Samsun'un Alaçam İlçesi'nde oturan 3 çocuk babası
emekli öğretmen
Hasan Sancak, gördüğü
rüyayı 1
Aralık 2000 tarihinde reklam senaryosu olabileceği iddiasıyla Samsun'un
Bafra İlçesi'nde 2'nci
Noterliği'nde tutanakla tespit ettirdi. Sancak, başkalarının rüyasını kullanmaması için de 'İş bu rüya metninin hiçbir bilgisayar, internet ve benzeri şirket tarafından, tamamı ya da bir bölümü sahibinden izin alınmadan televizyon ya da radyoda reklam haline getirilerek oynanamaz ve oynatılamaz' şerhini koydurttu.
Aradan 6 yıl geçtikten sonra rüyasını anlatan metnin bir meşrubat firması tarafından
reklam filminde kullanıldığını iddia eden Sancak, 2006 yılı
Nisan ayında Samsun
Cumhuriyet Savcılığı'na giderek noter onaylı rüyasının çalındığı ileri sürerek suç duyurusunda bulundu ve Samsun 3'üncü
Asliye Hukuk Mahkemesi'ne 7 bin liralık tazminat
davası açtı. Mahkeme, geçen yılın
Eylül ayında dava konusu olan rüya hakkında
Ankara Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi'nden görüş istedi. Mahkeme tarafından gönderilen
raporda, 'Davacıya ait noter onaylı metnin FSEK (Fikir ve
Sanat Eserleri Kanunu) hükümlerine göre eser vasfını haiz olduğu, davacının eser sahibi sıfatı bulunduğu, dava konusu reklam filminin senaryosunun ise davacı eseri ile aynı veya benzer olmadığı, bu nedenle davacının mali haklarına
tecavüz vuku bulmadığı kanaat ve sonucuna ulaşılmıştır' denildi.
Samsun 3'üncü Asliye Hukuk Mahkemesi, bu rapor üzerine geçen nisan ayında verdiği kararda emekli öğretmen Hasan Sancak'ın davasını reddetti. Yerel Mahkeme'nin verdi bu karara
itiraz eden Hasan Sancak, hakkını sonuna kadar arayacağını belirterek, Yargıtay'dan yerel
mahkemenin kararını usul ve esastan bozmasını istedi.
Notere onaylattığı rüyası ile reklam filminde çok benzerlikler olduğunu söyleyen Sancak, şöyle dedi:
"Ben rüyayı yatakta görüyorum.
Reklamdaki
genç koltukta. Ben rüyamda yattığım yerden kalkıyorum, bir şeyler arıyorum. Reklamdaki genç de yattığı yerden kalkıyor ve bir şey arıyor. Benim
açlık ihtiyacım var. Reklamdaki gencin ise,
susuzluk ihtiyacı var. Ben buzdolabının kapağını açıp
yiyecek arıyorum bulamıyorum. Reklamdaki genç buzdolabında içecek arıyor, o da bulamıyor. İkimiz de aradığımıza en sonunda ulaşıyor ve uyanıyoruz. Reklamda oynayan kişi de bulunduğu yerden uyanmaktadır. Rüyam ile reklam senaryosu bu kadar benzemektedir."