'Sanık sıfatıyla yargı önüne getirilenler asıl azmettiriciler değil'
Makine Mühendisleri Odası
İstanbul Şubesi'nde dünkü duruşmaya ilişkin bir
basın toplantısı düzenleyen Dink ailesinin
avukatı
Fethiye Çetin, Rakel Dink ile Orhan (Hosrof) Dink'in duruşmada okudukları dilekçelerinden bazı bölümleri hatırlatarak, sözlerine başladı.
Hrant Dink'in öldürülmesi
davasının, öldürenlerin yargılanacağı ve suçu sabit görülenlerin cezalandırılacağı bir davadan daha fazla işlevi, etkisi ve misyonu olduğunu düşündüklerini ifade eden Çetin, şunları söyledi:
''Hukuk devleti ve demokrasinin geleceği açısından çok önemli. Rakel Dink eşinin, Hosrof Dink kardeşinin
katillerinin en ağır cezalarla cezalandırılması yerine Türkiye'nin
demokratikleşme sürecine daha önem veriyorlar. Asla intikam peşinde değiller.''
İŞİN SORUMLULUĞU
Sanıkların dünkü duruşmada, bu işin sorumluluğunun devlete ait olduğunu söylediklerini kaydeden Çetin,
Yasin Hayal'in de dün gazetelere yansıyan mektubunu duruşmada kabul ettiğini söyledi. Çetin, ''Dosya kapsamı,
deliller daha önce gösterdiği, dünkü duruşmadan da anlaşıldığı gibi bu davada asıl sorumlular, yargı önüne
sanık sıfatıyla getirilmemişlerdir. Bu davada sanık sıfatıyla yargı önüne getirilenler asla davanın asıl azmettiricileri değillerdir'' diye konuştu.
Müdahil avukatları olarak başından beri azmettiricilerin bulunması için, özellikle
jandarma ve polis içindeki görevlilerin sanıklarla ilişkisinin ortaya çıkarılması için çaba gösterdiklerini anlatan Çetin, eylemi bildiği halde hiçbir önlem alamayarak bu eylemin işlenişine icrai veya
ihmali davranışlarıyla sebep olan görevlilerin bağlantılı suç kapsamında bu davada yargılanması gerektiği düşüncesinde olduklarını söyledi.
Savcılığın, kendilerinin görüşlerinden farklı olarak bazı jandarma ve polis görevlileri hakkındaki
soruşturma dosyalarını
Trabzon ve
Samsun savcılıklarına gönderdiğini belirten Çetin, Trabzon'daki soruşturma konusunda daha önce bilgi verdiğini hatırlatarak, sadece 2 jandarma görevlisi hakkında görevi ihmal suçundan yargılama izni verildiğini ifade etti.
SAMSUN'DAKİ SORUŞTURMA
''Samsun'da bu davanın şüphelisi O.S'nin Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünün çay ocağında bayrakla birlikte koluna girmek isteyen görevlilerin yarışını televizyonlarda izledik'' diyen Çetin, bu konuda toplam 21 kişi hakkında soruşturma yapıldığını kaydetti.
Bu kişilere zanlının çay ocağında ne işi olduğu, neden nezarethaneye alınmadığı ve görüntülerin nasıl kaydedildiği yönünde sorular sorulduğunu belirten Çetin, bu konuda daha önce müfettişlerin bir
rapor verdiğini kaydetti.
Müfettişlerin raporlarında, görevlilerin zanlıya sempati duyduğu izlenimi oluştuğunu, ancak bunun ceza soruşturması açısından suç oluşturmadığını kaydettiklerini belirten Çetin, müfettişlerin ancak
disiplin soruşturması yapılabileceğini bildirdiklerini ifade edildi. Çetin, ''Bu zanlı başka bir suçla yakalansaydı, devletin kırmızı çizgilerini ihlal eden bir durumdan gözaltına alınsaydı, çay ocağında polis ve jandarma kol kola girip fotoğraf çektirmek için yarışsaydı, müfettişler raporu böyle mi verirdi?'' diye konuştu.
TAKİPSİZLİK KARARI
Soruşturma sonucunda Samsun
Cumhuriyet Savcılığı'nın şüpheliler hakkında ''suçu ve suçluyu kayırma'' suçuna dair delil bulunamadığını bildirdiğini ve 19 kişi hakkında
takipsizlik kararı verdiğini belirten Çetin, şunları söyledi:
''Kararda deniliyor ki, aksine işlediği suçu
itiraf etmesi konusunda özel bir gayret sarf etmiştir bu görevliler. Katil zanlısına ait Türk Bayrağının elinden alınmamasının, bunu aşırı derecede önemsemesi, elinden alınması durumunda işlediği suça ilişkin hiçbir beyanda bulunmayacağını iletmesinden kaynaklandığı. Dikkatinizi çekiyorum, insani yaklaşım ile işlediği suçu anlatmasından elde edilecek kamusal yarar gözönünde bulundurulmasından dolayı bayrağın elinden alınmadığı. O nedenle burada bir suç unsuruna rastlanmadığı. Aksine kamusal
hizmet yürütmek için böyle davrandıkları. Neredeyse
madalya takılacak.''
