Reza Zarrab'tan çok konuşulacak itiraf!

17 Aralık 2013’te rüşvet ve yolsuzluk operasyonunda tutuklanan, daha sonra serbest bırakılan Reza Zarrab, havuz medyasına verdiği mülakatta “Cari açığın yüzde 15’ini ben kapattım.” diyor.

Reza Zarrab'tan çok konuşulacak itiraf!

Geçen yılki 65 milyar dolar cari açığın 10 milyarını finanse ettiğini söylüyor. Peki nasıl? İran’a altın ihraç etmiş. İster İran’ın dış ticaret rakamlarına, ister TÜİK’in verilerine bakın senelik 10 milyar dolar altın ticareti göremezsiniz. İran ithal edilen altından yüzde 50’ye yakın vergi alırken bu ülkeye kayıtlı yollarla kim, niye altın satsın?

Sabah Gazetesi’ne mülakat veren 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonunun kilit ismi Reza Zarrab, (Rıza Sarraf) “Cari açığın yüzde 15’ini ben kapattım.” diyor ki ilk bakışta 77 milyonun “evvela kendisinden özür dilemesi ardından şükranlarını arz etmesini!” gerektirecek kadar büyük lokma bu. Geçen sene 65 milyar dolar cari açık verdi Türkiye. Zarrab diyor ki açığın 10 milyar dolarını ben finanse ettim. Bir an bunu doğru kabul edelim. Tek başına 10 milyar dolar getirmiş Zarrab ülkemize. Peki nasıl? İran’a altın ihraç etmiş onun karşılığında. İster İran’ın, ister TÜİK’in verilerine bakın senelik 10 milyar dolar altın ticareti göremezsiniz. İran altın ithalatına yüzde 50’ye yakın vergi alırken bu ülkeye kayıtlı yollarla kim, niye altın satsın? Altının ons fiyatı belli. Dünyada çok dar bir marjda getiri elde edilebilecek değerli madeni satsa da bu kadar vergiden sonra para kazanılabilir mi? İran’ın altın ithalatına ördüğü duvarın ancak rüşvet ve iltimasla aşıldığını bizzat altın ticareti ile iştigal edenler söylüyor.

Zaman'ın haberine göre, Zarrab evlere şenlik mülakatta rakamlar verse de çuvallamaktan kurtulamamış: “Bakın, İran’ın Türkiye ile yıllık ticaret rakamı 3,5 milyar Euro’dur.” Rakamlarla arası iyi değil. İki ülkenin ticaret hacmi söylediğinin en az 2,5 katı. Geçen sene İran’a yapılan 4 milyar 192 milyon dolarlık ihracata karşılık, bu ülkeden 10 milyar 383 milyon dolarlık ithalat yapmışız. Üstelik Türkiye’nin İran’a olan ihracatındaki en büyük düşüş, “Kıymetli veya yarı kıymetli taşlar, kıymetli metaller, inciler, taklit mücevherci eşyası, metal paralar” kaleminden kaynaklandı. Geçen yıl bu kalemden 1 milyar 679 milyon dolar ihracat gerçekleştirilirken, bu rakam 2012’de 6 milyar 540 milyon dolardı. Yüksek miktarda petrol ve gaz aldığından her halükârda Türkiye’nin İran’a karşı açık verdiği bir ticaretten bahsediyoruz. En fazla açık verdiğimiz 5. ülke İran iken Zarrab cari açığımızı 10 milyar dolar azalttı, öyle mi? Hoca Nasrettin’in hanımına sorduğu gibi soralım Zarrab’a: “İran’a iğneden ipliğe ne sattıysak toplam 4,1 milyar dolar kazandıysak sizin altın ticaretinden ülkemize kazandırdığınız 10 milyar dolar nerede?”

