İçişleri Bakanı İdris Naim
Şahin, operasyonlarda ele geçirilen, silahla karşılık verdiği için hayatını kaybedenlerin cenazeleri üzerinden geliştirilen gözyaşlarını, ağıtları ve itirazları da konuşacaklarını belirterek, "Ama önce 24 Mehmetçiğin hesabını vermek durumunda bunu söyleyenler. Kitabın bir tarafını değil, iki tarafını konuşacağız" dedi.
Şahin,
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda,
İçişleri Bakanlığı,
Emniyet Genel Müdürlüğü,
Jandarma Genel Komutanlığı ve
Sahil Güvenlik Komutanlığının 2012 yılı
bütçeleri üzerinde milletvekillerinin sorularını ve
eleştirilerini yanıtladı.
Devletin bir tane olduğunu ve o devletin, "
terör örgütüne
militan, kaynak temin eden kandırılmış zavallı insanların dahi yaşamasını sağlayan, o derecede merhametli bir yapı" olduğunu kaydeden Şahin, şöyle konuştu:
"Bu yapıdan, bu devletin sadık evlatları yararlandığı gibi, devlete 'başka bir devlet' diyenler de yararlanmaktadır. O devletin
özgürlük alanında herkes
seyahat edebilmekte, yaşamakta ama ne yazık ki çok az sayıda kandırılmış bir kesim, bir safsata üzerine bina ettikleri örgütle bu devleti meşgul etmeye devam etmektedirler. Devlet meşgul edilebilir ama şu bilinmeli ki devlet hiç bir zaman mağlup edilemez, dize falan da getirilemez. Devlet hukukla, kendisine karşı yanlış düşünene karşı gereğini yapar."
Şahin, devletin hiç bir zaman hukuk devleti ilkesinden ve temel insan haklarından sapmadığını ifade ederek, teröre rağmen, bu
ülkenin sadık vatandaşlarını siyasi ve
ekonomik haklara, düşünce özgürlüğü standartlarına ulaştırmak için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi.
Türkiye'nin, gerçekleştirdiği hukukun demokratikleşmesi çalışmaları sonucunda, 2005'te
Kopenhag siyasi kriterlerine uyma konusunda
tescil edildiğini ve ardından da AB ile müzakere eden ülke konumuna geldiğini ifade eden Şahin, şunları kaydetti:
"
Hükümetin terör konusunda, hükümet programı dahil bütün resmi dokümanlarda kararlılığı çok açıktır, uygulamaları da ortadadır. Terör örgütleri ne yaparsa yapsın, devletin de yaptığı ve yapacağı uygulamalar vardır ve bunlar da kararlı bir şekilde devam edecektir. 15
Ağustos 1984'te Eruh'ta vurulan insanları kim, niçin vurdu? Bunun cevabını devamlı soracağız ve ondan sonrakileri de sormaya devam edeceğiz. Yakın tarihte 14 Temmuz 2011'de Silvan'da 13 Mehmetçiğimizi kurşunlayanları soracağız. 11 Eylül'de Şemdinli'de
baskın yapanları soracağız, akıtılan kanları soracağız. Batman'da polis, kadın, çocuk ayrımı yapmadan kurşun sıkanları konuşacağız. Siirt'te 6 kızı kurşunlayanları soracağız. Bu örgütü ve arkasını da sorgulayacağız. Bunların ortaya çıkması lazım.
Masum bir olay değil bu olay.
Çukurca'da 19
Ekim gecesi 24 Mehmetçiği katledenlerin, kanını içenlerin kim olduğunu konuşacağız. Bunları masum kabul edemeyiz. Daha sonraki operasyonlarda ele geçirilen, o esnada direndiği, silahlı karşılık verdiği için hayatını kaybedenlerin cenazeleri üzerinden geliştirilen tavırları, gözyaşlarını, ağıtları, itirazları da konuşacağız ama önce bana 24 Mehmetçiğin hesabını vermek durumunda bunu söyleyenler. Kitabın bir tarafını değil, iki tarafını konuşacağız. Biz ikisine de varız."
Bakan Şahin, terörle mücadeleyi başka türlü anlatmaya, milleti yanıltmaya çalışmaya kimsenin hakkı olmadığını belirterek, "Terör örgütü ne
Kürtlerin örgütüdür ne Kürt çocuklarının örgütüdür. Başka ırklardan insanların içinde olduğu bir örgüttür. Din ekseninden kaymış bir örgüttür. Dini, insani, ahlaki, milli, akli değeri olmayan, bilimsel temeli olmayan bir yapıyla karşı karşıyayız" dedi.
Şahin,
yerel yönetimler konusunda yasalarda bazı sıkıntıları olduğunu, bu düzenlemelerin KHK ile yapılmasının 'Anayasanın ruhuna çok uygun düşmeyeceği' görüşüyle, yakında Meclise bunları tasarı olarak sevk edeceklerini söyledi.
Bir milletvekilinin, kendilerinin "Van'da elli arabayla gezdiğini" söylediğini anımsatan Şahin, şöyle konuştu:
"Biri on görme hastalığı varsa bu doğrudur. Yeri geldi ambulansın arka kapısından binip seyahat ettim Erciş'te. Biz yardımdaydık. Van'da önceki gün 4 tane elinde uzun namlulu silahlarla, daha önceki polis baskınlarını düzenlemiş, sözüm ona
bölge şefi, sorumlusu
terörist yakalandı. O da üzdü herhalde birilerini. İstihbaratımız, polisimiz,
jandarmamız çalışıyor. Son günlerde yakalanan uyuşturucular, sigaralar, silahlar konusunda ayrıntıya girmeye vaktim yok."
BDP
Hakkari Milletvekili Adil Kurt'un tekrar söz alarak eleştiri yöneltmesi üzerine Şahin, sözlerini şöyle tamamladı:
"
Tarih 31 Temmuz 2011. Sayın
Aysel Tuğluk 'BDP, KCK, Apo ve
PKK arasındaki bir aradanlığı ifade etmiştir. Eğer yalancıysa onunla konuşsunlar.
Ben kimsenin dinini, imanını sorgulamam ama bir örgütün dine bakışını ve genel din konusundaki duruşunu, istismarını milletimle paylaşmak durumundayım.
Zerdüştlük bugün burada da
itiraf edildi, savunuldu. Herkesin bayramını,
İslam dinine göre Müslümanların, milletimizin bayramını
tebrik ediyorum."