Bu olayın kendi bakanlığı döneminde yaşanması halinde o savcının bir dakika bile görevinde kalamayacağını aktaran Şeker, “Derhal HSYK’yı ve müfettişleri gönderirdim. Bu insan bırak adalet adamı olmasını, demokrasiye aykırı davranan, demokrasiyi katleden bir zihniyete sahip. Ne demek, 500 bin kişiyi gözaltına alırım, 12 Eylül gibi yaparım? O zaman 12 Eylül’ü yapanları niye suçluyorsunuz? Siz sivil ihtilal mi yapmaya çalışıyorsunuz? Hangi yetkiyle 500 bin kişiyi gözaltına alıyorsun? Hangi nedenle?” diye sordu. Şeker, baskı altına alınmaya çalışılan hakim ve savcılara seslenerek, “Kimsenin emir eri olmayın.” diye konuştu.
‘İRAN AJANLARININ DEVLETE SIZDIĞINA DAİR TESPİTLER VAR’
Türk vatandaşları arasında hiç kimsenin ayrıcalık hakkı olmadığını, buna Başbakan'ın çocuklarının da dahil olduğunu ifade eden Şakir Şeker, “Hiç kimseyi aptal yerine koymasınlar. Ben 40 yıl avukatlık yaptım, çok iyi bir ceza avukatıyım. Şimdi burada yapılanların hukukla uzak yakın bir alakası yok. Bu bir intikam duygusudur. Birincisi, yolsuzluk ve hırsızlıkların üstünün kapatılması icraatıdır. İkincisi İran ajanlarının ortaya konulmaması, kapatılmasıdır, çünkü o konuda bu araştırmayı yapanların çok ciddi iddiaları vardır. Bunu kapatamazsınız, tespitler vardır. Devletin içine kadar İran ajanlarının sızdığı iddiaları vardır. Tevhit Selam örgütünün işlediği suçlar bellidir. Yargıtay’ın bu örgütle ilgili verdiği kararlar bellidir. Polisin yaptığı dünya kadar araştırmaların sonuçları bellidir. Ben buradan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı’na söylüyorum, nasıl vicdanın elverdi de o dosyayı kapattın? Açılmayacak mı zannediyorsun? Açılacaktır. Değerli hakim ve savcılarımızı, hiç kimsenin emir eri olarak görmemelerini istiyorum.” diye konuştu.
‘DEVLETTE RESMÎ BELGE KAYBOLMAZ, YARGILANACAKLAR’
Bugün yaşananları hukuksuz ve kanundışı olarak değerlendiren Şakir Şeker, devlette resmî belgenin asla kaybolmayacağını ve günü geldiğinde bugünkü hukuksuzluğa imza atan herkesin yargının karşısında hesap vereceğini söyledi. Şeker, “Sayın Süleyman Demirel’in çek enteresan bir sözü var. Der ki, ‘Devlette resmî belge asla kaybolmaz.’ Ben de o değerlendirmeye aynen katılıyorum. Eğer birileri bu resmî belgelerin kaybolacağını zannediyorsa sadece kendisini aldatır. Sayın Başbakan'ın ben siyaseti bildiğine bile inanmıyorum. Eğer bilse bu davranışların sahibi olmaz. Siyaset, mesleklerin içinde en vefasız meslektir. Bugün sana köle olanlar, yarın Allah’ın selamını bile senden esirgerler. Bu değişmez bir kuraldır. 'Düşenin dostu olmaz' sözü, siyasete birebir uyan bir iştir. Sayın Başbakan, bir gün senin de görev süren bitecek. İster cumhurbaşkanı ol, ister olma. Bittiği gün seninle ilgili bilgisi olan herkes kuyruğa girecektir, senden hesap sormak için kuyruğa girecektir. Bunun hesapları, yanlışı yapan herkesten sorulur.” dedi.