Devam edelim. Belki bir şeyi atlamışızdır. Geçen sene bütün dünyaya mücevherat, takı, saat ve külçe altın ihraç ederek kazandığımız döviz 4,5 milyar dolar. Bütün Türkiye, madencisi, rafinerisi, kuyumcusu ve turizm sektörü el ele vermiş anak bu kadar ihracat yapabilmiş. Böyle bir ihracat rakamı için ciddi miktarda hurda ya da külçe altını ithal ettiğimiz unutulmasın. Üretim ve içerideki hurda altın, ihtiyacı karşılamıyor. O zaman Zarrab, bu kadar külçe külçe altını hadi aldı. Sonra da bu kadar ihracatı kayıtlı yaptı ise Maliye onun şirketine en az 100 milyon dolar vergi tahakkuk ettirmiş olmalı. Kurumlar Vergisi oranı yüzde 20 olduğuna göre 2013 dönemi için Zarrab, 20 milyon dolar vergi ödedi. Mülakatta, “Altın ihracatında KDV, ÖTV yok deyince hakim şaşırdı.” şeklinde ustaca hazırlanmış cümlesine aldanmayın. Söz konusu ihracatta her iki dolaylı vergi yok. Ancak Kurumlar Vergisi var. 10 milyar dolarlık ticaret yaptığını beyan ettiğine göre Zarrab, çocukluktan beri ikamet ettiği Türkiye’ye senelik 20 milyon dolar vergiyi çok görmemiştir herhalde. Önceki seneler de eklendiğinde 100 milyon dolar vergi ödemiş olmalı. O, işlerin telaşından vergiyi atladıysa Gelir İdaresi ıskalamamıştır. Havuz medyasının vergi borcunu sıfırlanmasını bile izah edebilmiş Maliye elini çabuk tutmalı. Konuya açıklık getirip rekortmen Zarrab’ı teşekkür belgesi ile onurlandırmalı!

Yukarıdaki rakamlar kafanızı karıştırmasın. ne Zarrab o kadar altın sattı İran’a, Ne de İran’ın böyle bir talebi oldu. İran’a müeyyidelerinin en sert olduğu dönemde Türkiye’den bankalar üzerinden tahsil edemediği doğalgaz-petrol paralarının altına dönüştürülmesinden ibaret yapılan işlemler. İran’a ihracat kalemi altında giden altınlar, ödemeler dengesinde net hata noksan hesabında azalışa da sebep oldu. Çünkü ihraç edilen altınların karşılığı dövizler ülkeye gelmiyordu. İran’dan ithal ettiğimiz gaz ve petrolün bedeli İran’a gidemiyor, bunun yerine İranlılar bu bedelleri ile Türkiye’de altın alıp ülkelerine götürüyordu. Altınların bedeli Türkiye’ye gelmiyordu. Böyle olunca altın sevkiyatını ülkemize döviz getiren ihracat olarak hesaba kaydettiğimiz için, ama bedeli de fiilen ülkemize gelmediği için cari denge ile ülkeye gelen finansman farkı şaşıyordu. Mesela Mart 2013’te son 12 aylık altın ihracatı 16,6 milyar dolar iken, net hata noksan -7,7 milyar dolara düştü. Bu kaynağı belirsiz para çıkışı manasına geliyordu.

Zarrab bu operasyonun Türkiye ayağını temsil ediyordu. Babek Zencani (İran’da tutuklu ve mallarına tedbir konuldu), karşı taraftaki muhataptı. Altın ihracatı gibi görünse de resmî veriler bunu teyit etmiyor. Bu kadar altın fiziken satılmış ve mukabili döviz elde edilmiş olsaydı Merkez Bankası ile TÜİK verilerinde emaresine rastlardık. Altınla ödeme de müeyyide kapsamına alınınca bu trafiğin bıçak gibi kesilmesi başka ne anlama gelir sizce?

Zarrab, dış ticaretin girift prosedürlerinden gümrüklerden tek başına sıyrılamazdı. Bu çapta bir malî operasyon her iki devlet nezdinde üst düzey bağlantılar gerektirir. Basına yansıyan fezlekelerde sistemin nasıl işlediği anlatılıyor. Buna göre Zarrab’a ait firmaların Halkbank’taki hesabına gelen paralar altına dönüştürülerek İran’a gönderildi. Çin’de paravan firmalar adına hesap açıldı, İran’daki bankalardan ihracat ödemesiymiş gibi bu hesaplara havale yapıldı. Bu işlemler için sahte evrak düzenlendi. Ardından, Çin’deki paralar ihracat ödemesi gibi gösterilerek, Türkiye’de kurulan paravan veya gerçek firmaların hesabına aktarıldı. Paralar, İran’a göndermek üzere altına dönüştürüldü. Bunun için gerçek firmaların Halkbank’taki hesapları kullanıldı. Toplanan külçe altın ve nakit para kuryeler aracılığıyla havalimanından İran’a veya İran’a göndermek üzere Dubai’ye yollandı. İddialar bu yönde.

