Şimdi ileri demokrasi zamanı

Reformlara yüzde 58 'evet' diyerek tercihini demokrasi ve özgürlüklerden yana kullanan Türk halkı, siyasîlere 'sivil anayasa' mesajı verdi.

Şimdi ileri demokrasi zamanı

Değişiklik paketini, yeni dönemin kapısının aralanması olarak gören aydınlar, daha fazla demokrasi için ileri adımlar bekliyor. Başta AB olmak üzere dünyadan gelen yorumlar da bu taleplerle örtüşüyor: "Türk halkı demokrasiye oy verdi. Reformlar hız kesmeden devam etmeli." Daha çok demokratik hak ve daha sivil bir yönetim getiren 12 Eylül referandumu, Türkiye için yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Özgürlüklerin çıtasını yükseltme fırsatını iyi kullanan Türkiye, seçmenin yüksek katılımıyla referandum sürecini daha ileri bir demokrasi talebine dönüştürdü. 'Yeni anayasa' talepleri artık daha güçlü dile getiriliyor. Sonuçlar, Avrupa'dan Amerika'ya kadar dünyanın dört bir tarafında da büyük yankı buldu. Uluslararası çevreler, 26 maddelik anayasa paketini 'değişimden ve demokrasiden' yana atılmış önemli bir adım olarak görüyor. Türkiye'de ise aydınlar, sonuçlara saygılı olunmasını ve mesajın doğru algılanmasını istiyor. Sivil toplum kuruluşları, referandumun en önemli sonucunu darbeler döneminin kapanması olarak nitelendiriyor. Yaptığı anketle sonucu en iyi tahmin eden Tarhan Erdem, "Bu yeni bir başlangıç. Kutlamamız lazım." diyor. Prof. Doğu Ergil, milletin kendi geleceği için büyük bir adım attığına işaret ederken, Prof. Nevzat Tarhan, olumlu değişimle yetinilmemesini istiyor. Gazeteci-yazar Hasan Cemal, darbeciliğin ürünü olmayan yeni bir anayasal düzene giden yolun açılabileceğini düşündüğü için 'evet' dediğini hatırlatıyor ve ekliyor: "Yapacak çok iş var daha. Türkiye'nin toplumsal uzlaşmaya dayanan demokratik, sivil, yeni bir anayasaya ihtiyacı var." Demokrasi ve özgürlüklerden en büyük payı alan ekonomi çevreleri, referandum sonuçlarına da ilk olumlu tepkiyi verdi. Referandum öncesi çizilen karamsar tabloların aksine, piyasalar 'demokratikleşmeye' büyük destek çıktı. Yüzde 58'lik sonucu gören Borsa'daki artış, yüzde 2'nin üzerine çıktı, endeks yeni rekor seviyesine ulaştı. Borsa 62 binleri aştı. Bu, Türkiye tarihinde Borsa'nın gördüğü en yüksek seviye. Dolar 1,5 liranın altına indi. Daha da önemlisi, ekonomi çevreleri ve uzmanlar Borsa'nın 75 bin seviyesini hedeflediğini dile getiriyor. Faiz ise yüzde 8'in altına inerek referandumun ülkeye katkısını gözler önüne serdi. Bu, büyüyen ekonomisiyle daha demokratik bir Türkiye demek. Anayasa Mahkemesi ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) gibi yüksek yargı eliyle oluşturulan vesayetçi anlayış, paketle kısa sürede son bulacak. Örneğin kapatma davaları, cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki 367 kararı, başörtüsü kararı gibi antidemokratik yaklaşımlarla öne çıkan Anayasa Mahkemesi'nin 11 kişilik üye yapısı köklü şekilde değişiyor. Altı yeni üye ile birlikte mahkemenin 'antidemokratik' tavırları kendi yapısı içinde ortadan kalkacak. Yine Ergenekon, faili meçhul, KCK, Balyoz ve Kafes davalarında HSYK kararlarıyla hakim ve savcılar üzerinde yaşanan baskı, yargı bağımsızlığına müdahale girişimleri artık tarih oluyor. Halihazırda adalet