Ergenekon savcılarına gönderilen
ihbar mektubunda
Dağlıca ve
Aktütün baskınlarıyla ilgili çarpıcı ifadeler yer alıyor. Subay, her iki olay için de cuntacıları suçluyor. Bu ifadeler şehit yakınlarını bir kez daha yıktı.
Dağlıca'da şehit olan
Uzman Çavuş
Selçuk Gürdal'ın
ikiz kardeşi
Celalettin Gürdal,
mektuptaki ifadeleri gazetelerden okuduklarında lokmaların boğazlarına düğümlendiğini belirtiyor. Olayın aydınlığa kavuşturulması için iki yıldır mücadele ettiklerini ancak sonuç alamadıklarını vurguluyor. Bu durumun kuşkularını daha da artırdığını dile getiriyor. Gürdal, baskının olduğu sırada görevli olan tüm askerî yetkililer hakkında tekrar
dava açacağını kaydediyor. Aktütün baskınında şehit olan Jandarma Komando Çavuş
İlhan Küçüksolak'ın
babası Kemal Küçüksolak da ihbar mektubundaki ifadelerin 'tüyler ürpetici' olduğunu anlatıyor. Küçüksolak, baskında şehit olan askerlerin aileleriyle bir araya gelerek konunun aydınlatılması için hukuk mücadelesi vermeyi planlıyor.
'Eylem Planı'nın orijinal metnini Ergenekon savcılarına gönderen
subay, ihbar mektubunda Aktütün ve Dağlıca baskınları ile ilgili bilgiler verdi. "Bizzat olayların içerisinde (Aktütün'de, Dağlıca'da, Poyrazköy'de, Çukurca'da ve dahi birçok yerde) olduğumuz için gerçekler tarafımızdan tüm çıplaklığıyla biliniyor." diyen subay, cuntanın bu olaylarla bağlantılı olduğunu ileri sürdü. Subay,
terör örgütü PKK'ya
yardım, uyuşturucu, suikast ve örtülü operasyonlardan da bahsetti. Bu sözler baskında şehit olan askerlerin ailelerini şoke etti. Dağlıca baskınında büyük
ihmallerin olduğunu düşünen şehit Uzman Çavuş Selçuk Gürdal'ın ikiz kardeşi Celalettin Gürdal, olayın arka planının aydınlatılması için uzun süredir hukuk mücadelesi veriyor. Gürdal yeni gelişmeyle birlikte mücadelesine tekrar kaldığı yerden devam edeceğini vurguluyor.
Aktütün Karakolu baskınında şehit olan er Çağlar Mengü'nün babası Azimet Mengü, ihbar mektubundaki subayın ifadelerinin dehşet verici olduğunu belirtiyor. Baskınla ilgili başından beri şüphelerinin olduğunu anlatan Mengü, artık kuşkuların netlik kazandığını aktarıyor. Aktütün ve Dağlıca karakollarına yapılan baskında ihmali olanlara hakkını
helal etmediğini belirten acılı baba, ihbar mektubunun ardından diğer ailelerle birlikte hukuk mücadelesi verebileceklerini kaydediyor. Dağlıca baskınında şehit olan Piyade Astsubay Soner Özübek'in babası Tuncer Özübek ise ihbar mektubunu yeni öğrenmiş. Subayın ifadelerinin ihmal düşüncelerini doğruladığını belirten Özübek, olayı yakından takip edeceğini ve bazı şeyler netlik kazandığında hukuk mücadelesine başlayacağını dile getiriyor.
Teröristlerin 21
Ekim 2007 tarihinde Dağlıca Taburu'na bağlı Keri ve Meri tepelerine yaptığı baskında 12 asker bulundukları mevzide şehit düşmüş, 8 asker
teröristlerin eline düşmüştü. Medyada bu baskın geniş yer almış ve 250-300 kişilik terörist grubun sınırdan nasıl geçtiği uzun süre tartışılmıştı.
Onur Dirik: Hepimizin hatası vardı
21 Ekim 2007'deki Dağlıca baskınından sonra internet sitelerine düşen ve Tabur Komutanı Yarbay
Onur Dirik'e ait olduğu ileri sürülen ses kaydı uzun süre konuşuldu. Video paylaşım sitelerinde hızla yayılan bol küfürlü ses kaydında, baskınla ilgili çarpıcı açıklamalar vardı. Dirik, olayla ilgili kapsamlı bir
soruşturma yapılması halinde kendisi ve üstlerinin görevden alınması gerektiğini şöyle anlatıyordu: "Bizim bu olaydaki (Dağlıca baskını) dehşet hatamızı söylim mi size? Benim, bölük komutanının ve onun kol komutanının, üçümüzün de görevden alınması lazım bu olayda. Ben size doğruyu söylim yani. Eğer bu konuda detaylı bir soruşturma yapılsaydı, suçluyu gerçekten bulma konusunda, ben belki kurtarırdım paçayı. Ama birileri kurtaramazdı.... Demin de söyledim; erden, ordu komutanına kadar ben dahil hatalarımız var. Zaten senin hatan olmasa istismar edemez ki herif! Eylem yapılması mutlaka bir hataya dayanıyor. ZAMAN