Sizden korkan sizin gibi olsun
Ergenekon sanıklarının görüntüleri önünde Silivri'ye
selam çakan, ruh ikizlerini partiye dolduran
CHP'nin yeni patronu
Kemal Kılıçdaroğlu, kurultay konuşmasında ayrıca “
yandaş medyayı bitireceğim” demişti.
Bu sözcüklerden kasıt, Ergenekon'un üzerine giden ve CHP'nin statükocu çizgisini eleştiren medyaydı. Eğer kasıt, siyasi iktidarla ilişkilendirdiği medya grupları olsaydı, kendini ayakta alkışlayan, “iktidara yürüyoruz” manşetleri atan, ağzı açık methiyeler dizen ve parti kimliğiyle gazeteciliğe devam eden partizan medyaya haksızlık etmiş olurdu.
Dün ilk icraatını gerçekleştirmek istedi. Zonguldak'a giderken Kılıçdaroğlu'nun bulunduğu otobüse sadece partizan medya alınmak istendi. Bir partili, Kılıçdaroğlu'nun bineceği otobüse gelerek elindeki bir listeyi okudu, “Bu otobüse listede ismini okuduklarım binecek, diğerleri insin” dedi.
Tahmin ederseniz, listede isimlerini okudukları gazeteci ve televizyoncular, partizan medyadan... Emekçi arkadaşlarımı tenzih ederim, bu tercihin temel sebebi, “ya partizan olursun ya dışarıda kalırsın” düşüncesidir.
Aralarında
Star muhabirinin de bulunduğu bir grup gazeteci, bu partizan tavır karşısında, “Biz inmiyoruz otobüsten, siz indirin” restiyle Ankara'dan Zonguldak'a gitmeyi başardı.
En ağır eleştiriler yönelttiğimiz Deniz
Baykal döneminde bile rastlamadığımız bu tür manzaraların, Kılıçdaroğlu'nun daha ilk günlerinde sergilenmek istenmesi, tesadüfü gibi gözükmüyor.
Kurultaydaki intikam sözü boşuna değilmiş.
Tamam, nasıl biliyorsanız öyle yapın, intikam tamtamları çalın. Sizden korkan sizin gibi olsun.
Gömleğe dolandı
“Söz verdim bir kere” diyorsanız, başka sözleriniz de var, dönün onlara bakın önce. “Her kuruşun hesabını vereceğim” dediniz, 495 liralık İtalyan Etro
marka gömleğin hesabını veremediniz.
İLKSAN skandalı patladığında “O araziyi ben verdim, ne oldu verdiysem” diyen Süleyman
Demirel ağzıyla “Parasını ben kazandım aldım” şeklinde efelendiniz, cümlenin devamında “fiyatını bilmiyordum” kolaycılığına kaçtınız.
Bir memur emeklisi olarak nasıl bir
alışveriş yaptınız ki, bir gömleğe verdiğiniz 495 lirayı fark etmediniz. Sonra bir başka gazetede “faturası gelecek ödeyeceğim” lafına rastladım. Doğruysa vay halimize...
Seks videosuyla gelip gömleğe dolanan bir genel başkan, ülkeyi nasıl yönetecek?
Sakın ha, “bir gemim bile yok” türküsü mırıldanmayın. Bak, daha Kara
deniz'e açılmadan “emrindeyim” dediğin
Deniz Baykal 340 bin dolara yat alıyor. 40 yıldır
siyaset yapan, ticarete hiç bulaşmamış bir lider bu kadar parayı nerden buldu diye sormayacağım, yasaklı olduğu dönemde borsa oynamıştır, avukatlık yapmıştır veya milli piyangodan çıkmıştır bilemem, vardır mutlaka bir haklı açıklaması.
Ama yat, işe yarar. Biraz
yaşlı ama idare edersiniz. Merhum
işadamı Nurullah Gezgin'in Göcek'e demirli Blue in Blue isimli ve 20 yaşındaki yatı, 16.5 metre boyunda ve 3 kabinden oluşuyormuş. Hem
İngiliz bayraklı..
Haberin olsun, bu yat parasıyla dört tane ıskarta gemi alınır.
7 yıldızlı koyda tatil
“7 yıldızlı otelde tatil yapmayacağım” demiştin ya, bu derde de deva olur. 340 bin dolarlık yatla denize açılır, 7 yıldızlı koyda demirlersiniz.
“Havuzlu villa” için de üzülme. Deniz Bey'in Angora villasını nasılsa öğrendiniz, şimdi daha sık gelip gidersiniz, sitenin ortak havuzunu kullanırsınız, kimse de fark etmez, kasketinizle merdiven altlarını selamlarsınız.
Bu arada Hürriyet'in “montaj” manşetine bakıp telaşlanmayın. Haber öyle değil. Emniyet Kriminal'in hazırladığı raporda, videodaki görüntülerin doğru, ancak kesilip yapıştırıldığı bilgisi var. Yani ses ve aradaki bazı bölümler çıkarılmış.
Türk Dil Kurumu'nun sözlüğüne bakarsanız, Fransızca kökenli montaj için “kurgu” ifadesinin kullanıldığını görürsünüz. Yani,
emniyetin raporunda seks videosu için “kurgu” denmiyor. Aradaki bazı görüntülerin kesilmesi ayrı, kurgu ayrıdır.
Hürriyet'in manşetinde çok özel bir
mesaj var ama o size değil, Deniz Bey'edir. Alır almaz kendi bilir, sizi ilgilendirmez.
Demem o ki, yelkenlerinizi dolduran video rüzgarı esmeye devam ediyor, koltuğun keyfini çıkarınız.
Bu arada naçizane başka tavsiyem, “Baykal
cumhurbaşkanı adayımız olur” gibi lafları da artık bırakınız. CHP'yi yönetmeye layık görmediğiniz bir adamı Türkiye'yi yönetmeye nasıl layık görüyorsunuz?
Saçmalığın siz de farkındasınız, “ben yine de insanlığımı yapayım” modundasınız. Laf lafı açmışken buna dair çok güzel bir fıkra var ama sınırımı fazla zorlamak istemiyorum. Dostlarınız ararsa onlara telefonda anlatırım.
Lafı fazla uzattım,
intikam sözünüzü unutmayın, elinizden geleni ardınıza koymayın.
ŞAMİL TAYYAR - STAR