Perinçek'in sağ kolu
Veli Küçük ile görüştüklerini doğruladı
Esenyurt eski Belediye Başkanı
Gürbüz Çapan,
Cumhuriyet gazetesindeki hisselerini satmak için '
Ergenekon' soruşturmasında
tutuklu bulunan
emekli Tuğgeneral Veli Küçük'le pazarlık yaptığını açıkladı.
Radikal gazetesinin haberine göre
terör örgütü 'Ergenekon'
operasyonu çerçevesinde aranan
Tuncay Güney'in 2001'de polise verdiği bilgiler Çapan'ın bu açıklamasıyla doğrulandı.
İşçi Partisi Genel Başkanı
Doğu Perinçek'in kanalı
Ulusal Kanal'ın Genel Yayın Yönetmeni
Ferit İlsever ise Cumhuriyet gazetesi pazarlığını doğruladı.
2001'de bir
dolandırıcılık iddiası sonrası dönemin
Organize Suçlarla Şube Müdürü
Adil Serdar Saçan'ın, Taksim'deki bürosuna yönelik operasyon oldu. Büroda yapılan aramada, 'Ergenekon' örgütüne ait olduğu öne sürülen belgeler ele geçirildi. Emniyet'te,
Tuncay Güney'le yapılan görüşme kayda alınsa da ifadeye geçirilmedi. Sonra
dosya kapandı. İddiaya göre
Günay ifadesinde Veli Küçük'ün Ulusal
Sanayici ve İşadamları Derneği'nin eski başkanı Kemal Özden ve İşçi Partisi Doğu Perinçek yanlısı
Ulusal Kanal Genel Müdürü Ferit İlsever'in Cumhuriyet'in yüzde 20'lik hissesiyle Cumhuriyet TV ve radyosunu satın almak üzere Çapan'la görüştüğünü söyledi.
İddiaya göre Güney, ifadesinde, Küçük'ün Cumhuriyet'i satın almak için Özden'le görüştüğünü söyledi. Küçük'le Özden önce Çırağan Sarayı'nda buluştu, sonra da ENKA Tesisleri'nde toplanıldı. Bu toplantıya Küçük, Özden, İlsever, Çapan ve Ümit Ülgen katıldı. Bu isimlerden Özden, iki yıl önce ölürken; Küçük, 'Ergenekon' kapsamında tutuklandı.
Çapan, görüşmeye Özden'in isteğiyle katıldığını, Küçük, İlsever ve Özden'in, kendisinden Cumhuriyet gazetesinin yüzde 20'lik hissesini ve yine kendisine ait Cumhuriyet TV ile radyosunu almak istediklerini söyledi. Önerdiği miktar kabul edilmeyince anlaşamadıklarını belirten Çapan'a göre, bu üç isim ulusalcı yayın grubu kurmak istiyordu.
Toplantıyı doğrulayan İlsever, görüşmeye Özden'in davetiyle katıldığını belirterek "Orada ne konuşulduğunu hatırlamıyorum" dedi. O sırada
ekonomik bakımdan zor durumdaki Cumhuriyet'e
destek olmak için çaba sarf ettiklerini söyleyen İlsever şöyle konuştu: "Cumhuriyet'in satın alınması konuşulmadı. O zamanlar aramızda 'Cumhuriyet'e nasıl destek oluruz' diye konuşuyorduk. 'Veli Küçük, Cumhuriyet'i satın alacak' demek kadar rezil iddia olamaz. Cumhuriyet'i niye satın alacağım? Cumhuriyet'ten memnunum."
Ferit İlsever, o günlerde, Cumhuriyet'in imtiyaz sahibi
İlhan Selçuk'la, Cumhuriyet'i ve Ulusal Kanal'ı birleştirerek 'Cumhuriyet TV' kurma üzerine tartıştıklarını ancak bunu, ekonomik nedenlerle başaramadıklarını söyledi.
Perinçek ve Veli Küçük'ün Cumhuriyet gazetesi projesi
Terör örgütü Ergenekon Operasyonu kapsamında aranan Tuncay Güney'in 2001 yılında
İstanbul Organize Şube Müdürlüğü tarafından gözaltına alındığında ilginç iddialarda bulunduğu ortaya çıktı.
Milliyet gazetesinin haberine göre, Güney emekli Tuğgeneral Veli Küçük'le birlikte oldukları dönemde,
Kuzey Irak'ta
Talabani ve
Barzani'ye 12 bin,
terör örgütü PKK'lı Cemil Bayık'a da 6 bin adet
silah verdiklerini öne sürdü. Güney, Veli Küçük'ün,
Susurluk kazasında dönemin İçişleri Bakanı
Mehmet Ağar'ın da öleceğini söylediğini iddia etti. Veli Küçük'ün, Cumhuriyet gazetesinin satın alınması için gizli görüşmeler de yaptığını iddia eden Güney, Susurluk kazasıyla ilgili olarak Küçük'ün, "Mehmet Ağar da ölecekti biliyorsun, hep beraber gitmeleri gerekiyordu, bizimkiler arkadaki arabadaydılar, Allah'tan o çantayı Drej Ali (Ali Yasak) aldı" dediğini öne sürdü.