bakanı ve müsteşarı ile birlikte Yargıtay ve Danıştay'dan gelen üyeler dahil 7 kişiden oluşan kurulun yapısı köklü şekilde değişiyor. Üye sayısı 22'ye çıkarken, kürsü hakimleri diye tabir edilen 15 bine yakın idari ve adli yargı mensubu hakim ve savcı içinden 10 kişi, yüksek kurula üye seçilecek. Referandumun ilk gününde, İstanbul'dan 8 kürsü hakiminin HSYK için adaylık sürecini başlattıklarını duyurmaları, anayasa paketinin toplumsal bir talep haline geldiğinin simgesi adeta. Artık Ferhat Sarıkaya ve Sacit Kayasu gibi isimlerle simgeleşen HSYK mağdurları olmayacak. Anayasa paketinin tamamı düşünüldüğünde bireysel özgürlüklerin de önü açıldı. Sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmaması, askerlerin ise kendi görevi dışındaki suçlar konusunda sivil mahkemelerde yargılanması, kamu denetçiliği (ombudsmanlık), kadın, çocuk, engellilere, şehit yakını ve gazilere pozitif ayrımcılık sağlanması, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru hakkı getirilmesi çağdaş demokratik bir Türkiye fotoğrafını pekiştiriyor. İç hukuk yolları tüketildiğinde bugüne kadar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kapısını aşındıran vatandaşlar, tarafsızlığı ve bağımsızlığı pekiştirilen Türk yargısı eliyle sonuç almayı deneyecek. Dışişleri Bakanlığı'nın verilerine göre, Aralık 2009 itibarıyla AİHM'ye başvuru sayısı 13 bin idi. Dışişleri bürokrasisinin tamamının çalışması halinde bile eritilemeyecek büyüklükte bir yargı iş yükü bu. Yeni süreçle bu yükler ciddi şekilde azalacak. Sivil toplum kuruluşu temsilcileri, referandumun en önemli sonucunu, 'darbeler döneminin kapanması' olarak nitelendiriyor. İstanbul ve Ankara'da Kenan Evren başta olmak üzere 12 Eylül 1980 darbesini yapanlara yönelik suç duyuruları yapıldı. Dava girişimleri olumlu sonuçlanırsa, sembolik bazı isimlerin yargılanması bile gündeme gelebilir. Ancak bundan daha önemlisi; 'darbe' yapma, bunun altyapısını oluşturan fişleme vb. antidemokratik girişimlerin artık anayasal suç haline gelmiş olması. Bu girişimlerde bulunanların sivil mahkemelerde yargılanacak olması da Türkiye'yi üçüncü dünya ülkesi görüntüsüne düşmekten alıkoyacak. Darbe planı dahil, askerlik mesleği dışında işlerle uğraşanlar sivil mahkemelerde yargılanacak. Sıkıyönetim ve savaş olmadığı sürece sivilleri askeri mahkeme yargılayamayacak. 12 Eylül'ü yapan Kenan Evren ve arkadaşları ile darbe kurumlarının dokunulmazlık zırhı kalktı. Fişleme olarak bilinen ve bireylerin en temel özgürlük alanını ihlal eden; isim, resim, kimlik bilgisi hatta telefon numarası gibi özel bilgiler artık gizli olacak. Bu bilgilerin kayda geçirilebilmesi ancak kişinin rızasıyla olabilecek. Dolayısıyla devletin bazı birimlerinin gelenek haline getirdiği 'fişleme' artık tarih oldu. Kadın, çocuk, özürlü, yaşlı, şehitlerin dul ve yetimleri ile gazilere işe giriş dahil her alanda avantaj sağlanacak. Memurlara ve emeklilere toplu sözleşme hakkı veriliyor. YAŞ kararlarıyla askerlikten uzaklaştırılanlara artık yargı yolu açık olacak. Ekonomik Sosyal Konsey, anayasal kurum haline geliyor. Disiplin cezası alan memur, hakkını mahkemede arayabilecek. Türkiye'de referanduma verilen destek ile tam demokrasi adına birçok bireysel, ekonomik ve sosyal hakka 'merhaba' denilen bir dönem başladı. Seçmen son sözü söyledi. Bundan sonra, yeni ve kapsamlı bir demokratik anayasa hazırlanması ve demokrasi çıtasının düşmemesi bütün partilerin öncelikli görevi haline geldi. GÖRÜŞLER Hasan Cemal Gazeteci-yazar: Yapacak daha çok iş var Yüzde 42 hayır oyuna karşılık yüzde 58 evet. Bu sonuca sevindim. Çünkü referandum sürecinin başından beri ben de 'evet'i savunuyordum. Türkiye'de demokrasi ve hukukun üstünlüğü açısından bir fırsat kapısını aralamasını daha yakın bir ihtimal gördüğüm için 'evet'ten yanaydım. Henüz her şey bitmiş değil. Yapacak çok iş var daha. Evet, 26 maddelik paket demokratikleşme yolunda olumlu, iyi bir adım. Ama yeterli değil. Türkiye'nin büyük bir toplumsal uzlaşmaya dayanan demokratik, sivil, yeni bir anayasaya ihtiyacı var. Tarhan Erdem KONDA Araştırma Şirketi'nin sahibi: Yeni bir başlangıcı kutlamalıyız Referandum sonuçları ortada. Kimse yüzde 58'in AK Parti'nin oyu olduğunu söylememiştir. Şimdi geçici 15. madde ile ilgili zamanaşımı meselesi bir karara bağlanacak. Bu belki de Yargıtay'a kadar gidecek bir karardır. Yeni dönemde hazırlanacak anayasanın alt başlıkları da bu dönemde konuşulmaya devam edecek. Bugün yapılan referandumun ardından varılan sonuç Türkiye'nin hayrınadır. Bugün hepimiz için yeni bir gündür, başlangıçtır. Kutlamamız ve keyfini çıkarmamız lazım. Yusuf Çelebi Türkiye Sakatlar Konfederasyonu Başkanı: Millet üzerine düşeni yaptı, sıra devlette Halkımız kendi kararını kendisi vermiştir ve ciddi bir tarih yazmıştır. Bütün siyasi liderler neden hayır veya evet denilmesi gerektiği konusunda olumlu ve olumsuz nedenleri ortaya koydu. Halksa liderlerin kavgasından çok kendi geleceğine oy vermiştir. Özürlülerle ilgili kararla ilgili madde de bizler için memnuniyet vericidir. Bizler millet olarak görevimizi yaptık, şimdi sıra devlet babada. Yani yasaların işlemesi konusunda devletin kararlı olması gerekiyor. Özgürlük sadece sağlıklı bireyler için değil, herkes için geçerlidir. Ziya Halis Eşitlik ve Demokrasi Partisi: Toplumun yaraları sarılmalı 12 Eylül akşamı halkımız değişimi ve demokrasiyi istedi. Sol siyasal arenadan gelen bir parti olarak üzüntümüz, kendilerine sol diyen partilerin buna ayak uyduramaması. Solun kendini yeniden sorgulaması gerekir, sonuç bunu gösteriyor. Türkiye'nin işi bununla bitmiyor. Toplum çok gerildi, kamplaşmalar oldu. Bu yaraların sarılması gerekiyor. Türkiye, askeri vesayetin olmadığı bir anayasaya kavuşacak. Yarından ötesi yok, yeni sivil bir anayasa için yoğun çaba göstereceğiz. Anayasa değişikliğine karşı çıkanlardan sivil anayasaya destek vermelerini istiyoruz. Prof. Dr. Nevzat Tarhan ASDER Genel Başkanı: Yeni bir anayasa zamanı Referandumda milletimiz demokrasiden ve özgürlüklerden yana olduğunu ortaya koydu. Referandum sonucunda toplumun bütün kesimlerine yönelik yeni açılım ihtiyaçları da ortaya çıkmıştır. Korkuların aşılması için yeni basamaklar lazım. Sonuç olumlu ama bununla yetinilirse Türkiye yine dünya standartlarının altında kalacaktır. Bundan sonra yeni bir anayasa için çalışılmalıdır.
<< Önceki Haber Şimdi ileri demokrasi zamanı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER