Danıştay binasının güvenliğinden sorumlu
OYAK Güvenlik A. Ş.'nin ve binanın karşısındaki Sıhhiye Orduevi'nin olay gününe ait
kamera görüntülerinin olmadığını bildirmesinin ardından, şimdi de saldırıda
Alparslan Arslan ile organize çalışan kişinin kim olduğu meçhul kaldı.
Alparslan Arslan, saldırıyı öncesinde kızkardeşi Elif Arslan'a ait bir numaraya şifreli
mesajlar atmıştı. Arslan'a
yardım eden ve olayda parmağı olan kişilerin kim olduğunun saptanması için
mahkeme,
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu ve GSM operatörlerine “Bir SİM kartın kopyalanması veya klonlanması suretiyle sistemde aynı anda kullanılması mümkün müdür” diye sormuştu.
KOPYAYLA GERÇEK AYIRT EDİLEMEZ
Konuyla ilgili Turkcell'den mahkemeye ulaşan yazıda, “SİM kartın kopyalanması durumunda her iki sim kartla da aynı anda olmamak koşuluyla görüşme yapılabilir. Bu işlemlerle sim kartın birebir aynısı oluşturulduğundan her iki sim kartla yapılan görüşmelerin toplamı faturalandırma işlemine maruz kalır. Hangi görüşmelerin gerçek, hangilerinin kopyasından gerçekleştiği ayırt edilemez” denildi.
14 KİLİT MESAJ VARDI
Arslan'ın, gönderdiği 14 mesajın aslında kime gittiği meçhul kaldı.
Saldırının 24 saat öncesinde Danıştay'ın önüne gelen Arslan'ın meçhul kişiye; “Yolcuyu görmeli miyim” şeklinde mesaj çektiği, meçhul kişinin de Arslan'a sık sık “Bir eksiğin var mı?”, “Uygun yer mi?” cevabı verdiği ortaya çıkmıştı.
Delillerin peşine düşülmeli
Davayla ilgili son gelişmeyi değerlendiren
emekli DGM savcısı
Mete Göktürk, “Başka bağlantılar araştırılmalı. Elif Arslan'ın ifadesi alınmalı” dedi. Danıştay sanığı Osman Yıldırım'ın avukatı Murat Eken de, “Bu durumda hiçbir
telefon görüşmesini
delil olarak saymayalım. Çünkü başka sanıklar da kalkıp ‘bizim de kartımız kopyalanmış olabilir' şeklinde
savunma yapabilir. Bu mesajlar çok önemli. Mahkeme başka delillerin peşine düşmeli” dedi.