Birinci Dünya Harbinde
Ermeni Çetelerin Mezalimine Uğramış Mağdurlar Derneği Başkanı Törehan
Serdar,
Bitlis'in Mutki ilçesine giden yol üzerindeki Karçınbaşı mevkiinde bir dere içerisinde pusuya düşürülen 387 askerin şehit edildiği yerde bir
anıtmezar yapılması için Genel
kurmay Başkanlığı'na başvurduklarını ama kayıtlarda bu kişilere rastlanılmadığını öğrendiklerini söyledi.
Şehitleri bu bölgede gömen bir gazinin hatıra
defterindeki notlardan yola çıkarak çalışma başlattıklarını anlatan Serdar, "Edindiğimiz bilgilere göre şehitlerden 218'i tek tek, 169'u da toplu olarak gömülmüş.
Gazimiz, not defterinde şehitlerimizin burada pusuya düşürülerek katledildikleri yazıyor. Biz bu defteri Genel Kurmay Başkanlığına gönderdik. Burada şehitlerimiz için bu alanın çevresini kapatıp anıt yapılmasını istedik. Ancak bize genel Kurmay Başkanlığından ilginç bir
cevap geldi. Biz burası için bir ön çalışma yaptık. 2002 yılında burada bir kazı yaptık. Bir şehidimizin objesini alarak
DNA testi için Haccettepe Üniversitesi'ne gönderdik. Ve burada bulunan şehitleri tam olarak ispatladık. Bize gelen raporu ve gazimizin hatıra defterini Genel Kurmay Başkanlığı'na gönderdik. Gelen cevapta hatıra defterinde
Mustafa Kemal Atatürk için 'Gazi' unvanı kullanıldığını, oysaki Gazilik unvanı çok sonra verildiği belirtilmiş. Burada kullanılan 'Gazi' kelimesi, savaşa katılan ve savaştan sağ çıkan herkese bölgede gazi lakabı verildiği için konulmuştur." dedi.
Serdar, "Gelen cevapta, (Bitlis çevresinde 5. Piyade Tümenine bağlı 13, 14 ve 15'nci alayların Mutki bölgesinde Ruslarla yaptığı muharebelerde şehitler verdiği bilgisi kayıtlarımızda mevcuttur. Ancak söz konusu hatıratta anlatıldığı gibi 387 kişilik bir taburun şehit olduğu bilgisi kayıtlarımızda mevcut değildir. Mevcut olmadığı için de burada
şehitlik yapılması mümkün değildir.) denilmiştir. Bunların kayıtlarda olmaması normal.
Genelkurmay Başkanlığı'nın kayıtlarında bu şehitlerimizin olmamasını normal karşılıyoruz. Ancak kayıtlarda yok diye bu şehitlerimizi yok sayamayız. Yani bu şehitlerimizi kabul etmeyecek miyiz?." diye konuştu.
Törehan Serdar, "Bunu yakın bölgede bulunan köylülerimiz bizzat gömmüşler. Hatta gömenlerin çocukları halen yaşıyorlar. Gömenlerden yaşayanlar ve bizzat olayı yaşayanlar var. Halkımız 93 yıldır burasının şehitlik olduğunu biliyor. Bu nedenle buraya gelip ziyaret ederek fatiha okuyanlar var. Yaptığımız kazılarda da o dönemlere ait birçok mermi kovanları, silahlara ait parçalar ve askeri malzemeler bulduk. Bunlar burada kanlı bir çatışmanın da örnekleridir. Genel Kurmay Başkanlığının kayıtlarında yok diye biz buradaki 387 şehidimizi unutacak değiliz. Bizim tek dileğimiz devlet büyüklerinin burada daha kapsamlı bir araştırma yapması yönündedir. 93 yıldır
mağdur olan 387 şehidimizin hak ettiği değerin kendilerine iade edilmesidir. Çünkü burada unutulmuş gitmiş. Sadece bir levha mevcut. Onun dışında başka bir şey de yok. Valilik olarak buraya
destek veriliyor.
Genelkurmay Başkanlığı yapmasa bile biz burada kendi imkânlarımızla da olsa bir anıt dikeceğiz" şeklinde konuştu.
Açıklamalarının ardından bölgedeki şehitlik mezarlarını gösteren Serdar, bölgede bulunan ve 1913 yılında imal edilmiş bir mermi kovanını da göstererek, "İşte bunlar o dönemin en büyük kanıtlarıdır" ifadesini kullandı.
CİHAN