Selçuk, "
Yargı yetkisi bağımsız mahkemelerce kullanılır' dense doğru. 'Türk milleti adına' deyince işler karışır. Bu bir yalan, büyük bir yalan." dedi.
Adapazarı Belediyesi'nin
Sakarya Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi
Konferans Salonu'nda düzenlediği "Türkiye'de Demokrasi" konulu konferansta konuşan
Yargıtay Onursal Başkanı
Sami Selçuk, dinleyicilerden gelen soruları da cevaplandırdı. Bir soru üzerine, mahkemelerde, yargıçların karar verirken kullandıkları 'Türk milleti adına' sözünü sert bir şekilde eleştiren Selçuk, mahkemelerin millet adına karar vermediğini ifade etti.
Avrupa ülkelerindeki yargı sisteminde olduğu gibi Türkiye'de jüri olmadığını dile getiren Selçuk şöyle konuştu: "Sokaktaki insana devlet yalan söylüyor. Mahkemelerin kararında 'Türk milleti adına' dedinmi yargıya
halkın katılma hakkını tanımak zorundasınız. Şimdi 'Türk milleti adına' sözünü mecburi ettiler. Bütün arkadaşlarımız bunu yazıyorlar. Çünkü çok çalımlı bir laf. Yargıçları Adalet Bakanlığı'nın belli aşamalardan geçirerek
tayin etmiştir. Halk seçmemiştir ki, yargıçlar Türk milleti adına karar versin. Ben 40 yıl bu mesleği böyle kullandım. Çıkan yasaya baktım, doğru
uygulamaya çalıştım. Türk milleti ne der diye düşünmedik. Doğrusu benim böyle bir temsil yetkim de yok. Sokaktaki insana devletin doğru söylemesi gerekir. Alıyorlar Fransa'dan, İtalya'dan, Almanya'dan o maddeyi
kopya ediyorlar. 'Türk milleti adına' sözünü koyduk ama bu nedir diyen yok. Bakın bir boşluk daha çıktı. Nereye atsanız elinizde kalıyor. "Yargı yetkisi bağımsız mahkemelerce kullanılır' dense doğru. 'Türk milleti adına' deyince işler karışır. Bu bir yalan, büyük bir yalan"
'ODAK OLMANIN' NE OLDUĞUNU HUKUKÇULAR BİLE BİLMİYOR
'Odak olmanın' saçma bir kavram olduğunun altını çizen Selçuk, bu kavramın
yasak getirdiğini, ama köşeli olmadığını ifade etti. 'Odak olmanın' kararlılık veya yoğunluk olarak tanımlandığını hatırlatan Selçuk, konuşmasını şöyle sürdürdü: " 'Yoğunluğun' ne olduğu belli mi, belli değil. Köşeli değil. 'Kararlılık' bu da köşeli değil. Nerede başlar, nerede biter bilinmiyor. Hukukta buna benzer kavramlar getirirseniz savcıya hakime 'Bu kararı uygulama' diyemezsiniz.
Savcı bir şey yapacak mecbur. Fakat bu kavramlar aslında bir hilei-şerriyedir. Kendisinin
tarife ihtiyacı vardır. Kararlılığın yoğunluğu ile siz odağı tanımlayacaksınız, 'odak ne' belli değil. Bende bilmiyorum, uygulayanlar da bilmiyor. Yüz hakim getirin, yüzü de ayrı tanım çıkarır. Hatta bakarsınız bir kaç tanesi bir önceki görüşünü bile sonradan değiştirebilir. Kınanacak bir tarafı yok. Böyle saçma sapan kavramları yasalara koyarsanız, başınıza bu dertler gelir, olay bu kadar basit"
PARTİ KAPATAN DÜZENLEMELER ÇÖPE ATILMALI
Sami Selçuk, partilerin kapatılmasının
demokrasi ile bağdaşmadığını belirterek, "Kaldıracaksınız bu
düzenlemeyi çöpe atacaksınız. Doğru dürüst bir düzenleme yapacaksınız, veya verilmiş kararları kabul edeceksiniz. Son derece basit" diye konuştu.
ZAMAN