Salı günü
Ergenekon'un
Erzincan ayağı olarak nitelendirilen
dava başlıyor. Davanın bir numaralı sanığı 3.
Ordu Komutanı
Org. Saldıray Berk'in davaya katılıp katılmayacağı merak ediliyor. Edindiğim bilgilere göre Saldıray Paşa kararı kendi verecek. Ona karargahtan herhangi bir talimat gitmeyecek.
Kritik bir sürecin içinden geçiyoruz.
Anayasa çalışmaları sürerken, bir yandan şehit haberlerinin artmaya başladığı günleri yaşıyoruz. Tunceli'den gelen son haberin yüreklerimize bıraktığı Türkiye'nin en önemli sorunun
terör olduğunu hepimize hatırlatıyor. Şimdiye kadar askere
havale edilen bu meselede ilk kez
sivil iradenin merkezinde yer aldığı çözümü tartışıyoruz. Fakat her şehit haberiyle birlikte
terörle mücadele yöntemleri de bir şekilde sorgulanıyor. Örneğin
Giresun'daki hadise... Star'dan Şamil Tayyar'ın, Bugün'den Adem
Yavuz Arslan'ın yazılarının mürekkebi kurumadan şehit haberi geldi. Son gelişmeleri de içine alacak bir şekilde nabız tutmaya, izlenimler edinmeye çalıştım. Edindiğim bazı bilgileri paylaşmak istiyorum.
TALİMAT SÖZ KONUSU DEĞİL
Salı günü Ergenekon'un Erzincan ayağı olarak nitelendirilen dava
Erzurum Adliyesi'nde başlayacak. Bir numaralı
sanık 3. Ordu Komutanı Org. Saldıray Berk'in durumu önem kazanıyor. Soruşturma aşamasında savcıların önce
tanık, sonra zanlı sıfatıyla görüşmek istedikleri Berk, davaya katılacak mı? Edindiğim bilgiler şu şekilde: Saldıray Paşa kararını kendi verecek. Ona bir talimat söz değil. Gitme denilir ve gitmezse
mağdur olabilir, deniliyor. O telafi edilemez. Bu nedenle kararı kendi verecek. Ama hukuki
destek verilecek. Çünkü ordu komutanı bir
general yargılanıyor.
AİLELER DAVALARDAN ÇOK ETKİLENİYOR
Ergenekon
soruşturmalarıyla birlikte değişik rütbelerde
subay ve astsubayların tutuklanmasına tanık oluyoruz. Bu karargahta nasıl bir etki yapıyor? Onlar açısından zor ve kabullenilmesi güç bir süreç. Ama hukuka da engel olmuyorlar. İşin insani boyutu da var. tutuklanan TSK mensubunun bir işte çalışan çocuğu ya da yakınına dönük bakışların değiştiğine, işten çıkarılmak istendiğine tanık oluyorlar. Durumdan vazife çıkarma, konjonktüre göre muamele etme dönemi diyebiliriz buna. Biz hissetmiyoruz ama
silah arkadaşları derinden yaşıyor. Ciddi bir sorun.
KIŞLADAN ÇIKILMAYACAK MI
Giresun ve
Ladik olaylarına ilişkin de ilginç perde arkası bilgilere ulaştım. Ahmet Türk'e yapılan saldırının ardından Ladik'te 2 polisimiz şehit edilmişti. Bu
jandarma telsizine takılmış. Jandarma şifreli olarak 'Ladik', '
polis aracı', 'devriye' sözcüklerini yakalamış ve hemen polisi uyarmış. Ama maalesef olay yaşandı.Peki Giresun olayı göz göre göre mi geldi? İki gazeteci önceden uyardığı halde niye
tedbir alınmadı?
Gazetecilerin haberi oluyor da, TSK'nın olmuyor mu? Bu doğru değil. Terör örgütü 1 yıldır Karadeniz'e yerleşmeye çalışıyor.
TİKKO ile anlaşmışlar. Bu yıl ilk kez kışı orada geçirdiler. O nedenle de Giresun'da mayınlı
eylemle karşılaştık. Örgütün bir stratejisi var.
Irak sınırında
operasyon yapılacağını biliyorlar. Kuvvetlerin bir kısmı oraya kaydırılsın diye Giresun'da eylem yaptılar. Giresun'da eylem yapılacağı bilinse de yapılabilecekler belli.
Asker kışlaya mı hapsedilecek. Doğal olarak
keşif,
arama ve tarama faaliyetleri sürdürülüyor.
TSK'nın Anayasada istediği oldu
Anayasa değişikliği bir
referanduma gidecek mi, değişiklik sırasında TSK'nın görüşü alındı mı? Bu sorulara aldığım
cevapların önümüzdeki sürece ışık tutacağını sanıyorum. Anayasa değişikliği
taslak halindeyken hükümet tarafından resmi bir yazı ile
Genelkurmay'a iletildi. Genelkurmay da taslağı inceledi ve önerilerini resmi yazı ile bildirdi. Bir kısmının dikkate alındığı görülüyor. Bunun ötesinde Genelkurmay da gelişmeleri izliyor. Referandum için sandığa gidilecek ve bu yaz sıcak geçecek herhalde.
YAZICIOĞLU KAZASI CERİDEDE
Merhum
Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümünden sonra ortaya çıkan soru işaretlerine şimdiye kadar tatmin edici bir cevap alınamadı.
Meclis Araştırma Komisyonu'na bilgi veren GSM Şirketi Temsilcisi, kendilerinin koordinatları bildirdiğini ancak bu koordinatların arama yapan jandarmaya intikal ettirilmediğini söylemişti. Bu iddia üzerine Genelkurmay'daki kayıtlar incelenmiş. Aldığım bilgiler şunlar: GSM şirketi tarafından kameraman İsmail Güneş'in
telefon sinyali 3 ayrı zamanda 3 ayrı koordinatla bildirilmiş. Bunlar TSK'da cerideye işlenmiş. Hangi tarihte,
saat kaçta aranmış, bilgiyi kim almış, bilgi neymiş ve saat kaçta kime bildirilmiş türü bilgiler... İddialardan sonra yapılan Genelkurmay yaptığı kontrolde bünyesinde bir aksama olmadığını tespit etmiş. Söz konusu bilgiler arama
kurtarma faaliyetindeki görevli birliklere iletilmiş. Komisyon isterse, cerideleri verecekler.
ABDÜLKADİR SELVİ / ANKARA
YENİŞAFAK