Savcının pes dedirten talimatı HSYK'ya taşındı

Hizmet Hareketi'ni bitirme eylem planının uygulaması olan ve savcılık tarafından Emniyet'e gönderilen talimat yazısı, HSYK'ya şikayet edildi.

Savcının pes dedirten talimatı HSYK'ya taşındı

 Eski İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin'in soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdığı eylem planı, kamuoyuna yansıdığı kadarıyla darbe döneminde ‘irticayla mücadele' adı altında yürütülen çalışmaları andırıyordu. Toplumun takip edilip fişlenmesini, Hizmet Hareketi'nin siyasi cinayetlerle ilişkilendirilmesini ve silahlı terör örgütü kapsamına sokulmasını, ayrıca devletin bütün kurumlarının harekete geçirilmesini içeriyordu. Ankara SavcıSerdar Coşkun tarafından Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) Daire Başkanlığı'na yazılan talimat ise birebir örtüşen içeriğiyle bu planın uygulamaya konulduğunu gün ışığına çıkarmıştı.

Fethullah Gülen Hocaefendi'nin avukatı Nurullah Albayrak, darbe dönemlerini hatırlatan savcılık talimatını HSYK'ya taşıdı. Coşkun tarafından yürütülen soruşturmanın açıkça hukuka aykırı olduğunu belirten Albayrak, soruşturma kapsamında yazılan talimatın Türk Ceza Kanunu (TCK), Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) ve Anayasa'nın ilgili hükümlerine aykırı olduğunun altını çizdi. HSYK'ya verilen şikayet dilekçesinde Fethullah Gülen Hocaefendi hakkındaki soruşturmanın 5. yargı paketi olarak bilinen torba yasadaki değişikliğe göre yapılması gerektiği vurgulandı. Yani soruşturmanın ‘emare, olgu, makul' gibi değerlendirmelerle değil ‘somut delil ve kuvvetli şüphe' ile açılması gerektiği hatırlatıldı. Paketteki bir diğer değişiklikle soruşturma dosyasının taraflara verilmesi zorunluluğu getirilmesine karşın soruşturmanın gizli yürütüldüğü ve avukatların haberdar olmasının engellendiği kaydedildi. Şikayette, Savcı Coşkun hakkında disiplin ve suç soruşturması başlatılması da talep edildi.

SORUŞTURMA GİZLENİYOR

Ankara Savcısı Serdar Coşkun'un KOM'a talimatını medyadan öğrenen Hocaefendi'nin avukatı Albayrak, skandal talebin hukuka aykırı olduğunu ve geri alınmasını istemişti. Albayrak, müvekkili hakkındaki soruşturma dosyasının bir örneğini de talep etmişti. Ancak Coşkun, soruşturma dosyasını vermeyi reddederken talebin hukuka uygun olduğunu savundu. Bunun üzerine HSYK'ya şikayette bulunan Albayrak, soruşturmanın kendilerinden gizlendiğini de detaylarıyla belirtti.

Albayrak, CMK'da yapılan değişiklikle soruşturma aşamasında dosyada yer alan belgelerin tamamının alınabileceğinin yasal düzenleme ile taahhüt altına alınmış olmasına rağmen kendilerine dosya kapsamıyla ilgili bilgi verilmediğini aktardı. Şikayet başvurusunda, soruşturma açılması için somut delil vurgusu yapıldı: “Yasada somut delil ve kuvvetli şüphenin varlığı durumunda soruşturma işlemlerinin yapılacağının belirtilmesine rağmen, medyaya yansıdığı şekli ile hiçbir somut bilgi ve belgeye dayanmadığı anlaşılan bir soruşturma kapsamında binlerce insanı, şirketi, işadamını, eğitim kurumunu terör şüphelisi şeklinde göstermek suretiyle araştırma yapılması hukuken doğru değildir."

Bu, fişleme faaliyeti

Dilekçede, Memurlar Kanunu’na göre kamu görevlileri hakkında yapılan ihbarların işleme konulması için kişi ve olay belirtilmesi gerektiği hatırlatıldı. İddiaların ciddi veya şüpheye mahal vermeyecek belgelere dayanması gerektiği de vurgulandı. Buna rağmen savcılık talebinde kamu görevlileri de dahil olmak üzere binlerce kişinin araştırılmasının istendiğine dikkat çekildi ve eklendi: “Kimin nerede, kimlerle, hangi suçu işlediği belirtilmeden, Anayasa’yı ihlal dahil neredeyse TCK’da yazılan bütün suçlar sayılarak araştırma yapılmasının istenmesi doğru değildir.” Herhangi bir suç faaliyeti içinde olmayan veya suç faaliyeti içinde olduğu yönünde somut delil bulunmayan kişilerin kimliklerinin hakim kararı olmadan tespitinin istenmesinin de fişleme olacağı ifade edildi.

Okul açmak suç mu?

HSYK'ya başvuruda, savcılığın bazı işlemleri suç unsuru gibi gösterdiğine değinilerek şöyle denildi: "Bir kişi ya da şirket tarafından internet sitesi açmak, basın yayın organı, gazete, haber ajansı, televizyon veya radyo işletmek bu yayın organlarında Anayasa'da korunan ifade özgürlüğünün sınırları içinde farklı düşünceleri açıklamak suç değildir. Aynı şekilde, Milli Eğitim Bakanlığı'na ve YÖK'e bağlı olarak çalışan, ilk, orta, lise, üniversite dershane ve yurt açmak gibi eğitim faaliyetleri ile YÖK'ün, Emniyet Genel Müdürlüğü'nün veya MEB'in açtığı bir sınavı kazanarak yurtdışına çıkmak suç değildir. Yine, Hizmet Hareketi olarak bilinen camiayı destekleyen kişilerin, şirket, vakıf, dernek, birlik, holding, banka, mağaza zincirleri işletmesi, arsa ve emlak işi yapması, yurtdışında okul açması, yurtdışında yatırım yapması, suç faaliyeti olarak kabul edilemez. Oysa savcılık yazısında bu ve benzer faaliyetler birer kriminal faaliyet olarak gösterilmiş, bu tür faaliyetlerin usulsüz bir şekilde yapıldığı varsayılmış ve bu tür faaliyetlerde bulunanların tespit edilmesi istenmiştir."

Suç olan emri uygulamak da suçtur

Zaman'ın haberine göre, şikayette, verilen emrin suç olduğu hatırlatılarak, Anayasa 137. maddesi ile Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu’nun 2. maddesindeki, “Konusu suç teşkil eden emir hiçbir suretle yerine getirilemez ve bu emri yerine getiren sorumluluktan kurtulamaz.” hükmüne de vurgu yapıldı. Savcı Coşkun’un, bu emirle görev ve yetkilerinin hukuki sınırları aştığı, verilen bu emirle tarafsızlığını yitirdiği ve TCK’da tanımlanan görevi kötüye kullanma suçu işlediği belirtildi. Ardından şu talepler sıralandı: “Dosyanın tarafsızlığını kaybetmiş adı geçen savcıdan alınarak hukuka uygun şekilde yürütecek başka bir savcıya verilmesi, adı geçen savcı hakkında disiplin soruşturması başlatılması ve mevzuatta eylemine karşılık gelen disiplin cezaları ile cezalandırılması, savcı hakkında suç soruşturması başlatılarak eylemlerinden dolayı yargılanmasının sağlanması...”


<< Önceki Haber Savcının pes dedirten talimatı HSYK'ya taşındı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER