Son
İzmir olayı “
Türkiye’de neler oluyor?” sorusundaki volümü bir miktar daha artırdı.
İtalya’nın Ancona Limanı’ndan
Çeşme’ye gelen Ro-Ro gemisindeki araçta neler yok ki: 16 tabanca, 10 bin 700 adet mermi, 9 bin 750 adet çeşitli
silah aksamı, 35 kasatura ve 2 dürbün. Otonun sahibi Y.O.’nün adres bilgilerini verdiği ev ve işyerleri de
cephanelik çıktı: 46 uzun namlulu
tüfek, 1
piyade tüfeği, 38 tabanca, yaklaşık 29 bin mermi, 22
bıçak, 19 kasatura, 16 bin 867 silah aksamı. Aksamdan 6 bin silah oluşturmak mümkünmüş. Gazilik beratına rağmen
Alman vatandaşlığına geçen gurbetçi Y.Ö.nün
baba evinde de 22 tabanca, 41
av tüfeği, 17 bin 667 mermi ve 7 bin 297 silah aksamı bulundu. Silahlar yivli. Bu tür konvansiyonel silahları ordular savaşta kullanıyor. 30
Nisan 2004 tarihli uluslararası sözleşmeye göre, numaralandırılmaları; nakil ve
satış işlemlerinde ilgili ülkelerden izin alınması şart. Silah ve
mühimmatın nereden alındığı ve nereye götürüldüğü araştırılıyor. TIR taşıyan Ro-Ro’ya otomobil bindirilmesi de tuhaf bir
uygulama.
Gümrük Müsteşarı Bülent Ertem, “Bu kesinlikle basit bir
kaçakçılık olayı değil.” diyor. Gümrük eski Başmüfettişi
Necati Can ise son olayın ardı ardına ortaya çıkarılan diğer cephane evlerle birlikte irdelenmesi gerektiğini söylüyor. 12
Eylül öncesinde de bu yolla ülkeye önemli miktarda silah sokulduğunu hatırlatarak, “İzmir’deki olay da sıradan kaçakçılık değil. Yabancı gizli servislerin parmağı var. Mutlaka üzerine gidilmeli.” diye konuşuyor.
AKSİYON