Dönemin
Diyarbakır Emniyet Müdürü
Gaffar Okkan'ı
Hizbullah'ın değil,
Özel Kuvvetler'e bağlı bir ekibin öldürdüğünü iddia eden Beğler, olay günü yaşadıklarını Cihan'a anlattı. Okkan'ı Özel Kuvvetler'e bağlı C Timi'nin katlettiğini, olay günü bu timdeki askerleri
PKK kıyafetiyle gördüğünü öne süren Beğler, kendisinin de bir dönem C Timi'nde görev aldığını savundu. Beğler, suikastı gerçekleştiren 'C-Timi'nin bindirildiği uçağın Malatya'da düşmesiyle bu ekibin ortadan kaldırıldığını iddia etti.
Bölgede şahit olduğu
faili meçhul cinayetlerle ilgili
Sabah gazetesindeki itirafları geçtiğimiz aylarda büyük ses getiren
Yıldırım Beğler, 1995 yılında Türkiye'ye getirilmiş Kerküklü bir
Türkmen.
Güneydoğu'da 14 yıl Genelkurmay'ın kadrolu tercümanlık yaptığı belirtilen ve
komutanlarla yakın ilişkiler kuran Beğler, bir dönemin kara kutusu sayılacak isimlerden. Norveç'in başkenti Oslo'ya iki saat uzaklıktaki bir köyde siyasi mülteci olarak yaşayan Beğler, Cihan'a yeni açıklamalar yaptı.
"SUİKAST SONRASI 3-4 AY SÜLEYMANİYE'DE SAKLANDILAR"
Gaffar Okkan suikastından önce "Gaffar Okkan PKK'ya
yardım ve yataklık yapıyor, PKK ile bağlantısı var. Diyarbakır'ı karıştıracak.
Vatan hainidir. Bunun ölmesi lazım" şeklinde söylentiler çıkarıldığını, daha sonra da Okkan'ın katledilmesi görevinin C Timi'ne verildiğini ileri süren Beğler, şunları söylüyor: "C Timi o zaman Diyarbakır'daydı. Bir gün C timi
Habur sınır kapısına geldi. Üstleri başları kirliydi. Belli ki bir görevden gelmişler. Normalde biz iki
silah taşırız. Gündüzleri normal M-16, geceleri keleş ve yanında tabanca; kıyafet olarak da bir asker
üniforması, bir de PKK'lıların giydiği üniforma... C timi tamamen PKK üniforması içindeydi gördüğümde."
Suikast sonrası C Timi'nin o gece
Mete (
Ergenekon sanığı Emekli
Albay L.G.) ile toplantı yaptığını ve onlara, "
Basın gidin
Kuzey Irak'a.
Millet sizi burada görmesin" emrini verdiğini söyleyen Beğler, tim üyelerinin de o gece üzerlerindeki
terörist kıyafetleriyle Süleymaniye'ye geçtiğini ileri sürdü. Beğler, "Süleymaniye'de 3 veya 4 ay kaldılar. 4 ay sonra ortalık bayağı sakinleşmişti. Bu süre zarfında, Okkan suikastını Hizbullah gibi örgütler üstlendi." dedi.
BİZ İŞKENCE YAPIYORDUK, GAFFAR OKKAN "DEMOKRATİK AÇILIMI" SAVUNUYORDU
Gaffar Okkan'ın zeki ve ileri görüşlü biri olduğunu vurgulayan Beğler, "Bugünlerde
AK Parti'nin '
tatlı dille' yaptığı
açılımı Okkan, ta o zamanlarda düşünüp yapmaya çalışıyordu. Bizim gibi düşünmüyordu. Biz PKK'lı yakalayınca asıp kesiyorduk. O ise bu yolun yanlış olduğunu biliyordu.
İşkence yaparak bir yere varılmayacağını, her şeyin karşılıklı anlayış ve hoşgörüyle olması gerektiğini düşünüyordu. Bizler ise bir kişinin arabasında
Şivan Perver kaseti yakalayınca bile o kişinin hayatını burnundan getiriyorduk." ifadelerini kullanıyor.
C Timi'nin özellikle 1990'dan 2001 yılına kadar çok büyük olaylara
imza attığını ve Gaffar Okkan suikastının bu hadiseler yanında
küçük bile kaldığını da savunan Beğler, "Bu timde görev yapan askerler bunu vatan-millet için yaptıklarına inanıyorlardı." şeklinde konuşuyor.
"MALATYA'DA DÜŞEN CASA TİPİ UÇAKTA SUİKAST TİMİ VARDI"
Okkan cinayetinden sonra
Ergenekon davası sanığı L.G. ile üst düzey bir komutanın toplantı yaptığını söyleyen Yıldırım Beğler, Kuzey Irak'tan gelen C Timi'nin önce iki helikopterle Diyarbakır'a, oradan da
uçakla Antep'e geçmesi emri verildiğini aktardı. Bu uçak, 16
Mayıs 2001'de Malatya'da düşen CASA
tipi askeri uçaktı. Uçakta bulunan 34 kişi hayatını kaybetti. Beğler, "Gaffar Okkan cinayeti faillerinin hepsi, yani C Timi'nin 20 kişilik tüm kadrosu da bu uçaktaydı." diyor.
Beğler, C Timi'nin deşifre olduğu için ortadan kaldırıldığını savunuyor: "Patlak vermeseydi
infaz edilmezdi. MAK'ta (Muharebe Arama Kurtarma Birliği) bu böyledir: Eğer açığa çıkmazsan, düşman tarafından deşifre edilmezsen bin yıl yaşarsın. Tersi bir durumda ise hemen infaz edilirsin."
Bir dönem kendisinin de C Timi'nde görev yaptığını söyleyen Beğler, "C timinin başında Rıza kod adlı
Yüzbaşı H.B. vardı. O da Malatya'da düşen uçakta şehit oldu." dedi.
ŞU AN JİTEM DEĞİL, "MAK" TEHLİKELİ
Yıldırım Beğler, Okkan suikastını gerçekleştirdiğini savunduğu C Timi'nin bağlı olduğu MAK hakkında da bilgi verdi. Özel Kuvvetler içerisinde 'asıl işi' MAK grubunun yaptığını söyleyen Beğler, bu yapının bünyesinde 20-30 tim olduğunu ve her timin başında da bir yüzbaşı ve bir
üsteğmen ile 12 başçavuş bulunduğunu söyledi. Okkan cinayetinde kullanılan C timinin en etkin timlerden biri olduğunu öne süren Beğler'in önemli bir iddiası daha var: "Şu an JİTEM tehlikeli değil. Şu an için en tehlikeli birim MAK'tır."
Ergenekon'un alt ve orta kadrosundan birçok kimsenin yakalanmasına rağmen üst yönetiminden birçok kimsenin halen dışarıda olduğunu söyleyen Beğler, şöyle devam ediyor: "Bunlar güvenlik şirketlerini ele geçirmişler. Hatta şöyle bir şey var: MAK şöyle bir plan yapmıştı; her generalin başına bir tane özel
astsubay vermişti. Şu an ne kadar
tugay komutanı varsa, hepsinin yanında emir subayı olarak bir tane eski MAK'çı var. Neden eski MAK'çıları seçiyorlar bunun için? Böylelikle bütün
paşaları
kontrol altına alıyorlar. Emir subayı ne demek, emir subayı? Paşa öksürse emir subayının haberi olur. Paşa çay içse emir subayının haberi var. İstediği zaman paşayı etkisiz hale getirebilir veya öldürebilir de. Gidin kontrol edin. Herhangi bir tugay komutanını çağırın deyin ki, 'Komutanım yandaki emir subayın kökeni nedir?' Komutan, 'Özel kuvvetten' diyecektir. Özel Kuvvetten nereden? 'MAK'çı'. Bu, L.G.'nin planıydı."
KOALİSYON DÖNEMLERİNDE ÇOK RAHATTIK
AK Parti
iktidar olduktan sonra MAK'ın yavaş yavaş
tasfiye edildiğini söyleyen Beğler, "Aslında AK Parti
kazandığı gün bizim işin sonu gelmişti. Emir geldi ve yavaş yavaş sayımızı azalttılar. AK Parti öncesindeki
koalisyon hükümetleri döneminde çok rahattık. Kimse bize bir şey demiyordu. Hatta onlar diyordu 'yap' diye." ifadelerini kullandı.
Öte yandan Yıldırım Beğler, Malatya'da düşen CASA uçağıyla ilgili ilginç bir ayrıntı daha veriyor. Beğler, nişanlısını görmek için uçağa binmek isteyen Başçavuş Ümit Başaran'a, Ergenekon sanığı L.G.'nin önce izin vermediğini; ama Başaran'ın ısrarı üzerine izin vermek zorunda kaldığını söylüyor.
16 Mayıs 2001'de Malatya'da düşen CASA tipi askeri uçakta Başaran da dahil olmak üzere 34 kişi şehit olmuştu. Uçaktakilerin büyük çoğunluğunun Özel Kuvvetler'den olduğu açıklanmıştı. Kaza sonrası ciddi soru işaretleri belirirken, Şemdin
Sakık, uçakta "
Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'ın da bulunduğunu iddia etmişti.
(CİHAN)