Emniyette 2001'de kameraya kaydedilen ifadesinde ilginç iddialarda bulunan Güney, daha sonra yurtdışına kaçtı. Halen Kanada'da yaşadığı iddia ediliyor.
Ergenekon soruşturması kapsamında aranan ve Kanada'da olduğu tahmin edilen Güney'in polisteki iddiaları şöyle:
SEDAT PEKER'İ KÜÇÜK PAŞA YÖNLENDİRİR: Veli Küçük,
Sedat Peker ile yoğun ilişki içindedir. 23 yaşından beri Peker, Küçük'ün yönlendirilmesiyle hareket eder.
Uyuşturucu kaçakçısı
Sami Hoştan ile Veli Küçük'ün ilişkileri çok iyidir.
JİTEMCİ BİNBAŞI SİLAHLARI PKK'YA TESLİM ETTİ: Küçük ile beraber olduğumuz dönemde, Doğu Perinçek'in referansıyla
Aydınlık dergisinden bazı muhabirlerle Kuzey Irak'a gittik. Habur'dan itibaren JİTEM'den subaylar da yanımızda geldi. Arkamızda silah yüklü araçların olduğunu öğrendik.
Gümrük geçişlerini Gümrük Müdürü
Cemal yaptı. JİTEM subayları ve gazeteci arkadaşlarla Kuzey ırak'a geçtik. Arkamızdaki silah yüklü araçlarla Kuzey Irak'a geldiğimizde, Barzani'ye 12 bin, Talabani'ye 12 bin adet silah verildi. Bu silahlardan 6 bini ayrılarak, Talabani'nin adamları ve
Binbaşı Tamer ile birlikte Kale Dizar isimli komünist parti binasında PKK'lı Cemil Bayık'a teslim edildi.
PERİNÇEK VE KÜÇÜK İLİŞKİSİ: Cumhuriyet gazetesinin Ergenekon-
lobi faaliyetleri çerçevesinde kazanılması ve satın alınması için Veli Küçük girişimlerde bulundu. Bu çerçevede Ulusal
Sanayiciler İşadamları Derneği ile Çırağan Sarayı'nda gizli bir toplantı yapıldı. Küçük ayrıca Cumhuriyet gazetesinin alınmasıyla ilgili olarak ENKA tesislerinde Gürbüz Çapan, Ferit İlsever, Kemal Özden ve Ümit Ülgen ile toplantılar yaptı.
ÇATLI'NIN ÇANTASINI DREJ ALİ ALDI: Küçük, İzmit'te
Alay Komutanı iken
Abdullah Çatlı gelip giderdi. Çatlı'yı Drej Ali getirdi. Türkiye'de rahat dolaşması için Mehmet Özbay kimliği verildi. Çatlı bir dönem Küçük ile birlikte olmasına rağmen, Susurluk kazası öncesinde Hüseyin Kocadağ'la birlikte hareket etmeye başladı. Küçük de bu olaya kızdı. Giresun'da bazı üst düzey askeri görevlilerle otururken, Susurluk kazasıyla ilgili olarak Küçük, 'Mehmet Ağar da ölecekti biliyorsun, o gün onlar oteldeydiler, bunlar aslında hep beraber gitmeleri, o kazada olmaları gerekiyordu, bizimkiler öbür, arkadaki arabadaydılar, Allah'tan o çantayı Drej Ali aldı' dedi. Susurluk kazasında olay yerine ilk giden şahıslardan biri Drej Ali'ydi. Çatlı'ya ait bir evrak çantasını alarak Küçük'e teslim etti."
Polis, Ergenekon operasyonu kapsamında tutuklu bulunan Küçük'e emniyette Güney'in iddialarını sordu. Küçük, yalan ve hayal mahsulü olduğunu savunduğu iddialarla ilgili olarak şöyle konuştu:
"Tuncay Güney'in Kuzey Irak'a bir defa gittiğini biliyorum. Gittiğinde beni telefonumdan aradı.
Mesut Barzani ile beni görüştürmek istedi. Ancak, böyle bir görüşme yapmak istemedim. Beni 15-20 dakika sonra aramasını söyledim. Bu arada MİT'te görevli
Mehmet Eymür ile görüştüm. Böyle bir konuşma yapılacağını, bu konuyu istihbari bilgi açısından kaydetmelerini ve takip etmelerini söyledim. Bir süre sonra Tuncay Güney beni aradı ve bir şahısla görüştürdü. Ancak, görüştüğüm kişinin Barzani olduğunu tahmin etmiyorum. Güney, o bölgede kendisini havalı göstermek için böyle bir faaliyete girdiğini tahmin ediyorum.
TÜSİAD Başkanı Kemal Özden ile benim yakınlığım vardı. Kemal, Cumhuriyet gazetesini almak için bir faaliyet içerisindeydi. Ancak, maddi imkanları yeterli olmadı. Gazeteyi alamadı ve daha sonra rahmetli oldu. Benim bu konuda sadece bilgim bulunmaktadır. Herhangi bir desteğim olmamıştır... Kemal Özden ve bana sormuş olduğunuz diğer kişilerle birlikte, ENKA'nın tesislerinde birlikte yemek yedik. Beni Kemal Özden davet etmişti. Kemal, burada Cumhuriyet gazetesiyle ilgili, diğer şahıslarla bazı görüşmeler yaptı, fakat olumlu bir netice alamadı."