Akşam “Reza Zarrab, 320 kilo altını Atatürk Havalimanı’ndan bavullarla Dubai’ye uçurdu. Yetkililer şaşkın şaşkın seyretti.” derken, Yeni Şafak ise para transferleri için Maliye’nin vergi incelemesi başlattığını yazdı.
17 Aralık büyük yolsuzluk operasyonunda tutuklanan ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan İran uyruklu Reza Zarrab’ın ‘altın ticareti’ son iki yıldır medyada yer aldı. Şimdi Zarrab’ı savunan haberler yapan havuz medyasında da konu, hükümete uyarı haberleriyle verildi. Akşam Gazetesi, 2013 yılı başında Zarrab’ın altınlarını İstanbul’dan Dubai’ye götürmesini, ‘Gazetecilik Başarı Ödülü’ alan ‘320 kilo altın böyle uçtu’ haberiyle duyurdu.
Zaman'ın haberine göre, Geçmişe kısa bir yolculuk yapıldığında ‘Reza Zarrab ve altınları’ konusunun son iki senedir gündemde olduğu görülüyor. Milliyet Gazetesi 2 Eylül 2012 tarihinde, sürmanşetten yayımladığı ‘İran’a giden 110 ton altının sırrı’ başlıklı haberinde Reza Zarrab’ın altınlarını gündeme taşıdı. Haberde, imtiyazlı işadamlarının İran’dan düşük kurdan elde ettikleri Euro ile Türkiye’de altın satın aldıkları ve bu altınları daha sonra kendi piyasalarında nakde çevirdikleri belirtildi. Bu ticareti yapanlar arasında ise İran asıllı Azeri işadamı Reza Zarrab’ın isminin öne çıktığı ifade edildi. Altın işlerinin Reza ve Muhammed Zarrab kardeşler tarafından İstanbul’da kurulan ‘Royal Denizcilik Endüstriyel Makine ve Kıymetli Madenler Sanayi Ticaret AŞ’ üzerinden yapıldığı vurgulandı.
Aynı dönemlerde kamuoyu, 2011 senesinde İran’a 54 milyon dolar olan altın ihracatının 2012’de 5 milyar doları geçmesini tartışıyordu. Bunun reel ihracat değil, İran’la yapılan ticarette Türkiye’nin bir ödeme şekli olduğu konuşuluyordu. Bunun üzerine Başbakan Yardımcısı Ali Babacan duruma açıklık getirdi. Zaman’da yer alan haberde Babacan, “İran’a altın ihracatı aslında bizim doğalgazı almak için ödediğimiz karşılık gibi bir şey oluyor.” dedi. Babacan, “İran’dan aldığımız gazın parasını TL olarak İran’ın Türkiye’deki hesabına yatırıyoruz. Fakat İran’ın o parayı dolar olarak kendi ülkesine götürmesi mümkün değil, uluslararası kısıtlamalar, ABD’nin yaptırımları sebebiyle. Dolayısıyla İran bunu döviz olarak kendi ülkesine götüremeyince, o TL’yi kendi hesabından çekiyor, altın alıyor piyasadan. Altını kendi ülkesine götürüyor.” açıklamalarında bulundu. Babacan, altının nasıl İran’a götürüldüğünü ise bilmediğini ifade etti.
Akşam Gazetesi ise 7 Ocak 2013’te manşetten verdiği ‘320 kilo altın böyle uçtu’ başlıklı haberde, “Narkotik operasyonda külçe altın şoku. Ebru Gündeş’in kocası Reza Zerrab, 320 kilo altını Atatürk Havalimanı’ndan bavullarla Dubai’ye uçurdu. Yetkililer şaşkın şaşkın seyretti.” ifadelerini kullandı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin ‘2013 Yılı Gazetecilik Başarı Ödülü’nü alan bu haberde, narkotik ekiplerinin Dubai uçağına giden sırt çantalı bir gruptan şüphelenerek arama yaptığı ve altın bulduğu söylendi. Gümrük Muhafaza’nın olay yerine çağrılıp altınların incelenmeye alındığı bildirilen haberde, altınların sahibi olan Reza Zerrab’ın havaalanına çağrıldığı kaydedildi. “Canlı kuryeyle yasal altın ihracatı yapıyorum.” diyen Zerrab’ın 30 milyon TL’lik altınların izin belgesini gösterdiğine yer verildi. ‘İranlı enişte kurye ordusuyla külçe külçe götürdü’ denilen haberde ayrıca Türkiye’nin İran’a yönelik altın ihracatının perde arkası anlatıldı: “İran’a yapılan ambargoya takılmak istemeyen Türkiye, doğalgazın parasını TL olarak İran’ın Türkiye’deki hesaplarına yatırıyor. İran hükümeti de bu parayla altın alarak kendi ülkelerine götürüyor.” “Bugün İran ekonomisinin yaşam kaynağı, İstanbul-Dubai uçuşlarındaki kuryelerin ellerindeki çantalarda” denilen haberde altınların gemilerle İran’a götürüldüğü kaydedildi.
Operasyonlar başlamadan iki ay evvel ise Yeni Şafak Gazetesi, ‘Türk-leaks’ başlığıyla manşetten duyurduğu haberinde offshore merkezlerindeki 350 tabela şirketinden iki Türk firmasına 10 ayda 6,2 milyar değerinde Euro ve dolar yağdığını yazdı. Gelen paraların ise yaklaşık yarısının Türkiye’de kaldığı, diğer yarısının da ağırlıklı olarak Dubai, Çin, Azerbaycan ve İran merkezli yaklaşık 50 yabancı şirkete transfer edildiği ifade edildi. Haberde ayrıca bir İran, üç de Türk bankası üzerinden yapılan para transferleri için Maliye’nin vergi incelemesi başlattığı belirtildi.
Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı, Maliye Bakanlığı ve MASAK’a yapılan bir başvurunun Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük para transferi operasyonunu gün yüzüne çıkardığı söylenen haberde, şu bilgilere yer verildi: “Maliye tarafından incelemeye alınan iki şirketin dışında, Türkiye’nin ticaret ve bankacılık sistemini kullanarak uluslararası para takasçılığı yapan onlarca şirketin bulunduğu, bunların son 5 yılda 30 milyar Euro civarındaki bir para transferine komisyon karşılığı aracılık ettiği iddia ediliyor. Transferlerin önemli bir bölümünün ABD’nin ambargo uygulaması nedeniyle doğrudan para gönderiminde sıkıntı yaşayan İran’ın bu sorunu aşmak için fiziki para ve altın transferine yönelmiş olmasıyla ilgili olabileceği ifade ediliyor.”