Teğmen
Gökhan Yaşartürk bir tim komutanıydı. Teröristlerin
Küpeli Dağı bölgesine yerleşmelerini engellemek için çabalıyordu. 2005 yılında
şüpheli bir şeklide şehit oldu.
Aslında yedek
subaylar bu tür kritik timlerde görevlendirilmiyordu. Yaşartürk de kışlada
ihale işlerine bakıyordu. Ancak bir süre sonra, 8 köy
korucusundan oluşan "zıpkın timi komutanı" olarak araziye çıkarıldı.
Pusu faaliyeti sırasında mevzileri
kontrol eden Teğmen Yaşartürk, iddiaya göre koruculardan birinin kurşunlarına
hedef oldu.
Korucu Mehmet Ali Erbey,
teğmen'i "
terörist zannettim, vurdum" dedi. Olayın ardından Askeri savcılık'ın başlattığı soruşturmada ilginç bir gelişme yaşandı.
Olay yerinde yapılan incelemede Erbey'in ateş ettiği mevziden 10 adet kovan toplandı. Kriminal incelemeye alındı. Teğmen'in şehit edilmesini bir korucu üstlenmişti, ne var ki kovanlar, 8 korucunun hiçbirinin silahına uymadı. Konuyla ilgili açılan davadan da hiçbir sonuç alınamadı. Askeri yargıdan bir sonuç alamayan Baba Ahmet Yaşartürk, 2008 yılında
sivil savcılığa başvurdu.
Mermi kovanlarına bir de
emniyet kriminal baktı. Ve çarpıcı bir bilgiye ulaşıldı. Teğmeni şehit eden silahın, 2006'da Şırnak'ta bir astsubayın
Onbaşı Ersin Utlu'yu kazara şehit ettiği olayda da kullandığı tespit edildi. İddiaya göre ayrıca sabıkalı silah,
İstanbul Hasdal'daki 23'ncü Motorlu Piyade Tümen Komutanlığı envanterine kayıtlıydı. Şehit teğmenin ailesi şimdi oğullarının kazayla öldürülmediğini, olayın planlı bir
cinayet olduğunu iddia ediyor.