Şemdinli davası neden hızla bitti?

Şemdinli'de Umut Kitabevi'ne düzenlenen bombalı saldırı ile ilgili davanın kısa sürede sonuçlanması tartışma konusu oldu.

Şemdinli davası neden hızla bitti?

Bir kesim kararın başka davalarla kıyaslandığında çok çabuk alınmasına tepki gösterirken, hukukçular bu durumun yenilenen kanunlardan kaynaklandığını belirtiyor. Ceza hukukçusu Prof. Dr. Bahri Öztürk, yeni Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK) davaların kısa sürede sonuçlanmasını öngören hükümlere yer verildiğini söylerken Hukuk ve Hayat Derneği Başkanı Nurullah Albayrak, bu yönü ile Şemdinli davasının diğerlerine örnek olması gerektiğini kaydetti. Yargılamanın uzamasının önüne geçmek için iddianamenin iadesini öngören yeni CMK uyarınca, savcının eksiksiz bir iddianame hazırlanması ve davaların tek duruşmada ya da mecburi hallerde birbirini izleyen birkaç duruşmada sonuçlandırılması gerekiyor. Şemdinli davasının sonuçlanması, HSYK’nın iddianamenin sahibi Van Cumhuriyet Savcısı Ferhat Sarıkaya hakkındaki ihraç kararını yeniden gündeme getirdi. İhraç kararının bu şartlar altında yumuşatılabileceği belirtiliyor. Ceza hukukçusu Prof. Dr. Bahri Öztürk, Türkiye’de davaların çok uzun sürmesi dolayısıyla yeni CMK’da iddianamenin iadesi sistemi başta olmak üzere davaların kısa sürede sonuçlanmasını öngören hükümlere yer verildiğini hatırlatıyor. Diğer adil yargılamaya ilişkin ilkelere uyulmuşsa Şemdinli davasının 1,5 ayda sonuçlanmasının yeni CMK’ya uygun olduğunu vurgulayan Öztürk, “Yeni sisteme göre artık duruşmaların aylarca, yıllarca sürmesi tarihe karışmıştır.” dedi. Duruşmaların tek celsede bitirilmesinin hedeflendiğinin altını çizen Öztürk, şu değerlendirmeyi yaptı: “Yeni CMK’da davanın tek celsede ya da peş peşe süren oturumlarla bitirilmesi öngörülmektedir. Daha önce Abdullah Öcalan yargılanırken de bu sistem uygulanmıştır. Ancak bu yapılırken adil yargılama ilkelerine riayet edilmeli. Özellikle de savunma hakkının kısıtlanmamasına özen gösterilmeli. Bunların uygulanması şartıyla ceza yargılamasında normal olan duruşmaların kısa sürede bitirilmesidir.” Hukuk ve Hayat Derneği Genel Başkanı Avukat Nurullah Albayrak da, hukukçular olarak şimdiye kadar davaların uzun sürmesinden ve yargının gecikmesinden şikayet ettiklerini belirterek, Şemdinli davasının kısa sürede sonuçlanmasının diğer davalara da örnek olması gerektiğini kaydetti. Ceza yasalarının AB sürecinde değişikliğe uğradığına işaret eden Albayrak, bu değişikliğin başta gelen gerekçelerinden birinin de davaların uzun sürmesi ve insanların mağdur edilmesi olduğunu aktardı. Albayrak, yargı sürecini kısaltmak amacıyla iddianamenin iadesi sisteminin getirildiğini hatırlatarak, “Yeni sisteme göre savcıların gerekli bütün delilleri toplayıp eksiksiz bir iddianame hazırladıktan sonra dava açması gerekiyor. Böylece mahkeme, delil araştırması için zaman kaybetmeden iddianameyi inceleyip sanık ve tanıkları dinleyerek kısa sürede kararını verebilecek.” dedi. CMK’nın 190. maddesinde davanın tek duruşmada bitirilmesinin ve zorunlu hallerde makul bir süre ara verilebileceğinin öngörüldüğünü belirten Albayrak, bu düzenlemeye göre Şemdinli davasının uzun bile sürdüğünün söylenebileceğini ifade etti. Mahkemenin kararı yapılacak temyiz başvurusu üzerine adam öldürme suçlarına ilişkin davalara bakan Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nde görüşülecek. AB Komisyonu’ndan ‘Şemdinli hiyerarşisi’ işareti AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk’in ardından AB Komisyonu da Şemdinli ‘hiyerarşisinin’ aydınlatılmasını istedi. Komisyon, Şemdinli sanıklarına verilen cezaların cesaretlendirici olduğunu kaydederken, ceza alan askerlerin üstlerinin rolünün de aydınlatılmasını istedi. Genişleme komiseri Olli Rehn’in sözcüsü Krisztina Nagy, adli sürecin hızla sonuçlandırılmasının cesaretlendirici olduğunu belirterek, “Ancak Jandarma görevlilerinin suçlu bulunmakla birlikte temyiz hakları göz önüne alınarak bu kişilerin tabi olduğu hiyerarşinin rol ve mesuliyetine ilişkin soruların da ele alınması mühimdir.” dedi. Nagy, yargı ve devlet yetkililerinin gerekli adımları atacakları konusunda ‘emin’ olduklarını kaydetti. Türkiye’de reform sürecinin yavaşladığı eleştirisini sık sık gündeme getiren Olli Rehn, önceki gün “Kara Kuvvetleri komutanı ile ilgili iddianame hazırlayan bir savcının meslekten ihraç edilmesinden duyduğu endişeyi” dile getirmişti. Selçuk Gültaşlı, Brüksel [MEDYA, DAVA SONUCUNU BÖYLE GÖRDÜ] ‘Karar olumlu; ancak çete konusu aydınlatılamadı’ Susurluk benzetmesi yapılan Şemdinli davasından çıkan kararın yankıları sürüyor. Gazeteler Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını olumlu nitelendirirken, köşe yazarları çete konusunun aydınlatılamamasına vurgu yaptı. SABAH Gazetesi yazarı Ergun Babahan ‘tuhaf’ ifadesiyle nitelediği dava hakkında şunları yazdı: “Şemdinli’deki bombalama olaylarının ardından ‘bu bir çete işidir’ diyen savcıyı meslekten ihraç ediyoruz, arkasından o iddianameyi cımbızla ayıklayıp kalanını aynen kabul ediyoruz, sonra da o iddianameye dayanarak sanıkları mahkum ediyoruz. Peki iddianame mi yanlıştı, savcı mı? Aynı gazetenin yazarı Umur Talu da çete konusunun aydınlatılamadığına vurgu yaptı. Bu konuda Genelkurmay Başkanlığı, TBMM, medya gibi kurumlara görevler düştüğünü anlatan Talu, “Bu ne çetesi? Kim kurdu? Ne için kurdu? Başında kimler var? Başka kimler üye? Benzerleri var mı? Nerelerde örgütlüler? Ne tür faaliyetleri biliniyor? Ucu nereye kadar gidiyor? Bu sorunun cevabını kim verecek? İki astsubayın da mensubu oldukları ‘Jandarma İstihbarat’ mı?” dedi. YENİ ŞAFAK Gazetesi ‘Çete bu kadar küçük müydü?’ manşetiyle çıktı. Gazete iddianame olayının ardından Şemdinli’de yargıya olan güvenin azaldığına dikkat çekilen haberinde, 39 yıllık hapis cezasının kaybolan güveni yeniden tesis ettiğine vurgu yaparak, “Halk şimdi Kaya, İldeniz ve Ateş’in arkasındaki isimlerin cezalandırılmasını istiyor.” ifadelerine yer verdi. Gazetenin başyazarı Fehmi Koru, 4. kuvvet olarak bilinen medyanın, 3. kuvvet olarak bilinen yargının yanında sınıfta kaldığını belirtti. CUMHURİYET Gazetesi ‘Şemdinli kararı tartışmalı’ başlığıyla haberi verdi. Haberde söz konusu kararı Yargıtay’ın bozabileceği iddia edildi. Gazetenin yazarı Oral Çalışlar ise kararı olumlu bularak, mahkemenin, sanıkların çete olduğuna hükmettiğine işaret etti. AKŞAM Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Serdar Turgut da, ‘Şemdinli davasının ardından’ başlıklı yazısında dava sonuçlanınca bazı kesimlerin, AK Parti hükümetinin bu sonucu askerler aleyhine kullanacağı beklentisi içinde olduğuna dikkat çekti. HÜRRİYET Gazetesi, mahkeme kararına eleştirel yaklaştı. Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, TSK’ya göndermede bulunarak, “Umarım bu kadar kısa sürede verilen kararla adalet gerçekten tecelli etmiştir. Yoksa 20 yıldır o bölgede kahramanca savaşan askerlerimize telafisi hiç mümkün olmayan bir iftira atılmış olacaktır.” diye yazdı. Zaman
<< Önceki Haber Şemdinli davası neden hızla bitti? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER