü çok önemsiyor. Bölgenin istikrarı açısından çok önemsiyor. Önemli olan Türkiye'nin dünyanın en istikrarsız bölgesinden birinde istikrarı gerçekleştirecek bir rolünün olması." dedi.
2005-2009 arasında Türkiye'nin elde ettiği reformların
katılım müzakereleri için son derece kritik olduğunu söyleyen Olli Rehn, "Kolay değildi" dedi. Bu yıl yaşanan gelişmelere bakıldığı zaman Türkiye'nin katılım müzakerelerinin başladığı 4 yıl önceki ivmeyi yakalayacağına inandığını söyleyen Rehn, "Siyasi irade göstermek ve fırsatları yakalamak çok önemli." dedi.
Üyelik sürecinde
Kıbrıs sorunun çözülmesinin önemine dikkat çeken Olli Rehn bu konuyla ilgili ise şunları söyledi: "Hiç kimsenin kaçırmayacağı fırsattan bahsetmek isterim. Kıbrıs meselesinin nihai çözüme kavuşturulması için masada duran fırsat. Türk ve Rum tarafı liderleri kapsamlı bir çözüm için görüşüyorlar. Kapsamlı çözüme ulaşılmaması Türkiye
AB ilişkileri açısından bir engel olacaktır.
Müzakerelerin kapsamlı bir çözüme kavuşmaması için hiçbir neden yok. Aşırı şüpheci yaklaşımların sebebini anlamakta zorluk çekiyorum. Çünkü müzakereler netice itibari ile iyi niyet çerçevesinde devam ediyor. Özellikle Kıbrıs sorunun tarihçesine bakıldığında bütün tarafların müzakere masasında kararlılıkla oturması BM'nin sunduğu çerçevenin dikkate alınması, kamuoyundaki çözüme ket vuran yaklaşımlara
kulak tıkanması çok çok önemli. Doğu Balkanlar'da en az Kıbrıs kadar trajik olaylar yaşanmasına rağmen oradaki sorun aşıldı. Fenerbahçe ve Galatasaray arasındaki mücadeleyi düşünün. 6 ay önce müsakabaya çıkmışlar, hakemin takımlardan biri hakkında karar verdiğini düşünmek, 6 ay sonraki bir mücadeleyi ne kadar etkiyelebilir? Tarihte yaşanan tatsızlıklara bakarak Kıbrıs sorunun geleceğine ilişkin çıkarsamalarda bulunmanın kimseye faydası yok. İyi niyet bizim için yol gösterici olmalı. Avrupa Komisyonu çözümü çok önemsiyor ve bunu destekliyor." ifadelerini kullandı.
Olli Rehn son olarak şunları söyledi: "Geçtiğimiz 5 yıl çok heyecan ve verici büyüleyiciydi. Türk halkının net bir AB
yol haritası temin edildikten sonra bu yola ne kadar başkoyduğunu gördüm. Bu talepler Brüksel'den istendiği için değil kendi çocuklarının geleceği için bu reformları gerçekleştiren bir Türkiye ile karşılaştım. Türkiye'nin AB yolunun en büyük destekçisi olmaya devam edeceğim." (CİHAN)