Reza’nın açıklamalarını soruladılar!

17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun bir numaralı zanlısı İranlı asıllı Reza Zarrab, açıklama yapmak için ‘havuz medyası’ yayın organlarından Sabah Gazetesi’ni seçti. Ses kayıtları, görüntüler ve soruşturma dosyasındaki rüşvet trafiğiyle ilgili soruların yer almadığı Sabah’taki ‘röportaj’da, Zarrab’ın açıklamak istediği konulara yönelik sorularla yetinildi. Yakın zaman önce havuz medyası çalışanlarının Başbakan Tayyip Erdoğan ile yaptığı canlı yayın programı, muhataba halkın merak ettiği gündemdeki konuları sormadıkları için eleştirilmişti. Sosyal medyada canlı yayına katılan gazeteciler, “Başbakan’ın cevaplarını soruladılar” diye alay konusu olmuştu.

Röportajdan daha çok “cevapların sorulandığı” görüşmelerden biri de dünkü Sabah gazetesinde Reza Zarrab ile yapıldı. Reza’ya aralarında bakanların da yer aldığı rüşvet listesi, kuryesinin rüşvet taşırkenki görüntüleri, Bilal Erdoğan’ın yönetim kurulu üyesi olduğu TÜRGEV Vakfı’na yaptığı bağışlar, Egemen Bağış’a çikolatanın altına 500 bin lira koydurup hediye göndermesi, Dubai’nin önde gelenlerine İstanbul’da kadın ayarlaması gibi ses kayıtlarında ve görüntülerde yer alan soruların hiçbiri sorulmadı. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a hediye saat, piyano gibi kamuoyuna mal olmuş birkaç konuda ise Zarrab, “soruşturmanın gizliliğini” gerekçe göstererek cevap vermedi. Zarrab, servet değerindeki saate dair adli makamlara belge sunduğunu söylemekle yetindi.

Bakan Çağlayan’ın danışmanı O.K. vasıtasıyla Bakan’a istediği saatin gelmediği sitemi iletilmiş, kurye Murat Yılmaz tarafından İsviçre’den satın alınan Patek Phillipe 5101G marka lüks saatin 25 Eylül 2013’te İstanbul’dan Ankara’ya götürüldüğü internete de düşen görüntülerle kamuoyuna mal olmuştu. Havaalanında X-ray cihazından geçerken polisin, saati taşıyan kuryeyi durdurup fotoğrafladığı da ortaya çıkmıştı. Çağlayan’ın Patek Phillipe 5101G marka bir saati koluna taktığını gösteren fotoğrafı da ortaya çıkmıştı.

Görüşmede Reza Zarrab, “25 milyar liralık altın ihracatı ile Türkiye’nin cari açığının yüzde 15’ini kapattığını” da söyledi. Ancak ekonomistlere göre geçen yıl İran’ın etkisiyle Türkiye’yi net altın ithalatçısı yaptı ve bu yüzden Türkiye’nin cari açığı arttı. Türkiye’nin 2014 yılının ilk 2 ayındaki cari açığı, 2013 yılının ilk iki ayına göre 2,78 milyar dolar azaldı. Bu yılın ilk iki ayında cari açıktaki düşüşte altın ticaretindeki değişim etkili oldu. Türkiye geçen senenin ilk iki aylık döneminde 727 milyon dolar net altın ithal ederken, bu senenin ilk iki ayında 413 milyon dolar net altın ihracatı gerçekleştirdi. Doç. Dr. Fatih Macit, iki aylık cari açıktaki 2,78 milyar dolarlık düşüşün 1,1 milyar dolarının altın ticaretindeki bu iyileşmeden kaynaklandığına dikkat çekti. İSTANBUL ZAMAN
<< Önceki Haber Reza Zarrab'tan çok konuşulacak itiraf! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER