Eylül ayında sona erecek
Varlık Barışı ile herkese büyük fırsat sunduklarını söyleyen Bakan Şimşek, "Bu fırsattan yararlanmazlarsa gerekeni yapacağız." dedi.
Yurtdışındaki hesaplara erişim konusunda girişimde bulunacaklarını belirten Şimşek, "Eğer
vergi anlamında bir kayıp, kaçak söz konusu ise tabii ki üzerine gideceğiz." açıklamasını yaptı. Zaman, 2 Eylül'de "İsviçre'den parasını getirmeyenleri ağır
yaptırımlar bekliyor" manşetiy- le kamuoyunu bilgilendirmişti.
Maliye Bakanı
Mehmet Şimşek,
Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu'na (TÜGİK) bağlı
İstanbul Genç Girişimciler Derneği'nin önceki
akşam verdiği
iftar yemeğine katıldı. Çıkışta gazetecilerin sorularını cevaplayan Bakan Şimşek, yurtdışındaki bankalarda gizli hesabı olanlara seslendi: "Varlık Barışı çerçevesinde vatandaşlarımız tabii ki bu paraları Türkiye'ye getirirlerse, bu fırsattan yararlanırlarsa, kendileri için iyi olur. Getirmezlerse de bu yeni dönemde dünya değişti. Karşılıklı
işbirliği, bilgi paylaşımı söz konusu. Onu yapacağız."
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek yemekteki konuşmasında önümüzdeki 3 yılın Türkiye'de kamunun kendine çekidüzen verdiği bir dönem olacağını söyledi. Bakan Şimşek, ''Önümüzdeki dönemde
bütçe açıklarını başlangıçta
kontrol edeceğiz. Daha sonra da tekrar azalan bir trende sokmaya çalışacağız. Artan bütçe açıkları demek, özel
sektör yatırımlarına, tüketimine daha az kaynak demek.'' diye konuştu. Özel sektör odaklı bir
ekonomik model öngördüklerini belirten Şimşek, "Önümüzdeki yıllarda Türkiye'de ekonomik modelin omurgasını
özel sektör dinamizmi oluşturacak.'' diye konuştu.
Kamu açıkları ile sürdürülebilir bir
büyümenin söz konusu olmadığını, son 1-2 yıllık deneyimin bunu çok açık ortaya koyduğunu vurgulayan Şimşek, kamu açıkları arttığında özel sektör yatırımlarına gidecek kaynağın azaldığına işaret etti. Türkiye'de kamu yatırımlarının
milli gelir içindeki payının yüzde 3,7 olduğuna dikkati çeken Şimşek şunları söyledi: "Biz kamu yatırımlarını yüzde 10 artırırsak milli gelire etkisi 0,4 puandır. Özel sektör tüketimi milli gelirin yüzde 68'ini oluşturuyor. Eğer özel sektör tüketimi yüzde 10 reel artarsa, milli gelir yüzde 6,8 büyür. Aynı şekilde özel sektör yatırımları da milli gelirin yüzde 20'sinin biraz üzerindedir. Özel sektörün önünü açabilirsek, içeride güven ortamı pekiştirilirse, zaten Türkiye'nin büyümemesi diye bir şey söz konusu değildir. Onun için bizim yeni perspektifimiz kamunun kendisine biraz daha çekidüzen verdiği bir dönem olması lazım." 1994 ve 2001
krizlerinde faizler ve dövizde ani yükselişler yaşandığına dikkat çeken Bakan Şimşek, "Faizlerin yüzde 10'lar civarına düşmüş olması ilk defa Türkiye'nin krize gelişmiş bir
ülke gibi reaksiyon gösterdiğinin göstergesi." dedi. Dünyanın krizden çıkışının yavaş yavaş olacağını, büyüme oranlarının mütevazı seyredeceğini öngören Şimşek, kriz sonrası ABD'nin dünya ekonomisinin ana motoru olma özelliğini, Çin'in de ihracata dayalı ekonomik modeli yeteneğini kaybedeceğini söyledi.
Demokratik
açılım konusunda kendisini örnek veren Bakan Şimşek, "Aslında ben, Türkiye'nin
Kürt-Türk meselesi olmadığının en güzel göstergelerinden bir tanesiyim. Ve ben bir fırsat eşitliğinin en güzel şekilde tezahür ettiği bir örneğim.'' dedi.