Bu kadarına da pes
Ertuğrul Özkök, konuyu özünden alıp başka yerlere çekmekte gerçekten usta.
Emin Çölaşan'ın işine son verilmesini anlattığı yazısında da öyle yapmış.
22 yıl gazetesinde yazan Çölaşan'ın kişi hakları,
hakaret, takıntı gibi sorunları olduğunu son
seçim sonuçlarından sonra fark etmiş herhalde ki, yazılarına son verme gereği duymuş.
O olayın kesinlikle siyasi bir mesele olmadığını söylüyor.
Ama orada kalmıyor.
Dönüyor sözü SABAH'a getiriyor. Burada konuyu özünden tam olarak saptırıyor.
"Türkiye'nin en
muhalif seslerinden
Necati Doğru'nun SABAH gazetesinde işine son verildi" iddiasında bulunuyor.
Yanlış.
Necati Doğru,
HSBC binasının bombalandığı gün habere yer açmak için sayfasını değiştirmemize karşı çıktığı için
istifa etti.
Bunu nezaket sınırlarını aşan ve yazıişlerini inciten bir tavır takınarak yaptığı için de kendisine "kal" denilmedi.
Yoksa muhalefetiyle falan ilgisi yoktu.
Özkök'ün "SABAH'tan ayrıldı" dediği Yılmaz Özdil'i de kendisinin
transfer ettiği anlaşıldığı halde, "bu konuda çıt çıkmamasından" yakınması dikkat
çekici. Ayrıca Özkök'ün ilginç bir dili var.
Kendisi gazetesinde işine son verdiği yazarıyla "
veda yemeği" yiyip el sıkışarak ayrılıyor ama
Tuncay Özkan kovuluyor.
Biri vedalaşma, diğeri kovalama.
Hürriyet'in siyasi veya değil, bir yazarıyla ansızın yollarını ayırma kararı olabilir.
Bekir
Coşkun bu olaydan sonra kalkıp "Sıra bana geldi" de diyebilir.
Bu da olabilir.
Konunun bizim açımızdan önemi haber değeri olmasındandır.
Ancak kendi sıkıntılarını bizim üzerimizden çözmeye kalkmasını kabul edemeyiz.
Bu olay da tam öyle.
Bize gelince.
Bu ülkede basında çok sesliliğin, rekabetin var olması için SABAH Grubu'nun yaşaması gerektiğini işin başından beri savunduk.
Bu çizgimiz 2002 yılında da böyleydi, bugün de böyle.
Biz SABAH'ı laik, demokratik, hukuka saygılı, birey hakkına saygılı bir Türkiye'nin gazetesi yapma mücadelesi veriyoruz.
Elbette bugün sıkıntılı bir durumda olduğumuzu kabul ediyoruz ama bu kaleyi yıkılmadan ayakta tutmaya çalışıyoruz.
Ertuğrul Özkök burada özveriyle çalışan insanlara saygı adına yazdıklarına dikkat etse mesleğe de iyilikte bulunmuş olur.
İşin geri kalan kısmı anladığım kadarıyla
Bekir Coşkun, Yalçın Bayer ve
Tufan Türenç'i ilgilendiriyor.
Bir de her işe maydanoz olan ama bu konuda ses çıkarma cesareti gösteremeyen "Bir kısım medyanın
Basın Konseyi Başkanı"nı.
SABAH