Ergenekon sanıklarından
Oğuz Alparslan Abdülkadir'in de
tanık olarak dinlendiği duruşmada sanıklarından
Bedirhan Şinal,
İlhan Selçuk'a tehdit
mektuplarının Hüseyin Görüm vasıtasıyla Oğuz Alparslan Abdülkadir tarafından yazdırıldığını iddia etti.
İstanbul 12. Ağır
Ceza Mahkemesi'nde görülen
davanın ikinci duruşmasına
tutuklu sanıklar Bedirhan Şinal, Fatih Derdiyok, Murat Alpak, Bora Ballı,
Bayram Demir, Seyhun Zaim ve Boğaç Kaan Murathan ve tutuksuz sanık
Oğuzhan A. katıldı. Duruşmada, Metris
Cezaevi İnfaz Koruma Baş Memuru Hüseyin Kaya,
sanatçı Şafak Sezer ve
Ergenekon davasının sanıklarından Oğuz Alparslan Abdülkadir tanık olarak dinlendi.
Metris Cezaevi İnfaz Koruma Baş Memuru Hüseyin Kaya, tutuklu sanıklardan Bedirhan Şinal'i tanımadığını, Boğaç Kaan Murathan'ı 2007 yılında birkaç ay cezaevinde yattığı için tanıdığını söyledi.
Sanatçısı
Şafak Sezer ise sanıklardan Boğaç Kaan Murathan'ı tanıdığını belirterek, "Boğaç Kaan Murathan ile 1998 yılından beri arkadaşlığım var. Hatta babam, annem, ben ve eşim kendisine kız istemeye gitmiştik. Murathan cezaevinden çıktıktan sonra mart ayı içerisinde önce Antalya'ya gidip geldi. Daha sonra yaklaşık 1 hafta benim evimde
misafir olarak kaldığını hatırlıyorum. Arkadaşım olduğu için cezaevinde nikah kıyarken şahitliğini yapmıştım. Teşekkür mahiyetinde geldiler." dedi.
Davanın diğer bir tanığı, Ergenekon davası sanıklarından Oğuz Alparslan Abdülkadir de, "Başka bir suçtan dolayı
Edirne F Tipi Cezaevi'nde kalıyordum. Bedirhan Şinal daha sonra bizim koğuşa gönderildi. Bu süre içerisinde İlhan Selçuk'a
molotof kokteyli attığını söyleyip böbürleniyordu. Ben de bu konuda kendisine yanlış yaptığını söyledim. Daha sonra bana mektuplar gönderdi. Bu mektuplarda 'Kandıra'daki ağabeye sordum seni iyi bir insan olarak söyledi' şeklinde şeyler yazıyordu. Hatta koğuşa geldiğinde bunu kendisine Vedat
Ergin'in söylediğini ifade etti. Ben Bedirhan Şinal'e Vedat Ergin ile nasıl haberleştiğini sordum. Bana,
Nuri Ergin vasıtasıyla görüştüğünü söyledi. Şinal, İlhan Selçuk'a yazdığı mektubu bizden habersiz yazmış. Daha sonra kurum müdürü gelerek bu çocuğa sahip çıkmamızı istedi. Şinal, zaman içerisinde cezaevinde tanıştığı bazı kişilere haberlerde neden kendisinden bahsedilmediğini, bir
molotofkokteyli olayında benzinin kendisinin aldığını ve hatta yanındaki arkadaşının bile bunu bilmediğini söyledi. Hatta müebbetlik bazı kişilerin isimlerini 'zaten müebbetlikler bir şey olmaz' düşüncesiyle verdiğini söyledi. Ayrıca İlhan Selçuk'a mektup yazarak bu işi kendisinin yaptığını bildirdiğini biliyorum. Hatta Silivri'ye Ergenekon Davası'na ne zaman gideceğini ve cezaevinden çıktıktan sonra çete kurup ünlü olmak istediğini söylüyordu." diye konuştu.
Bunu üzerine söz alan tutuklu sanık Şinal, "Hakkımdaki iddiaları kabul etmiyorum. Bana tehdit mektubu Hüseyin Görüm vasıtasıyla Oğuz Alparslan Abdülkadir tarafından yazdırılmıştır. Tanıkların bildirdikleri Vedat ve Nuri Ergin ifadeleri planlamış bir şekilde tanıklar tarafından bildirilmektedir" dedi. Bir sayfalık yazılı dilekçe veren Şinal,
mahkeme heyetine araştırma yapıldığı taktirde cezaevinde kimlerle kaldığını ve görüşmelere kimlerin geldiğinin tespit edileceğini söyledi. Şinal, "Böylece benim ifademi değiştirmek isteyen kişilerin kim olduğu ortaya çıkacaktır. Şu anda burada tanıklık yapanların da bu şekilde ifade vermeye zorlandıkları ortaya çıkacaktır." iddiasında bulundu.
Sanıkların ve avukatların taleplerini alan mahkeme heyeti
tahliye taleplerini reddetti. Dava ileri bir tarihe ertelendi. Sanıkların
adliyeden çıkarılmasını bekleyen sanık yakınları ile polis arasında
arbede yaşandı. Uyarılara rağmen adliye kapısının önünde beklemede ısrar eden sanıkların yakınları polisin müdahalesi ile dışarı çıkarıldı.
İDDİANAMEDEN...
29
Mart 2008 tarihinde meydana gelen olayla ilgili
Cumhuriyet Savcısı
Kadir Altınışık tarafından hazırlanan iddianamede olayın çıkar elde etmeye yönelik bir faaliyet olmayıp siyasi bir amaç doğrultusunda gerçekleştirildiği anlatılmıştı. İddianamede, "Bu
eylemin Ergenekon
terör örgütünün amaç ve hedefleri doğrultusunda, örgüt ile irtibatlı kişiler tarafından gerçekleştirildiği kanaatine varılmıştır" denildi. Eylemin ilk önce İlhan Selçuk'un öldürülmesi şeklinde planlandığı, ancak Bedirhan Şinal'in cezaevinden çıkmasından sonraki süreçte beyanlarında da belirttiği gibi Murathan ile yapmış olduğu görüşmelerden sonra ses getirecek farklı bir eylem yapılması yönündeki görüşmelerden sonra Molotof koyteylli saldırı olarak gerçekleşmiş olduğu kaydedildi.
Bedirhan Şinal'in terör örgütüne
yardım etmek,
patlayıcı madde atmak ,
patlayıcı madde imal etmek ve ruhsatsız
silah bulundurmak suçlarından 16 yıl 9 aydan 42 yıla kadar hapsi istendi. Eylemi azmettirdikleri belirtilen Bora ballı, Seyhun Zayim, Bayram Demir ve Boğaç Kaan Murathan'ın ise "Terör örgütüne örgüte yardım etmek ve patlayıcı madde atmaya azmettirmek" diğer şüpheliler Murat Aplak ve Fatih Derdiyok'un "Terör örgütüne örgüte yardım etmek ve patlayıcı madde atmak" suçlarından 8 yıl 3 aydan 19 yıl 6 aya kadar
hapis cezasına çarptırılması talep edildi. O.A.'nın ise "terör örgütüne yardım etmek , patlayıcı madde atmak ve imal etmek " suçlarından 15 yıldan 37.5 yıla kadar hapsi öngören cezanın 18 yaşını doldurmadığı gerekçesiyle indirilerek 10 yıldan 25 yıla kadar hapisle cezalandırması istendi. (CİHAN)