21
Ekim 1952 tarihinde Denizli, Babadağ'da doğdu. 1958 yılında ailesi ile Babadağ’dan Denizli’ye taşındı. İlkokulu 1958-63 yılları arasında Denizli Katip Çelebi İlkokulunda okudu. 1969 yılında Denizli Lisesi'ni bitirdi. Lisede okurken önce
duvar gazetesi sonra da mahalli gazete olarak Meş'ale isimli okul gazetesini çıkardı. 1970 yılında
İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne girdi. 1975 yılı
Şubat döneminde üniversiteden
mezun oldu. 1976 yılının
Mart ayına kadar
avukatlık stajı yaptı. Mart 1976'da yedek
subay olarak askerliğe başladı. 1977 yılı Temmuz ayında askerliğini tamamladı ve eksik kalan avukatlık stajını tamamlayarak aynı yıl avukatlığa başladı. 1988 yılının
Ağustos ayına kadar Denizli'de avukatlık yaptı. Avukatlığı müddetince mahalli gazetelerde vatandaşa yardımcı olacak şekilde başta hukuki konular olmak üzere her konuda yazılar yazdı. Ancak avukat olarak
adalete yeterince katkıda bulunamadığını düşünerek Hakimlik ve Savcılık mesleğine geçmek için talepte bulundu.
Adalet Bakanlığınca talebi kabul edildi. 4 Ağustos 1988 tarihinde fiilen savcılığa başladı. İlk görev yeri Çamlıhemşin'di. Daha sonra sırasıyla Oğuzeli,
Iğdır,
Adıyaman, Ödemiş ve
Adana’da görev yaptı. 2
8 Mart 2000 tarihinde, Adana
Cumhuriyet Savcısı olarak görev yaparken, 1980
darbesini gerçekleştiren Kenan
Evren hakkında darbe yapmak suçundan
iddianame tazim edince,önce açığa alındı, daha sonra da meslekten
ihraç edildi.
Emeklilik hakkını elde ettiği için, ihraç edilmeden önce
emekliliğini talep etti ve emekli oldu.
AİHM'de kazandığı
dava sonrası avukatlık yapmak isteyen Kayasu'nun talebi
İstanbul Barosu tarafından reddedildi.
Barolar Birliğine yaptığı
itiraz sonucu İstanbul Barosu'na kayıtlı olarak avukatlık görevini ifa ediyor. Kayasu, evli ve üç çocukludur. En büyük çocuğu, Yeditepe Hukuk Fakültesinde burslu olarak okumuş ve okulunu üçüncü olarak tamamlamıştır. Eşi emekli anasınıfı öğretmenidir.
Kayasu Ödemiş Savcılığı görevini ifa ederken, işkence edilerek öldürülen bir erkeğe ait cesedin
Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'a ait olduğunu iddia etmiş,
soruşturma sürerken Adalet Bakanlığı tarafından Adana'ya atanmıştı. Mesleki hayatının sonunu getirecek olan iddianameyi de orada hazırladı. Kayasu'nun Ağustos 1999'da bir vatandaş olarak
Ankara DGM'ye dilekçeye
yanıt verilmedi. Bunun üzerine 28 Mart 2000 tarihinde, 12
Eylül darbesinin lideri
Kenan Evren'in anayasal suç işlediğine dair iddianamesini tazim etti ve
12 Eylül yöneticilerinin yargılanmasını istedi. Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (
HSYK), Kayasu'nun evine davet ettiği gazetecilere açıklama yaptığı ve iddianame suretlerini dağıttığı gerekçesiyle 29 Mart 2000 tarihinde yargılanmasına izin verdi. HSYK, Kayasu'ya 30 Mart 2000 tarihinde
kınama cezası verdi. Bu arada Adana
Cumhuriyet Başsavcılığı, iddianameyi sadece kınama olarak görerek işlem yapılmasına da Anayasanın Geçici 15. madde uyarınca gerek olmadığına karar verdi.
Yargıtay Ceza Daireleri Genel Kurulu'nun 15
Mayıs 2001 tarihli kararını yerine bulan Yargıtay 9. Ceza Dairesi de, 11
Aralık 2002 tarihinde Kayasu'yu "görevi kötüye kullanmak" ve "askeri kuvvetleri tahkir ve tezyif" iddialarıyla hapisten para cezasına mahkûm etti ve cezaları erteledi. 20
Nisan 2000'da
savcılık görevinden uzaklaştırılan Kayasu, HSYK kararıyla da 2
7 Şubat 2003'te meslekten ihraç edildi.
13
Kasım 2008 tarihinde,
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM),
Sacit Kayasu'nun "
ifade özgürlüğünü kısıtladığı" için Türkiye'yi 41 bin
avro tazminata mahkûm etti. Kayasu'nun, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 13. ve 10. maddelerine aykırı davranıldığı iddiasıyla yaptığı başvuruyu karara bağlayan AİHM, Türkiye'nin hem kendisini girişim ve kararlarıyla ifade eden bir savcıyı engellediğini, hem de mahkemede hakkını aramasına engel olduğuna oybirliğiyle karar verdi.
Sacit Kayasu ilk kez Ödemiş Savcılığı yaparken işkence edilerek öldürülen bir erkeğe ait cesedin Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'a ait olduğunu iddia etmesiyle gündeme geldi.
Kayasu, 28 Mart 2000 tarihinde verdiği kararla Türk Hukuk Tarihi'ne geçti. 12 Eylül darbesinin lideri Kenan Evren'in anayasal suç işlediğine dair bir iddianame hazırladı ve 12 Eylül yöneticilerinin yargılanmasını istedi.
Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), Kayasu'ya 30 Mart 2000 tarihinde kınama cezası verdi. Bu arada Adana Cumhuriyet Başsavcılığı, iddianameyi sadece kınama olarak görerek işlem yapılmasına da Anayasanın Geçici 15. madde uyarınca gerek olmadığına karar verdi. Yargıtay Ceza Daireleri Genel Kurulu'nun 15 Mayıs 2001 tarihli kararını yerine bulan Yargıtay 9. Ceza Dairesi de, 11 Aralık 2002 tarihinde Kayasu'yu "görevi kötüye kullanmak" ve "askeri kuvvetleri tahkir ve tezyif" iddialarıyla hapisten para cezasına mahkum etti.
20 Nisan 2000'da savcılık görevinden uzaklaştırılan Kayasu, HSYK kararıyla da 27 Şubat 2003'te meslekten ihraç edildi.
Kayasu'nun başvurduğu,
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Kasım 2008 "ifade özgürlüğü kısıtlandığı" için Türkiye'yi 41 bin euro tazminata mahkûm etti.
AİHM, Türkiye'nin hem kendisini girişim ve kararlarıyla ifade eden bir savcıyı engellediğini, hem de mahkemede hakkını aramasına engel olduğuna oybirliğiyle karar verdi.
HSYK'nın hakkında avukatlık yapabilir kararı verdiği diğer isim ise
Musa Ufuktepe. Ufuktepe, Ocak 2004'te HSYK kararı ile ihraç edildi. Adana Asliye Hukuk Hákimi Ufuktepe verdiği bazı kararları nedeniyle Hakkari'ye gönderilince hakimlikten ayrılmıştı. Ancak daha sonra Ufuktepe mesleten ihraç edilmişti.
HSYK'nın hakkında avukatlık yapabilir kararı verdiği diğer isim ise
Hayati Yılmaz.