- Savcı Fikret Seçen, sorumluluğu altındaki soruşturma dosyaları için hukuka aykırı talepler içeren müdahalelere muhatap olduğunu belirtti.
- Seçen tehditler aldığını ifade etti.
- Hukuka aykırı talepleri yerine getirmediğime dair en büyük delil 17 Aralık yolsuzluk soruşturması sebebiyle hiçbir ilgisi olmamasına rağmen İstanbul Başsavcı Vekilliği'nden Gebze Savcılığına tayin edilmem."
HAKİM VE SAVCILARI ZAN ALTINDA BIRAKACAK YORUMLAR YAPILIYOR
Emekli Emniyet Müdürü Ali Fuat Yılmazer'in açıklamalarının ardından medyada çıkan bir takım haberler hakkında Savcı Fikret Seçen tekzip metni yayınladı. Fikret Seçen, "Daha önce İstanbul emniyetinde görev yapmakta iken emekli olan bir emniyet müdürünün bir televizyon kanalında yayınlanan programdaki ifadeleri üzerine, İstanbul Adliyesi'nde CMK'nın 250. maddesiyle yetkili başsavcı vekilliğinde görev yapmış cumhuriyet savcılarını ve aynı madde ile görevli özel yetkili mahkemelerde görev yapmış hakimleri zan altında bırakacak çeşitli yorumlar yapılmaktadır." dedi.
‘HER DÖNEM YÜRÜTMENİN BASKISI OLMUŞTUR, ANCAK…’
Zaman'ın haberine göre; Haberlerde kendi isminin de geçtiğini hatırlatan Seçen, "Anayasamızda yargı, yasama ve yürütme ile birlikte devleti oluşturan üç temel erkten birisi olmasına karşın, ülkemizde yürütme organının her dönemde yargıya müdahale arzusunun bulunduğu herkes tarafından bilinen ve çeşitli örnekleri kamuoyuna yansımış bir gerçektir. Bu müdahaleler, yöntem ve yoğunluk açısından farklılıklar göstermesine rağmen geçmişten beri sürüp gitmektedir. Bu nedenle bağımsız ve tarafsız bir yargının varlığı için önemli olan husus, yargının müdahale girişimlerine karşı aldığı/alabildiği tavırdır. Hukuka aykırı olduğunda şüphe bulunmayan bu müdahaleler karşısında yargı mensuplarının hukuk kuralları çerçevesinde sergileyebildiği duruş, aynı zamanda yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığının da bir göstergesidir." ifadelerini kullandı.
‘HUKUKA AYKIRI TALEPLERİ YERİNE GETİRMEDİM’
Gerek İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcı Vekili gerekse Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı olarak görev yaptığı dönemde sorumluluğu altında bulunan soruşturma dosyalarıyla ilgili hukuka aykırı talepler içeren müdahalelere muhatap olduğunu belirten Seçen, "Ancak hukuka bağlı her yargı mensubu gibi ben de her kimden gelirse gelsin hukuka aykırı talepleri kesinlikle yerine getirmeyerek mevcut deliller doğrultusunda vicdani kanaatim ile hareket ettim. Bu nedenle gerek doğrudan gerekse dolaylı birçok tehdit aldım. Birlikte görev yaptığım tüm hakim ve cumhuriyet savcılarının da aynı şekilde ve hassasiyetle görev yaptığına şahit oldum." dedi.
Seçen, hukuka uygun yöntemlerle elde edilen deliller doğrultusunda ve kanunlarda verilen görev ve yetkiler çerçevesinde yürütülen adli soruşturmalardaki bilgilerin, bu kapsamda alınan operasyon kararlarının, adli makamların bilgisi ve onayı dışında kolluk tarafından yürütme organının çeşitli makamlarında bulunan kişilere iletilmesi ve bu kişilerce hukuka aykırı bir takım talimatlar verilmesinin sorumluluğunun, bunlardan habersiz olan yargı mensuplarına ait olmadığını vurguladı.
‘EN BÜYÜK DELİLİ 17 ARALIK…’
Kamuoyu tarafından da yakından takip edilen soruşturmalarda kendisine çeşitli yöntemlerle iletilen hukuka aykırı talepleri yerine getirmediğini vurgulayan Seçen, "En büyük delili, 17 Aralık yolsuzluk soruşturması olarak adlandırılan soruşturmalardan sonra, bu soruşturmalarla hiç bir ilgim olmamasına ve hakkımda bir soruşturma bile bulunmamasına karşın İstanbul Başsavcı Vekilliği görevinden, daha önceden belirlenmiş hiçbir ilke kararına uyulmayarak Gebze cumhuriyet savcılığına tayin edilmemdir." dedi.
BAŞBUĞ SORUŞTURMASI KANUNLARA UYGUN YÜRÜTÜLDÜ
Fikret Seçen, Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız tarafından Ergenekon soruşturmasında, İlker Başbuğ hakkında da elde edilen deliller ve duruşmalarda diğer sanıkların aleyhe beyanları üzerine soruşturma yürütüldüğünü hatırlattı. Seçen, bu soruşturmanın tamamen yürürlükte bulunan mevzuata uygun olarak, kanunların verdiği görev ve yetki çerçevesinde sonlandırıldığını ifade etti.