8
Kasım'da yapılacak, 'İhanet Açılımlarına hayır! Millete birlik, vatana bütünlük mitingi'ne
İzmir'deki Şehit Aileleri Derneği'nin de katılacağı öne sürülmüştü. İzmir Şehit Aileleri Derneği Başkanı Nurettin Yeşilbağ bu haberleri yalanladı. "Midemi bulandıran bazı şeyler var." diyen Yeşilbağ, mitinge katılmayacaklarını açıkladı. '
Ulusal Kanal ve
İşçi Partisi'nin güdümündeki bu eylemde yer alamayacaklarını belirten Yeşilbağ, hukuk içinde, akan kanın durdurulmasına karşı olmadıklarını ifade etti.
'
Cumhuriyet İçin Güçbirliği' adı altında toplanan 30'a yakın
sivil toplum kuruluşu, 8 Kasım 2009'da
Gündoğdu Meydanı'nda Cumhuriyet mitinglerini andırır bir organizasyon yapacaklarını duyurmuştu.
Organizasyonu İzmir Barosu, İzmir Tabip Odası, İzmir Eczacılar Odası, İşçi Partisi, Emekli Subay Eşleri Derneği, İzmir Şehit Aileleri Derneği gibi kuruluşların üstlendiği ilan edildi. Ancak, Şehit Aileleri Derneği, toplantılarda gündeme getirilmeyen konuların basın bültenine konulduğunu görünce organizasyondan çekildi. Şehit Aileleri Derneği Başkanı Yeşilbağ, 'basın açıklamasını kabul etmelerinin mümkün olmadığını' ifade ederek, "Aniden çıkan bu açıklama midemizi bulandırdı." dedi.
Siyasi olmayan hemşehri dernekleriyle miting yapacaklarını vurgulayan Yeşilbağ, İzmir Barosu'na olan tepkisini şu sözlerle dile getirdi: "İzmir Barosu'ndan bugüne kadar bir
avukat ya da başkanı gelip de, 'Siz bu ülkede yaşama hakkı
gasp edilmiş olanların temsilcilerisiniz. Biz sizin için ne yapabiliriz?' demedi. İmralı'ya bir gecede 17 avukat İzmir'den hareket ederken
şehit ailelerine bir tane bile gelmedi.
Ulusal Kanal ve İşçi Partisi'nin güdümündeki bu eyleme katılmayacağız."
Yeşilbağ, demokratik hakların genişletilmesiyle, 'hukuk içinde ve kanunlara bağlı kalınarak kanın durdurulmasına karşı olmadıklarını' açıkladı. Yeşilbağ, söz konusu basın açıklamasında, toplantıda konuşulan demokratik
açılımın dışında çok farklı ifadeler yer aldığına dikkat çekerek şunları söyledi: "
Basın açıklamasında ise
Ermeni soykırımı,
Kıbrıs açılımı gibi üzerimize vazife olmayan konular ele alınmış. Bu ülkenin
Cumhurbaşkanlığı ve
Başbakanlık makamlarındaki kişiler sembolleştirilerek karşı duruş yapılmış. Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan'a ve makamlarına karşı değilim. Onlar da bu ülkenin vatandaşı. Siyasete bugüne kadar girmedik. Biz
siyaset üstüyüz. Herhangi bir siyasi kurumun yan kurumu değiliz."