Şahin'in baş döndüren hayatı

İbrahim Şahin nasıl yetiştirildi? 20 yaşında Polis Akademisi'nden mezun olduktan sonra hangi aşamalardan geçti?

Şahin'in <b>baş döndüren hayatı</b>

Şahin nasıl imal edilir, nasıl cephane haline getirilir? Bu yazı "Susurluk mahkûmu, Ergenekon zanlısı, krokici, Glock ve Uzi koleksiyoncusu" "Özel Harekâtçı"nın, "derin iş" aktörü olarak nasıl bir güzergâhtan geçtiğine, geçirildiğine dair. Bu tür işlerin, odakların; hukuk, insanlık, demokrasi, gazetecilik, adalet, kardeşlik ve hatta millet için iğrenç ve kanlı bir tuzak olduğunu çok genç yaşlarımdan beri kabul etsem de, şunu görmezden gelmem: Bu insanlar "devlet ve vatan için de yaptıklarına" kanaat getirmeden, inanmadan, inandırılmadan salt "kötülük makinesi" halinde oluşmazlar. Çünkü başkalarına ölüm sunarak yaşadıkları hayatta, çoğumuzun geçmediği yollardan ve badirelerden de geçerek yol alırlar. O yüzden, faşizmden darbeciliğe, en önemlisi, inançla eylemini meşrulaştırma meselesi. Buna bir de rejimin, devletin, yargının, emniyetin, ordunun, iktidarın, siyasetin, hâkim ideolojilerin bunları meşru görmesi eklenir yıllarca! Tesadüf

İbrahim Şahin, bir tesadüf değil!