Sadece 2 görevli hakkında
iddianame hazırladığını belirten Çetin, bunlardan birinin görüntüleri basına sızdıran kişi olduğunu, diğerinini de Terörle Mücadele Şube Müdür Vekili olduğunu ve zanlının çay ocağına götürülmesi konusunda görevini ihmal ettiğinin iddia edildiğini anlattı.
Takipsizlik kararında Hrant Dink'in yargılandığı ve ceza aldığı davaya da yer verildiğini, kamuoyunda bu nedenle duyarlılık oluştuğunun belirtildiğini anlatan Çetin, ''Bu dava, bu şekliyle sağlıklı bir şekilde sonuçlanamaz. Bu davada jandarma,
emniyet görevlileri hakkında verilen kararlarla daha ileriye gidilmesi engellenirse, bu davadan bir şey çıkmaz'' dedi.
Mahkemenin, çeşitli konularda soruşturmanın genişletilmesi yönündeki taleplerini kabul ettiğini hatırlatan Çetin, davada hala bir umut olduğu düşüncesini taşıdıklarını söyledi.
YASİN HAYAL'İN AVUKATI
Sanıkların
sorgularının ayrıntılarını, henüz çapraz sorgu yapılmadığı için anlatmak istemediğini belirten Çetin, gazetecilerin Yasin Hayal ile ilgili bir sorusu üzerine, Hayal'in avukatı Fuat Turgut'un özel harekatı kuranları,
Muzaffer Tekin'i öven beyanlarda bulunduğunu söyledi.
Avukat Turgut'un, bu beyanlarını birçok kez de tekrarladığını belirten Çetin, ''Böyle birinin Yasin Hayal'e avukat olarak seçilmesi, bana doğrusu biraz ilginç geldi. İlişki anlamında düşündürücü. Bunun üzerine gitmeyi düşünüyoruz'' dedi.
Basın mensuplarının avukat Turgut hakkında baroya şikayet ya da suç duyurusunda bulunma gibi bir işlem yapıp yapmayacaklarını sorması üzerine Çetin, bu gibi başvuruları yapmayı düşündüklerini ancak henüz karar vermediklerini ifade etti.
Dünkü duruşmada 4 kişinin
tahliye edilmesi konusundaki bir soru üzerine de Çetin, tahliyelere
itiraz etmeyi düşündüklerini, mahkemeden bazı başka talepleri de olacağını söyledi.
Rakel Dink'in dün mahkemeye sunduğu dilekçesinde
Danıştay saldırısından bahsedildiğini, Hrant Dink'in öldürülmesiyle bu olay arasında bir bağlantı kurup kurmadıklarının sorulması üzerine de
Fethiye Çetin, ''Biz aslında tek tek ortaya çıkmaya başlayan bu yapıların bazı olaylarla bağlantılı olduğunu düşünüyoruz. Savunmamız da bu doğrultuda olacak'' dedi.
Çetin, bir soru üzerine de, İstanbul Emniyet Müdürü
Celalettin Cerrah'ın yargılanmaması konusunda verilen karara İstanbul İdare Mahkemesinde itiraz ettiklerini ve sonucunu beklediklerini söyledi.
DİNK'İN VALİ YARDIMCISIYLA GÖRÜŞMESİ
Hrant Dink'in İstanbul
Vali Yardımcısı ile yaptığı görüşmede yanında bulunanların kimliğinin sorulması konusunda mahkemenin karar aldığının hatırlatılması üzerine Çetin ''
Sabiha Gökçen yayınından sonra 2 görevli valilikte Hrank Dink'i uyarıyorlar. 'Bir gün engelleyemeyiz' diyorlar. Eğer istihbarat görevlisiyse bu kişiler, o günden itibaren önlem almalıydılar'' diye konuştu.
Mahkemenin, Bilgi Üniversitesi'ndeki konferans sırasında, Hrant Dink'in duruşmalarında ve Sabiha Gökçen yayınından sonra
Agos Gazetesi önünde yapılan eylemlerin video görüntülerini neden talep ettiğinin sorulması üzerine de Çetin, bu görüntüler ile
cinayet mahallindeki görüntülerin karşılaştırılmasını istediklerini, gösterilere katılan kişilerden cinayet mahallinde olanlar bulunabileceğini düşündüklerini ifade etti.
AA