Yüksek
öğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Yusuf
Ziya Özcan,
ODTÜ'de katıldığı
Üniversitelerarası Kurul Toplantısı'nda, üniversitelerde ifade ve düşünce özgürlüğü olması gerektiğini söyledi.
YÖK Başkanı Özcan,
Üniversitelerarası Kurul'un akademik bir
organ olduğuna dikkat çekerek, ''Ülkeyi ilgilendiren konuların konuşulacağı yer burası değildir'' diyerek, başörtüsü gündemiyle toplanan kurulu eleştirdi.
Üniversitelerarası Kurul, üniversitelerde başörtüsü yasağının kaldırılmasına ilişkin görüşlerinin kamuoyuyla paylaşmak üzere ODTÜ
Kongre Merkezi'nde toplandı.
Toplantının basına açık kısmında konuşan YÖK Başkanı Özcan, kurulun başörtüsü gündemiyle toplanmasını eleştirerek, ''Ülkeyi ilgilendiren konuların konuşulacağı yer burası değildir'' diyerek, kurulun başörtüsü gündemiyle toplanmasına tepki gösterdi.
Konuşmasında ''üniversitelerin özgür ortam'' olması gerektiğine sık sık vurgu yapan Özcan, ''Gençlere özgür
tartışma ortamı oluşturamazsak üniversite olmaz'' dedi.
Üniversitelerde özgür ortam sağlanması gerektiğini ifade eden Özcan, ''Üniversiteler aykırı düşüncelerin buluştuğu bir kurumdur. Üniversitelerimizde ifade ve düşünce özgürlüğü olmalı'' şeklinde konuştu.
Üniversite yönetimlerinide konuşmasında uyaran Özcan, ''Üniversiteler saygınlıkla anılmalı, üniversite yöneticileri bu saygınlığa gölge düşürmemeli'' şeklinde konuştu.
ÜNİVERSİTELERARASI KURUL OLAĞANÜSTÜ TOPLANDI
YÖK Başkanı Prof. Dr.
Yusuf Ziya Özcan, Üniversitelerarası Kurul'un ilgili kanunda belirtilen konularda çalışma yapmak amacıyla toplanabileceğini belirterek, ''Üniversitelerarası Kurul'un sorumluluk kapsamına girmeyen konuları gündemine alması yalnızca kurulun saygınlığını azaltmayacak, aynı zamanda telafisi zor hukuki sorunlara da yol açacaktır'' dedi.
Üniversitelerarası Kurul, ODTÜ Kongre ve
Kültür Merkezi'nde olağanüstü toplandı.
Üniversitelerarası Kurul Başkanı ve
Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa
Akaydın, toplantının açılışında yaptığı konuşmada, gündemlerinde ''üniversitelerdeki
kıyafet sorununun'' olduğunu söyledi. Prof. Dr. Akaydın, ''Laik
Cumhuriyet adına bu toplantıya katılan ÜAK temsilcilerini yürekten kutluyorum'' dedi.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'ın kendisine 3 gün önce ''toplantının iptal edilmesinin daha uygun olacağını'' ilettiğini anlatan Akaydın, ''
bildiri çıkması halinde ise bildirinin ÜAK adına değil rektörler adına çıkmasının daha uygun olacağını'' söylediğini kaydetti.
Akaydın, buna karşılık, ÜAK çoğunluğunun sağlanması halinde bildirinin kimin adına çıkacağına kurulun karar vereceğini belirtti. Akaydın, daha sonra konuşmasını yapmak üzere YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan'ı kürsüye davet etti.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, konuşmasının başında, toplantının başlama saatindeki gecikmeye değinerek,
Ankara Esenboğa Havalimanı'ndaki
teknik bir arızadan dolayı uçakların inemediğini ve hala gelmeyen rektörler bulunduğunu belirtti. Prof. Dr. Özcan, ''Onlara saygı göstermek için bir saattir burada bekliyorum, gelmezlerse yine de beklemeye razıyım'' dedi. Özcan, toplantının sonuna kadar salondan ayrılmayacağını ifade etti.
Üniversitelerin bir çok sorunu, toplumun tüm kesimlerinin de üniversitelerden beklentileri bulunduğunu belirten Özcan, YÖK ve Üniversitelerarası Kurul'un önümüzdeki dönemde yapacağı toplantılarda, üniversiteler ve
yükseköğretim sisteminin sorunlarını ele alıp tartışarak, çözüm önerilerini değerlendireceğini kaydetti.
YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Üniversitelerimiz
ülkemizin en önemli kurumlarının başında geliyor. Üniversitelerimizi bu kadar önemli yapan, kuşkusuz onlardan yerine getirmesini beklediğimiz kritik görevlerdir. Üniversite, bir toplumun hayat kaynağı, imkanları üretime, refaha ve zenginliğe dönüştüren ve gelecekte yapılabileceklerin sınırlarını belirleyen ufuk çizgisidir. Üniversitelerimiz ve gençlerimiz, bir yandan içinde yaşadığı toplumun ihtiyaç duyduğu hizmetleri en iyi şekilde üretecek bilgi ve donanımla hayata hazırlanırken diğer yandan da dünyada olup bitenleri doğru ve zamanında
okuma yeteneklerini güçlendirmektedirler.
Üniversiteler, koca koca binalarla deneylerde kullanılan
araç-gereçlerin birarada bulunduğu mekanlar değildir. Büyük kaynaklar harcayıp dev kampüsleri tamamlayabilir, öğrencilerimizi seçip o kampüslere taşıyabiliriz. Ama gençlerimize ve bilim insanlarına özgürce araştırma yapma, elde ettiği sonuçları özgürce tartışma ortamı sağlayamazsak bu dev mekanlar okul olur ama asla üniversite olamaz.''
-''SLOGAN DİLİ EGEMEN OLURSA...''
Üniversitenin, özgür beyinlerin buluştuğu ve yarıştığı ortamın adı olduğunu vurgulayan YÖK Başkanı Prof. Dr. Özcan, şöyle devam etti:
''Bu ortamı oluşturmak, başta üniversite mensupları olmak üzere çağdaş toplamda yaşamak isteyen hemen herkesin görevidir. Üniversiteler en aykırı fikirlerin bile bilim camiasında oluşturduğu görüşler içerisinde dile getirilebildiği, ileri sürülen her görüşün öncelikle eleştiriye açık olduğu, tartışma ve eleştirilerden korkulmayan ortamlardır. Üniversiteler din, dil,
cinsiyet, etnik köken ayrımı olmaksızın düşünce ve ifade özgürlüğünün en üst düzeyde yaşandığı ortamlar olmalıdır. Üniversite mensuplarının sosyal, siyasal ve kültürel tercihleri birbirinden farklı olabilir. Bu çok doğaldır. Yine üniversite mensupları sadece üniversitelerin kurumsal sorunları hakkında değil, ülkenin tüm sorunlarının çözümü konusunda karar vericilere ışık tutacak önerilerde bulunmalıdırlar da...
Ancak üniversite mensuplarıyla onların temsilcilerinin toplumsal gerginlik yaratan dil ve söylem sarmalının dar kalıpları içinde sürüklenmesi, en başta üniversitelerin saygınlığını zedeler. Demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti anlayışı temelinde ülkemizde sağlanan toplumsal mutabakatın korunması, farklı düşünceleri saygı ve hoşgörüyle karşılayabilmek, karşılayabilecek bir ortamın oluşturulmasında üniversitelerimize büyük görevler düşmektedir. Toplumun her kesimi düşüncelerini sloganlaştırma hakkına sahiptir. Bu slogan dili her alanda farklı dozlarda yapılabilir, ancak üniversitelerimize slogan dili
egemen olursa, derinlik analizi yerine semboller yarıştırılırsa, bundan toplumun tüm kesimlerinin yanı sıra özellikle üniversitelerimizin itibarı olumsuz etkilenir. Üniversitelerimiz saygınlıkla anılmalı, üniversite yöneticilerimiz bu saygınlığa gölge düşürecek tutumdan özenle kaçınmalıdır.''
-''TELAFİSİ ZOR HUKUKİ SORUNLAR''-
Özcan, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'na göre Üniversitelerarası Kurul'un akademik bir organ olduğuna işaret ederek, kurulun kanunda açıkça belirtilen akademik görevleri yapmakla sorumlu olduğuna dikkati çekti.
Üniversitelerarası Kurul'un, ancak ilgili kanunda belirtilen konularda çalışmalar yapmak amacıyla toplanabileceğini belirten Özcan, ''Bir konunun ülke gündeminde önemli yer alması, tutması onun yasal olarak
yetki kapsamı dışında kalan kurallarla, kurullarda görüşülmesine meşruiyet sağlamaz. Kanunla belirtilen akademik konuların dışındaki ülke sorunlarının tartışılacağı yer bu kurul değildir. Üniversitelerarası Kurul'un sorumluluk kapsamına girmeyen konuları gündemine alması yalnızca kurulun saygınlığını azaltmayacak, aynı zamanda telafisi zor hukuki sorunlara da yol açacaktır'' diye konuştu.
Özcan'ın konuşmasının ardından toplantı basına kapalı devam etti.
YÖK Başkanı'nın konuşmasının ardından gazetecilerin dışarı çıkmasını isteyen Akaydın, kuruldan çıkacak bir bildirinin duyurulacağını kaydetti.
Özcan'ın konuşmasının ardından salonda bulunan ODTÜ'lü öğretim üyeleri ''
Türkiye laiktir laik kalacak'' sloganı atarak, dışarı çıktılar.
AA - CİHAN