Ne polis kariyeri tesadüf olmalı, ne Polis Akademisi'nden 20'sinde çıkarken ona çizilmeye başlanmış güzergâh. O yüzden; 12 Eylül öncesi (ve sırasında), çok sayıda "milliyetçi katil"in saklanması, kaçırılmasına denk gelişi de... Askerliğini yapış şekli de... Tam 12 Eylül darbesi kavşağındaki görevleri de... İşkenceden mahkûmiyetinin düşürülüşü de... Özel Harp'te kursa alınışı da... Yurtdışına gidişleri de... Susurluk'taki rolü de... Yine yargılanır, hatta mahkûm olurken bile "eksik" sorgulanışı da... Ergenekon'da dirilişi de... Cephanelik de. Tutarlı İbrahim Şahin, yoldan çıkmış kötü bir polis değil! Yoldan çıkışa dair işlere bulaşmış olsa dahi, o "Devlet veya bazı devlet birimleri, görevlileri" öyle istediği için o yolda yolu açık biçimde gitmiş. O "iyi polis" olarak bu biçimde devşirilmiş. O yüzden, 12 Eylül öncesi "Gladio ve kontrgerillavari" bulaşıklıklardan Susurluk'a, oradan Ergenekon'a kadar, öncelikleri, ittifakları, hedefleri değişse de özü aynı olan "tutarlı" bir yolculuk içinde, hiç sıradan biri olmamalı. İbrahim Şahin'i sadece mafyaya yakıştırıp yakınlaştırmak haksızlık olur; kendi deyişiyle daha ziyade Özel Harp'çi askerlere, diyelim ki kimi eski subay (ve astsubaya) yakın! O yüzden, yolculuğunun ana hatlarını görmekte yarar var. Hepsini bilemem. Size bazı kilometre taşları koyabilirim. Bu taşlar deşilebilir. Taşlar 1. Şahin'in 1976'da "milliyetçi" bir polis olarak 20 yaşında Polis Akademisi'nden mezuniyeti, 1978'e kadar, bir Amerikan üssünün de bulunduğu Sinop'ta, Emniyet'te pişmesi. 2. 1978'de askere alınışı. Isparta Eğirdir Dağ Komando Okulu'nda ve Erzurum'da sıradan polisliği aşması. "İyi bir subaydım, iyi bir asteğmendim askerde. Dağ Komando Okulu'nda iyi öğrendim." 3. 12 Eylül darbesinden hemen önce, tesadüf bu ya, Nevşehir'e tayini. Kozaklı'da da görev yapışı. Nevşehir ve Kozaklı ilginç bir kavşaktı. Balgat ve Bahçelievler gibi katliamların ülkücü faillerinin yolu ya kaçarken, gizlenirken ya cezaevinde buradan geçmişti. Çatlı organizasyonuyla yurtdışına kaçırılan Ağca gibi faillerin sahte pasaportları o dönemde Nevşehir Emniyeti'nde hazırlanmıştı. Bir ara Emniyet'teki bir yangınla önemli evrak kül olmuştu. Şahin'in bu ildeki ilişkileri hep sürdü. Çatlı bağı da, birtakım işadamlarıyla ilişkisi de. 4. 12 Eylül döneminde , henüz seçimler olmadan ve PKK'nın Eruh saldırısı başlamadan önce, Ermeni terörüyle mücadele gerekçesiyle, Ankara'da "Özel timler"in kurulma kararı. Ve daha yeni Bitlis'e tayin olmuş Şahin'in 1982 sonlarında, yani askeri darbenin son döneminde Ankara'da "eğitim"e alınan yüksek tahsilli ilk polis olması: "Yani kurucuydum, ilk çağrılanlardan biriydim. 11 amirdik, üniversite mezunu. 36 kişiydik toplam." 5. Bu kursun, Genelkurmay Özel Harp Dairesi subay ve astsubayları tarafından Özel Harp Dairesi'nde verilişi: "1983 Nisan ayında Genelkurmay Özel Harp Dairesi'nde özel harekât kursunu bitirdim... Bizim kuruluşumuz zaten Özel Harp Dairesi'ne dayanıyor." 6. 1984'te Almanya'ya gönderilip dört ay GSG-9 komando kursu görüşü. 7. "Almanya'dan dönüşümden bir hafta sonra Eruh baskını oldu. 84'ten 88'e kadar Doğu'daki operasyonları yönettim. 86'ya kadar Ankara'dan gidip operasyon yapıyor, dönüyorduk." 8. "Bu işler başlayınca kurslar açtık, Genelkurmay Özel Harp Dairesi'nden öğretmen aldık. Subay, astsubay. 9. 1988'de yine dört ay bu kez ABD'de "antiterör kursu"na gönderilişi. 10. 1990'da İstanbul Emniyeti'ndeki görev dönemi ve ilişkileri."11 Dev Sol'cunun öldüğü operasyona katıldım." 11. 1993'te Mehmet Ağar' ın iradesiyle, yeni kurulan Özel Harekât Dairesi'nin kurucusu olarak başına getirilişi. Çiller ve Güreş dönemleri. 12. "Biz Güneydoğu'da da en çok Özel Harpçi subay ve astsubaylarla samimiydik. Normal askerle onlar da pek anlaşamıyordu." 13. Çatlı bağlantısının hep sürüşü: "Birkaç kez Ankara'da, İstanbul'da gördüm ama Çatlı olarak tanımazdım.". Bu beyanın fotoğraflarla yalanlanışı. Susurluk'ta mahkûmiyet. Bence eksik soruşturma. Hocalar Burada keseyim. Sonrasında Susurluk, mahkûmiyet, af ve yıllar sonra Ergenekon, cephanelik ile Glock ve Sivas var. Susurluk ifadesini okursanız, bir dönem PKK gerekçesiyle "Sivas'a nasıl bir özel harekât yüklenmesi olduğunu" anlatıyor zaten. Şahin, en azından 1970'lerden bugüne sürekliliği temsil eden isim. Benim tek başına imkânım sınırlı. Ama en azından "gazetecilik" şuna bakabilir: Bütün bu Dağ Komando, Özel Harp eğitimi ve ilişkileri dönemlerinde, "hocaları" ve "samimi Özel Harpçi dostları" kimlerdi? Umur Talu / Sabah
<< Önceki Haber Şahin'in baş döndüren hayatı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER