Sayısal anlamda dünyanın en büyük ordularından birine sahip olan
Türkiye,
mühimmat ve
silah teknolojisinde dışa bağımlı. Son yıllardaki ilerlemelere rağmen hâlâ
yerli üretim yok denecek kadar az. Bu durumunmuhtelif gerekçeleri var. Fakat siyasi iradenin, Cumhurbaşkanı'nın
yerli üretimi
teşvik edici açıklamalar yapması, bunları hükümetin programına koyması yetmiyor. Bürokraside işler hala başka türlü dönüyor. İki günlük haber analizimizde, yaşanan skandalları ve yanlışlarımasaya yatıracağız.
İHMALLER GÖRÜLDÜ
Türkiye, 1980'li yıllardan bu yana
terörlemücadele ediyor. Yaygın kanı, terörün kökünün kısa sürede kazınacağı ve ülkenin hızla kalkınacağı yönündeydi. Fakat beklentilerin aksine, terör bitmediği gibi son yıllarda çok şehit verdik. Eskiden TSK ve askerle ilgili konular tabu sayıldığı için pek konuşulamazdı. Fakat 2000'li yılların başından itibaren gerek medyadaki çokseslilik, gerekse de siyasi iktidarın tutumu nedeniyle terörle mücadeledeki başarısızlık ve istihbaratı alınmasına rağmen önlenemeyen baskınlar sorgulanmaya başlandı. Özellikle
Aktütün,
Hantepe ve
Çukurca gibi travmatik saldırılardan sonra basına sızan bilgi ve belgeler
ihmalleri net olarak ortaya koydu.
SIFIR ZAYİATLA MAKSİMUM BAŞARI
İhmalin bir boyutu ise yıllardır ihmal edilen/ertelenen yerli sanayi. Çünkü
savunma sanayi terörle mücadeledeki başarıyla yakından ilgili.Mesela son dönemde yapılan operasyonlarda
örgüt ciddi zayiat verdi; bu operasyonlarda sığınak delicimühimmat kullanıldı.Ayrıca mayına dayanıklı zırhlı taşıyıcı araçlar, İHA'lar ve
haberleşme teknolojilerinin yeni imkanları kullanıldı.
Sıfır zayiatla maksimum başarı elde edildi. Özetle
savunma sanayi, milli güvenlikle ilgili önemli bir konu. NitekimKıbrıs BarışHarekâtı sonrası yaşanan silah ambargosu nedeniyle Türkiye kendi savunma sanayisini geliştirmek için adım attı. 1975'te ASELSAN, 1982'de
HAVELSAN, 1984'te
TUSAŞ ve 1988'de ROKETSAN kuruldu.
ASELAN, TUSAŞ,HAVELSAN ve ROKETSAN, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni Güçlendirme Vakfı (TSKGV) çatısı altında toplandı. Bunların yanında OTOKAR, Nural, Yonca gibi belli başlı şirketlerde bu sahada boy gösteriyorlar. Bununla birlikte son yıllarda, bahse konu şirketlerin yetenekleri de dikkate alınarak, “yerli savunma sanayini” geliştirmek maksadıyla; Milli Tank Projesi (ALTAY), Taarruz ve Taktik Keşif
Helikopteri (
ATAK) Projesi, İHA Projeleri, Karakol Gemisi (
MİLGEM) Tedariki ve FIRTINA gibi “milli” projeler başlattı. Ancak bu “milli” projeler incelendiğinde,
milli tankın motorunun yerli olmadığı görülüyor.
ATAK'IN MOTORU ABD'DEN
Henüz hangi ülkeden alınacağına karar verilmedi ama sonuçta
ithal olacak. ATAK Helikopteri'nin motorunun ABD'den, milli geminin ana
tahrik sistemininAlmanya'dan, Kundağı Motorlu Obüs motorunun ise yine Almanya'dan ve Ataletsel Seyrüsefer Sistemi'nin de ABD'den tedarik edildiği malum. Tamamen yerli olması hedeflenen İHA'lar ilgili çalışmalar ise henüz tamamlanamadı. Özetle, “milli” projelerde, projelerin en kritik kısımları yerli olarak üretilememekte.
AK PARTİ PROGRAMINA KOYDU AMA...
Önceki hükümetlerin aksine, savunma sanayine özel önem veren
AK Parti, bunu hükümet programına da koydu. Nitekim son hükümet programında; “Savunma sanayinde bugüne kadar önemli bir aşama kaydedildiği, savunma sanayinde yürütülen projelerle 2023'te kendi milli tüfeğini, topunu, tankını, helikopterini, uçağını, insansız hava araçlarını, uydularını tasarlayan, üreten ve
ihraç eden bir Türkiye'nin hedeflendiğini, özel sektörün teşvik edileceğini, müteşebbislerimizin önünü açacak politikaların uygulanmasına devam edileceği, bunun için; makroekonomik istikrarın sürdürülmesinin yanında ekonominin dış etkenlere karşı dayanaklılığının artırılacağına” açıkça yer aldı. Ayrıca
Başbakan Erdoğan da Gölbaşı'nın yerli savunma sanayinin merkezi olacağını, Cumhurbaşkanı Gül de yerli savaş uçağı üretimi için
Sivas ve Yozgat'ın seçildiğini açıkladı. Yine, büyük bir kısmı yerli olan TCG Heybeliada gemisi İstanbul'da devlet erkanının tam kadro katıldığı bir törenle denize indirildi. Bu açık bir mesajdı. Buraya kadar her şey normal. Fakat gelin görün ki
uygulama çok farklı örnekler içeriyor.
YERLİ ÜRETİME KAPALI İHALE
İşte ‘Bu ne perhiz bu ne
lahana turşusu' dedirtecek bir örnek. TURAÇ Dış
Ticaret Limited Şirketi, İtalya'dan satın alınanmakina ve ekipman ile “Her Çapta
Tabanca Fişeği Üretilmesi” için MSB'ye kuruluş izni başvurusunda bulundu.
MSB'nin değerlendirme sonucunda
Müsteşar Yardımcısı Hava Pilot
Tümgeneral Nihat Kökmen
imzasıyla; “İzin talebinde bulunulan konuda ülkemizdeki kabiliyet ve kapasitesinin yeterli olması ve yürürlükteki mevzuat gereğince söz konusumühimmatın üretim ve satışına yönelik olarak Makine Kimya Endüstrisi Kurumu (
MKEK) yetkilendirilmiş olması dikkate alınarak, söz konusu talep uygun bulunmamıştır” şeklinde bir
cevap verilerek,
firmanın talebi 27
Nisan 2011'de reddedildi. MSB'ninyazısı, firma ile birlikte
Genelkurmay Lojistik Başkanlığı ileMKEK'ye de gönderildi. Yani işsizliğe çözüm olacak, savunma sanayine katkı sağlayacak bir işletmenin kurulmasına izin çıkmamış oldu.
ÇELİŞKİLER VE SORULAR
Buraya kadar her şey normal gözükebilir. Ancak, “ülkemizin kapasitesi ve kabiliyeti yeterli” denilerek reddedilen başvurudan sonra 2
Ağustos 2011'de, MKEK tarafından 5milyon adet tabanca fişeği tedariki maksadıyla “sadece
yabancı firmaların katılabileceği” bir
ihale açıldı. Söz konusu ihaleye
teklif verme süresi ise
Ekim 2011 ayı olarak açıklandı. Hem, tabanca üretiminde kabiliyet ve kapasite yeter deyip yeni şirket kurulmasını engelleyeceksin hem MKEK bu iş için yeterli diyeceksin hem de sadece yabancı şirketlerin girebileceği bir ihale açacaksınız! Nereden baksanız tartışmalı bir durumun olduğu ortada.
Hükümet yerli savunma sanayinin gelişimini sağlamaya çalışırkenMSB tam tersi uygulamaya imza atıyor. Bu durumda çok sayıda soru akla geliyor.
Savunma sanayisinin geliştirilmesinden 3238 Sayılı Kanun gereği MSB Savunma
Sanayi Müsteşarlığı sorumlu iken, neden MSB Müsteşarlığı'na bağlı bir Müsteşar Yardımcılığı tarafından bu türden talepler değerlendirilmekte sorusu haklı bir soru. Tabanca fişeği üretimine izin vermeyen zihniyet,
modern mühimmatın üretimine nasıl izin verebilir, tank ve
uçak motoru vs. yerli olarak nasıl geliştirilebilir?