Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Vedat Akgiray'ın açıkladığı
Ordu Yardımlaşma Kurumu (
OYAK) ile ilgili incelemeyi başlatan ihbar mektubuna Zaman ulaştı.
OYAK'ta üst düzey görevde bulunduğu öğrenilen kişinin
Maliye Bakanlığı'na gönderdiği şikâyet mektubu, kurumun hissedarlarına kâr dağıtmamak için ne tür yollara başvurduğunu gösteriyor. İddiaya göre, OYAK bünyesinde gereksiz yere kurulan aracı şirketlere, ticarî faaliyetlerden yüzde 3
komisyon aktarılıyor. Tedarik işlemleri kurum içinde gerçekleştirilmesine rağmen kesilen komisyon faturaları ile maliyetler şişiriliyor. OYAK zarara uğratılırken olan hissedarlara oluyor. Ayrıca bazı yöneticiler, yurtdışında kurdukları paravan şirketler aracılığıyla OYAK mensuplarına dağıtılması gereken milyonlarca lirayı ceplerine indiriyor. Bunun
ekonomik boyutunun ise şirketlere göre 30 ile 50 milyon lira arasında değiştiği ileri sürülüyor.
OYAK, bünyesinde 30'dan fazla şirket faaliyetini sürdürüyor. Bu şirketlerden özelleştirmeden alınan Erdemir,
Adana Çimento,
Mardin Çimento,
Ünye Çimento, Aslan Çimento, Tukaş ve Hektaş gibi markaların hisse senetleri ise
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (
İMKB) işlem görüyor. Maliye Bakanlığı'na gönderilen e-mailde Grup firmaları ile yapılan mal ve
hizmet alımlarında ödenen komisyonlar vasıtasıyla şirketler bilinçli olarak zarara uğratıldığı iddia ediliyor. Mesajda, tedarik işlemleri şirketlerin kendi bünyesinde gerçekleştirilmesine rağmen grup firmalarına kesilen komisyon faturaları ile maliyetlerin şişirildiği öne sürülüyor. Komisyon uygulamasının en dikkat
çekici yönü ise grup bünyesine yeni katılan şirketlerde görülüyor. Geçmişte çalıştıkları aynı firmalar üzerinden mal ve hizmet alımlarında belli oranda artışlar yapılarak ihtiyaçları gidermenin mümkün olduğuna atıf yapan görevli, "Ancak OYAK grubu, firmaları yüzde 3 komisyon ödemek zorunda bırakıyor. Mal ve hizmet alımı yapılan şirketler değişmezken ve işleri firmaların kendisi yürütürken, araya giren OYAK şirketlerine ödenen komisyonlar kadar maliyetler artırılıyor ve kârlar azalıyordu." ifadelerini kullanıyor.
Özellikle çimento şirketlerinin kullandıkları kâğıt
torbaları piyasadan belirli fiyatlardan alım yaptığını, ancak alınan yeni kararla birlikte bu alımların şimdi OYKA adlı OYAK'ın başka bir şirketinden yapılmasının istendiğini vurgulayan üst düzey görevli, konuyla ilgili şunları dile getiriyor: "Piyasadan kâğıt torba alımı yapılan şirketler değişmezken ve bu işleri kendileri yaparken, OYKA'ya ödenen yüzde 3 komisyon doğrudan gider yazılarak şirketlerin kârları azaltılıyor. Diğer bariz bir örnek ise çimento şirketlerinin kömür alımlarında yaşanıyor. Çimento şirketleri kömürü iç ve dış piyasadan pazarlık yaparak çok daha ucuza satın alırken, burada da OYTAŞ devreye giriyor. Bunun sonucunda da maliyetler yukarı çekiliyor. Burada da alım yapan yurtiçi firmalar değişmiyor. Ancak OYTAŞ'a ödenen komisyonlarda şirketler zarara uğratılıyor." Yetkilinin iddialarına göre; OYAK, bünyesine yeni katılan Aslan Çimento Fabrikası, kâğıt torbaları
ihale yaparak bin adedini 118
Euro'ya alırken, talimatının çıkmasının ardından ihalesiz bin adedini 150 Euro'ya almaya başlıyor. Aslan Çimento'nun senede 6 milyon adet kâğıt torba kullandığının belirtildiği ifadelerde, şirket üzerinden OYKA'ya yaklaşık 192 bin Euro daha fazla para aktarıldığına dikkat çekiliyor. Benzer durumun diğer çimento fabrikalarında da yaşandığına vurgu yapan görevli, bunlarla birlikte aktarılan para miktarının 1 milyon Euro'ya yaklaştığını kaydediyor. Üst düzey görevli ayrıca OYAK'ın tüm çimento ihracatında ve kömür ithalatında da araya girerek, ton başına yüzde 3 komisyon kazandığını belirtiyor. Firmaların yıllık en az 3,5-4 milyon ton kömür ithalatı yaptığını aktaran OYAK çalışanı, buradan elde edilen komisyon ücretinin de yaklaşık 10-12 milyon doları bulduğunu öne sürüyor.
Burada artışın OYTAŞ'a ödenen komisyonlarla sınırlı kalmadığını da aktaran yetkili, bazı yöneticilerin yurtdışında kurdukları paravan şirketler aracılığıyla OYAK mensuplarına dağıtılması gereken milyonlarca TL'yi ceplerine indirdiklerini öne sürüyor. SPK, kaynaklarından edinilen bilgiye göre bunun kurum mensuplarına maliyeti yaklaşık 50 milyon TL'yi bulurken, halka açık şirketlere olan maliyetinde 30 milyon liraya yaklaştığını ifade ediliyor.