Moskova'da bulunan
koalisyon hükümeti heyetine yemek veren Şensoy, DSP ve ANAP'lı
bakanları yemeğe davet ederken, MHP'li bakanları dışlamıştı. Yeni
Şafak yazarı Hakan
Albayrak bugünkü yazısında Şensoy'u kaleme almış...
Monşer bürokrasisine darbe
Kasım 1999.
Başbakan Ecevit, DSP'li, ANAP'lı ve MHP'li bakan arkadaşıyla beraber Moskova'dadır. Heyete bir otelde
akşam yemeği veren
Türkiye Cumhuriyeti Moskova Büyükelçisi, MHP'li bakanları davetten dışlayarak tahkir eder. Skandal basına yansır, ancak koalisyon hükümetinde herhangi bir rahatsızlığa yol açmaz. DSP'liler ve ANAP'lılar MHP'li bakanların tahkir edilmesinde bir fevkaladelik görmezken, MHP'liler de bu rezaleti içlerinde sindirirler. Moskova Büyükelçisi'nin temsil ettiği 'bürokratik oligarşi'nin tasarrufu karşısında seçilmişlerin boyunları kıldan incedir.
Mustafa Çalık, 11 Kasım 1999 tarihli Ayyıldız gazetesinde, "Moskova Büyükelçimiz
Hükümet Üyesi Bakanlara Ne Demek İstedi?" diye sorar ve şu cevabı verir:
"Demek istedi ki... bürokratik hiyerarşi siyasi hiyerarşinin üzerindedir. Memurlar siyasilerden güçlüdür. /.../ Türkiye'mizde siyasî
iktidar sahibi kadrolar, yani siyasetçiler devlet iktidarının pek azını ve o da ancak nadiren kullanırlar. Devlet iktidarını 'devlet cihazı'nın beşerî aksamını teşkil eden 'devlet bürokrasisi' kullanır. /.../ En başta genel
kurmay ve hariciye bürokrasisi, yani esas itibariyle orgeneraller ve büyükelçiler... Bunun ardından istihbarat organları, yüksek
mahkeme ve
adliye bürokrasisi, mülkiye bürokrasisi ve bazı genel müdürlük ve müsteşarlıkları eklediniz mi devlet bürokrasisinin kabataslak resmini elde etmiş olursunuz. /.../ Moskova Büyükelçisi('nin)... Hükümet'in MHP kanadına mensup bakanlara revâ gördüğü istiskal edici muamelenin arka planında yukarıda çizmeye çalıştığım resmin sakladığı 'asıl gücün' kendini her istediği zaman ve istediği tarzda sergileme refleksi ve alışkanlığı yatıyor. Buna, isterseniz 'asıl gücü' tekelinde tutan unsurların milli iradeyi temsil edenlere karşı öteden beri meraklı oldukları hiçe sayma 'hobi'lerini ve bundan aldıkları hükmetme zevkini de ekleyebilirsiniz."
Şimdi sıkı durun: Dönemin Moskova Büyükelçisi, Nabi Şensoy'dan başkası değildir. ABD Başkanı Obama ile görüşmesine
Dışişleri Bakanı Davutoğlu'nun da katılmasını isteyen Başbakan Erdoğan'ın "Gereğini yapın" talimatını layıkıyla yerine getirmeyerek hükümete 'diplomatik çelme' takan
Washington Büyükelçisi var ya, işte o!
MHP, Moskova hadisesini büyütmemişti. Daha doğrusu, bu hadisenin büyüklüğünü görmezden gelmişti.
AK Parti ise, Washington hadisesi üzerine Nabi Şensoy'u merkeze çekerek, hükümet olmanın gereğini yaptı. Devamını bekleriz.
Hükümet olmak (hele
Ortadoğu ve
Afrika açılımları yapan yenilikçi bir hükümet olmak), 'Siyasetçi bilmez, biz biliriz' diyen (ve Ortadoğu'ya da, Afrika'ya da bir türlü ısınamayan) monşer bürokrasisini temelinden sarsıp Hariciye'deki statükoyu değiştirmekten geçer.
Yeni Şafak