İrfan Sönmez şöyle konuştu: AB perspektifi ve müktesebatıyla ters düşen, Türkiye'yi gelişmiş ülkelerin çok gerisine atacak
düzenlemeler yapılmak isteniyor. Sulh ceza hâkimliklerinin
yetkisinin tüm ülkeyi kapsayacak şekilde genişletilmesi Türkiye'de bir yargı kaosuna sebep olacaktır. Hâkimler arasında bir yetki ve görev karmaşası oluşacaktır. Hâlbuki hukuk, karmaşayı ve keyfîliği ortadan kaldırmak için vardır. Bu şekildeki bir düzenleme, en başta yargı çevresi açısından bir belirsizliğe sebebiyet vereceği için son derece yanlıştır. Dünyanın hiçbir yerinde şüphe ile hukuk bir araya gelmez. Şüphenin mutlaka makul ve maddi delillerle desteklenmesi gerekir. Evrensel hukuk normlarında, ‘şüphe sanığın lehine yorumlanır' diye bir hukuk kaidesi vardır. Burada, şüphenin şahsın aleyhine çevrilmesi söz konusudur ve evrensel kaideler tamamen ters yüz edilmektedir. Bu, daha çok
İsrail gibi ülkelerde uygulanan, Filistinlilerin mallarına el koymak, Filistinlilere zarar vermek,
ekonomik olarak güçsüzleştirmek, etnik arındırma yapabilmek, böylece ülkeyi terk etmelerini temin etmek maksadı olan bir sistemdir. Bu, demokratik ülkelerin hiçbirisinde kabul görmez. Bu, hukukun deliller üzerine değil, şüphe üzerine bina edilmesidir. Siyasetin, hasımlarını bir şüphe üzerine yok ettiği, mallarına el koyduğu Orta Çağ zihniyetinin hortlatılması anlamına gelen bir düzenlemedir. Darbe dönemleri, hukukun olağanüstülüğe feda edildiği, evrensel kabullerin dışına çıkarıldığı dönemlerdir. Şu anda Türkiye'de olağanüstü bir durum da, bunları gerektirecek bir durum da yoktur.