‘BAŞBAKAN EN BÜYÜK KÖTÜLÜĞÜ ÇOCUKLARINA YAPIYOR’
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, en büyük kötülüğü kendi çocuklarına yaptığını iddia eden Adalet eski Bakanı Şeker, “Sayın Başbakan, şu anda en büyük kötülüğü kendi çocuklarına yapıyor ne yazık ki. Neden biliyor musunuz? Bu görevler bittiği gün onun çocukları adına üzülüyorum, o çocuklar Karun kadar zengin bile olsalar sokakta 100 metre yürüyemeyeceklerdir. Bunu adı gibi bilsin. Neden yürüyemeyecekler? Başbakan’ın karşısına aldığı yüzde 50, kendi tabirine göre var ya yüzde 50, yüzde 50’nin yüzde 35’i Başbakan'dan daha eğitimli, daha bilgili, daha kültürlü, olayları daha iyi değerlendiren insanlardır. Bunlar asla unutmazlar. Bunlar asla çekinmezler Sayın Başbakan. Düştüğün gün çocuklarının bu ülkede yaşamasını, yaşama ortamını yok ediyorsun. En büyük kötülüğü onlara yapıyorsun. Hiçbir servet, hiçbir mal varlığı senin çocuklarına huzur ve rahat sağlayamaz. Sokakta yürümelerine sebep olmaz. Onun için onları şimdiden mahkum ediyorsun. Kendi çocuklarına acı diye bir ikazda bulunuyorum. Bugün işlenen suçlar, kesinlikle insanların karşısına çıkacak. Sayın Başbakan'ın Anayasa'yı her gün ihlâl ettiği konusunda hiçbir şüphem yok.” diye konuştu.
BAKAN ZEYBEKCİ'YE: ANAYASAL SUÇ İŞLEMİŞ OLURSUNUZ
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci’nin, önceki gün verdiği demeçte, "Türkiye’de bundan sonra başbakanlık olmaz." şeklindeki sözüne de tepki gösteren Şakir Şeker, “Anayasa değişmeden bu olmaz. Anayasa değişmeden bunları söylerseniz, anayasal suç işlemiş olursunuz. Cumhurbaşkanı'nın Anayasa'ya göre yetkileri bellidir. Bakanlar Kurulu’nu toplantıya çağırabilirsin, onlardan bilgi alabilirsin, tavsiyelerin olabilir ama icra adamı değilsin. İcrayı başbakanlar yapar, Bakanlar Kurulu yapar. Sen onları yok sayamazsın ama ne yazık ki Nihat Zeybekci diye bir bakan arkadaşımız demeç vermiş, ‘Sistem değişiyor.’ diyor, ‘Sistemde artık başbakana gerek kalmıyor.’ diyor.” diye konuştu.
'HAKİM VE SAVCIYI TEHDİT ETMEYE HİÇBİR MAKAMIN HAKKI YOKTUR'
Son günlerde hükümete yakın internet siteleri ve Twitter hesaplarında bazı hakim, savcı, gazeteci ve polis müdürleri hakkında isimleri verilerek, “gözaltına alınacaklar, tutuklanacaklar” şeklinde yayınlar yapıldığını hatırlatan Şeker, “Bu bir tehdittir. Hukuk devletinde yeri yoktur. Bu ülkede hakim ve savcıyı tehdit etmeye, hiçbir makamın hakkı yoktur. Eğer yargıda hakim, savcı suç işliyorsa onları cezalandıracak olan da yargıdır. Bir başkası değildir. Başbakan değildir, bakan değildir. Eğer bir suç varsa onu bildirirsiniz, o hakim ve savcı da olsa usulüne göre, o usul içinde yargılanır, suç işlediyse ceza alır. Öyle ceza alan çok hakim, savcı var bu ülkede ama yolu bellidir. Birileri itham etti diye, birileri emir verdi diye hiçbir hakim, savcı hakkında kimse işlem yapmaz.” dedi.